Hedili 35 yıllık dönüşümü anlatıyor

Kamran Simo Hedili, romanın kahramanı Serdar’ın yaşamından hareketle Kürdistan’ın kent ve dağlarında 35 yıl süren bir mücadeleye mercek tutuyor.

İsveç’in başkenti Stockholm’de yaşayan Yazar Kamran Simo Hedili’nin Pêjna Baranê romanı, 35 yıl Kürt Özgürlük Hareketi saflarında savaşan ve kansere yakalanan Serdar’ın tedavi için hastaneye gelmesiyle başlar. Hastanede 35 yıllık yaşamının muhasebesini yapar. ANF’ye konuşan Hedili, Pêjna Baranê’de 1970-80’li yıllarda Kürdistan’da devrimci gençlik hareketinin gelişmesini, halkın sosyal yapısını, örgütlenme sürecinde devrimcilere yaklaşımını ve süreç içindeki dönüşümünü ele aldığını söyledi. 

GENÇLERİN MÜCADELESİ VE KADINLARIN UYANIŞI

Kürt gençlerinin devrimci hareketler saflarında yer almaya başladıkları ilk dönemlerde, ailelerinin olumsuz tutum gösterdiklerini, ancak Kürdistan Devrimcileri olarak adlandırılan PKK’nin öncü grubunda yer alanların, ailelerin bu anlayışına karşı mücadele ettiklerini hatırlatan Hedili, “Kürt Özgürlük Hareketi içinde yer alan devrimciler ilk olarak feodal değer yargılarına karşı çıktı. Gençlerin içinde yer almaları aynı zamanda Kürt anaları ve kadınlarının uyanışıdır. Sömürgeciliğin farkına varışıdır” dedi. Kürdistan’daki kadın devrimcilerin Özgürlük Hareketi saflarına katılmanın ilk yıllarında ailelerinin feodal değer yargılarının etkisiyle utandıklarını ama sonra kızlarının gerilla saflarında yer almalarından gururla bahsettiklerini söyledi.

PKK ZİHİNSEL DEVRİM GERÇEKLEŞTİRDİ

Hedili, PKK’nin Kürdistan’da bir rönesans ve zihinsel devrim gerçekleştiğini, ancak bu değişimin hiç de kolay olmayıp büyük fedakarlıklar gerektirdiğini belirtti. Gerillaların sadece ellerinde silah taşıyan ve çatışan bir grup olarak görülmemesi gerektiğinin altını çizen Hedili, “Onlar dağda siyasi, felsefi ve ideolojik bir yaşam kurdular” dedi.

Hedili, Kürt halkının uyanışını ve kadınların devrim mücadelesine katılmasını roman kahramanları Serdar ve Bahar’ın şahsında devrimcilerin inançları uğruna yaptıkları fedakarlıklara dikkat çekmeyi amaçladığını ifade etti.

HALK ÖZLEMLERİNİ ANLATTI

Kürdistan’da devrimciler ile polisler arasında yaşanan ilk çatışmaların halkın bilinçlenmesi ve kendine güvenmesi açısından özel bir önemi olduğunu vurgulayan Hedili, “En küçük bir çatışmadan sonra bile halk, devrimcilerin polisleri kovaladığını, karakola sığınan polislere baskın yaptığını birbirlerine anlatıyor. Apocuların yer altında şehirler kurduğundan bahsediyor. Şehirlerde modern hastaneler olduğundan söz ediyor. Halk olanları değil, özlemlerini anlatıyor” şeklinde konuştu.

BEDELLERLE MEVZİLER KAZANILDI

Romanda Serdar ve çocukluk aşkı Bahar’ın devrim içinde yer aldıkları için birbirlerine avuşamadıklarını ve Bahar’ın Türk ordusunun düzenlediği bir baskında şehit düştüğünü söyleyen Hedili, “Birbirlerine aşık olan Kürt gençleri, devrime katılma uğruna kişisel isteklerinden vazgeçtiler. Onlar bireysel aşklarını halka ve devrime olan aşklarına feda ettiler. Bu fedakarlıklar ve bedeller sayesinde Kürtler, Kürdistan’ın dört parçasında mevziler kazandı” dedi.

41 YILLIK BİRİKİMİN ÜRÜNÜ

Rojava’da Kürtlerin diğer halklarla birlikte oluşturduğu, kadınların öncülük ettiği adil, feminist, eşitlikçi ve ekolojik sistemin 41 yıllık birikimin ürünü olduğuna işaret eden Hedili, şunları dile getirdi: “Bu süreçte Kürt kadınları feodal değer yargılarını yıkarak Rojava ve Kuzey Kürdistan’da tarihin kendilerine yükledikleri misyonu başarıyla üstlendi.”

Yazar Hedili, kitabında Kürdistan coğrafyasındaki güçlükleri, kış koşullarında gerillaların karşılaştığı zorlukları ve bunları aşmak için yaratıcılıklarını da ele aldığını ekledi.

EN SON EKLENENLER