Kürt ve Ermeni müziğini sentezledi

‘Ortadoğu’nun Bülbülü’ diye anılan Ermeni sanatçı Aram Tigran’ın 6 Ağustos 2009 yılında yaşamını yitirmesinin üzerinden 8 yıl geçti. 1915’te yaşanan soykırım sonrası Rojava’nın Qamişlo kentine yerleşir. Babasından kaynaklı küçük yaşta müzik ile tanışan Aram, 9 yaşında ud ve cümbüş çalar. Arapça, Türkçe, Süryanice, Yunanca ve Ermenice gibi birçok dil ve kültürden eserler seslendiren Tigran, en çok da Kürtçe seslendirdiği ezgilerle tanınır . 8’inci Amed Kültür Sanat Festivali için kente gelen Tigran, eserlerini hasret kaldığı topraklarda seslendirme şansı bulur.

Vasiyetine AKP engeli Daha hasta iken Amed’e defnedilmeyi vasiyet etse de, 6 Ağustos 2009 tarihinde Yunanistan’ın başkenti Atina’da yaşama gözlerini yumduğunda tüm girişimlere rağmen Tigran’ın bu talebi AKP hükümeti tarafından yasal prosedürler gerekçe gösterilerek engellendi. Onun bu özlemini yarım bırakmak istemeyen Amed Büyükşehir Belediyesi gasp edilmeden önce, Aram Tigran’ı ve müziğini yaşatmak için adına konservatuar açtı. Konservatuvar 5 yıl boyunca tiyatro, resim, folklor, sinema ve müzik alanında yüzlerce öğrencinin yetişmesini sağladı. 1 Kasım 2016 tarihinde Amed Büyükşehir Belediyesi’nin gasp edilmesiyle birçok kurum gibi Aram Tigran Konservatuvarı da kapatıldı, konservatuvardaki öğretmenlerin büyük çoğunluğunun işine son verildi.

Kültürleri sentezledi

İşine son verilen konservatuvar hocalarından Udi Neşet Güçmen, Kürt müziği denilince akla ilk gelen isimlerden birinin Aram Tigran olduğunu dile getirdi. Neşet, “Ama Aram Tigran’ın, Ermeni ve Kürt müziği arasında kurduğu bağ nedeniyle özel bir yeri var. Müziğinin melodisine baktığımız zaman hem Kurdevari bir ruh hem de Ermeni ruhunu görebiliyoruz. Onun tüm eserleri, Kürt müziği için birer klasiğe dönüştü” dedi.

Amed’e sevdalıydı

Aram Tigran ile Amed’e geldiğinde tanıştığını ve onunla şarkı söyleme şansına eriştiğini söyleyen Neşet o günleri şu sözlerle dile getirdi: “Geldiğinde onunla çok vakit geçirme şansım oldu. Birlikte şarkılar söyledik. Aram Tigran, çok mütevazi bir sanatçıydı. Çocuklarla çocuk, büyüklerle büyük oluyor, sanatçıyla sanatı tartışıyordu. Aram geldiğinde Surları merak ettiğini ve görmek istediğini söyledi. Biz birlikte Amed Surlarını, burçları gezdik. Amed’in tüm sokaklarını gezmek istiyordu öyle bir hasreti, sevdası vardı Amed’e karşı.”

EN SON EKLENENLER