Harabeye çevrilen görkemli bir tarih: Ani

 Yüzyıllarca bölgenin en görkemli kentlerinden biri olan Ani kenti, geçen zamana rağmen hala büyüsünü koruyor. Ulaşımı zor olan ve ilgisizlikten ‘harabe’ adını alan Ani, halklar ve kültürler için ortak değer niteliğinde

Kuzey Kürdistan ve Ermenistan arasında bir sınır niteliği taşıyan Arpaçay Nehri’nin hemen yanında bulunuyor Ani kenti. 4 bin 500 metre boyunca uzanan surlardan içeriye girildiğinde bir zaman tünelinden geçmişsiniz hissi yaratan Ani’de, 78 hektarlık bir alanda bulunan dev eserler ve kaybolmaya yüz tutan bir tarih karşılıyor sizleri. Surların üzerindeki kabartmalar da kentin geçmişine dair izleri bugüne taşıyor.

1001 kilise

İpekyolu üzerine kurulan kent, dönemin zengin kentleri arasında yer almakla birlikte birçok savaş ve yıkıma da tanıklık etmiş. Yaşanan bu yıkımdan kaynaklı olsa gerek, birçok metinde ve kaynakta bu kentin adı Ani Harabeleri olarak geçiyor. “1001 Kilise Kenti” olarak da bilinen Ani’den geriye kalan birkaç kilise, mimarisiyle görenleri büyülüyor.

Şapel ve anıt mezarlar

Kiliselerin içlerine hatıra niyetiyle yazılan yazılar, isimlerde yaşanan tahribatı arttırmış. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda 40 kilise, şapel ve anıt mezar tespit edilen kentte ayakta duran mimari eser sayısı sınırlı. Kentin ayakta duran en büyük yapısı olan Ani Katedrali, kırmızı taşlarla örülmüş duvarları, üzerine işlenmiş desenleriyle dikkat çekiyor. Aziz Gregor Kilisesi de Ani’nin simge yapılarından biri olarak biliniyor ve hala ayakta kalması sebebiyle görenleri büyüleyecek nitelikte.

Restorasyonun özensizliği

Kent içerisinde birçok yapı, duvar iskelelerle ayakta kalmayı başarırken, yapılan restorasyonun sırasında Ebul Manucehr Camii’nin çatısının saçtan yapılması, restorasyonun nasıl süreceğini göstermeye yeter.

Yapılan restorasyonla Ani’nin “harabe” sıfatından kurtulup kurtulmayacağı bilinmemekle birlikte kent hala ayakta kalan görkemli yapılarıyla misafirlerini bekliyor.

Birçok medeniyete ev sahipliği yaptı

Tam kuruluş tarihi bilinmeyen ve Ermeni Bagratuni Hanedanlığı döneminde kurulduğu belirtilen kent, yüz yıllarca Bagratuni Ermenilerinden Bizanslılara, Selçuklulardan Gürcülere ve Osmanlılara ev sahipliği yapmış, o medeniyetlerden izleri silik de olsa bugünlere taşıyabilmiş. 1319’daki depremde ağır hasar gördüğü belirtilen Ani, daha sonra Timur tarafından ele geçirilerek tahrip edilir. Tahribata rağmen 1535 Osmanlı-İran savaşına kadar ayakta kalır. 1877-78 Osmanlı-Rus savaşında Rusların eline geçen bölge, Birinci Dünya Savaşı sonrası Osmanlılar tarafından geri alınır. Bir dönem yeni kurulan Ermenistan Cumhuriyeti’nin toprakları arasında yer alan kent daha sonra Türkiye sınırları içinde kalır.

Dicle Müftüoğlu/MA

EN SON EKLENENLER