Gola ile 10 yıl

Ayşe Çavdar’ın kaleme aldığı ‘Gola Gza Gola ile 10 yıl’ okuyucuyla buluştu. Belgesel tadındaki kitap, okura Laz kimliğine, kültürüne, hem kentlerden hem de Doğu Karadeniz yaylalarından bakma fırsatı sunuyor

Gola Kültür Sanat ve Ekoloji Derneği tarafından 2005-2015 yılları arasında Karadeniz’in kültürel ve ekolojik değerlerine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen Yeşil Yayla Festivali ve derneğin tüm faaliyetleri kitaplaştırıldı. Yazar Ayşe Çavdar tarafından kaleme alınan “Gola Gza Gola ile 10 yıl” isimli kitap Heyamola Yayınları’ndan çıktı.

“Gola’yı tanımak”, “Yeşil Yayla değişik bir festival”, “Gola bir ara bölge” gibi toplam 13 bölümden oluşan kitapta emekçisinden gönüllüsüne, profesyonel çalışanından izleyicisine kadar onlarca kişi ile yapılan röportaja yer veren yazar Çavdar, okura adeta belgesel izletiyor.

Laz dili unutulmadı

11GOLALaz dilinin yok olmasına karşı mücadele edenlerin anadil mücadelesi de kitabın okunmaya değer bölümleri arasında. Festival kapsamında düzenlenen etkinliklerin birçoğu Lazca yapılırken, Laz dilinin sonraki kuşaklara öğretilmesi festival düzenleyicilerinin gündeminden hiç düşmemiş. Çavdar, bu durumu kitabında, “Hem Laz coğrafyasında hem de İstanbul’daki gençler Lazca’ya vakıf olmak istiyorlar. Yaş almışlar dili aktarmaları gerektiğini nihayet fark etmiş olmanın telaşı içindeler. Bu arz ve talep arasında ise kocaman ve alabildiğince geniş bir kurumsal boşluk var” diye anlatıyor.

Sadece yetişkinlerle konuşmamış Çavdar. Kitapta festival gönüllülerinden ve Gola Çocuk Korosu’ndan 10 yaşındaki Şina Topaloğlu’nun görüşlerine de yer verilmiş.

Gola’ya öneriler

Çavdar kitabın sonunda, Gola emekçilerinin Gola ile ilgili gelecek hedeflerini de ayrı bir başlıkla okura sunuyor. Sosyolog Nilüfer Taşkın, Gola’nın bağımsız duruşunu sürdürmesi gerektiğini belirtirken, fotoğraf sanatçısı Gökçe Sümerkan’ın da, Gola’nın bir kütüphane kurması önerisi var. Kitap boyunca Gola Kültür Sanat ve Ekoloji Derneği Başkanı Refika Kadıoğlu’nun önsözde yazdıkları ise akıldan çıkmıyor: “Doğa kelimesinin Lazcası olmadığını anladığımızda bizim ‘doğa’ tanımımız değişti. Doğanın insan canlısından ayrı görülmediği bir bilgelikte, onu adlandıracak ayrı bir kelimeye de yer yoktu. Lazcada ve yüksek yerlerde yaşanan coğrafyalarda, ‘doğa’ fikrine en yakın kelimeler, yaşamın sürmesini sağlayan şeyleri anlatıyordu. Gola Gza, yayla yolu, Gola’nın Yolu. Yaylalara giden tüm yollar gibi, uzun, zorlu, neşeli… Gelecek on yıllarda birlikte.”

HABER MERKEZİ

EN SON EKLENENLER