Kürtçe tiyatro atölyesi kuruldu

Tiyatro sanatçısı Berfin Zenderlioğlu, Kürtçe tiyatro atölyesi düzenleyerek, hem anadilde tiyatro öğrenimi hedefliyor hem de gelecekte Kürt tiyatrosu için bir kadro oluşturmaya çalışıyor.

Tiyatro dersleri 16 Şubat’tan beri Kadıköy’de bulunan Kay-Der’de veriliyor. Chalak Events öncülüğündeki derslere şu ana kadar en az otuz kişi başvuruda bulundu. 2004 yılından beridir tiyatro sanatçısı olan Zenderlioğlu, önceki yıllarda kurulan ve daha sonra kapanan Şermola Performansın kurucularından. Şimdilerde tiyatrolarda yönetmenlik yapan Zenderlioğlu, Kürtçe oyunlar yazıyor.

Kürtçenin hala ‘bilinmeyen bir dil’ olarak lanse edildiği Türkiye’de Kürtçe çalışmalarda ısrar etmenin Kürt kültürü açısından oldukça önemli olduğunu söyleyen Zenderlioğlu, Kürt halkının da handikaplarının olduğunu, Kürtlerin yaşadıkları şehirlerde bulunan belediyelerin de bu anlamda eksik kaldıklarını düşünüyor.

İSTANBUL’DA KÜRT TİYATRO ATÖLYESİ

Kürtçe tiyatro atölyesi fikri nasıl gelişti?

Uzun zamandır oyunculuk çalışma yapmak istedim. Diyarbakır, Van, Bitlis, Mardin gibi illeri baz alıp oralarda workshop yapmak istedik. Orada bulunan insanlarla görüştük ama fon önemliydi. Uzun yıllardır ana dilimde tiyatro yapıyorum. Bir taraftan da bu anlamda Kürt tiyatrosuna da bir destek olmak istiyorum. Böyle destek arayışlarında bir alt yapı oluşturamadık. İstanbul’un dışına da bu atölyeleri taşımak istiyorum. Destek olmayınca neden İstanbul’da olmasın diye düşünüp buna başladık.

KÜRTÇE TİYATRODA CİDDİ BİR AÇIK VAR

Atölye nasıl işliyor, biraz anlatır mısınız?

Dört aylık bir süreç, her Pazar günü olacak. Atölyenin dili Kürtçe olacak. Kısa sürede 30 kişi Kürtçe tiyatroya başvurdu. 16 şubatta başladık. Bu sayı oldukça önemlidir. Böyle böyle birileri başlatacak diğerleri de devam ettirecektir. Kürt tiyatrosuyla ilgilenen gençler çok fazla. Bu alana gönül veren ve çalışmak isteyen insan sayısı fazla ama maalesef buralara böyle çalışmalar yapılmıyor. Oldukça yoğun bir nüfusuna sahip İstanbul’da böylesi atölyeler olmadığı için bu gençler de bu etkinlikten uzak kalıyorlar.

Amacınız nedir?

Amacım hem Kürt tiyatrosuna katkı sağlamak bir yönüyle yeniden görünür kılmak. Diğer taraftan da kendi anadilimde de oyuncu koçluğu yapmak oldukça değerli. Bu alanda bir açık var. Bizler doldurmayacaksan bu boşlukları kim yapacak? Bu doğrultuda yol aldım.

KORKUYA KARŞI DURUŞ SANATÇININ ASIL İŞİDİR

Kürt tiyatro sanatçıları genel olarak ne tür zorluklar yaşıyor?

Kürt tiyatrosunda bir oyuncu kadrosu oluşturmak yılladır bizim gündemimizde olan bir mesele ama maalesef zaten bütün özel tiyatroların yaşadıkları sıkıntıları bizler de yaşıyoruz. Kurum tiyatrosu olduğunda bir profil oluşturmak çok daha rahat ama yer yok. Ekonomik alanımız yok. Biz yıllardır bunu dert edip Şermola Performansı’nı kurduk. Ama öyle bir sistemin içerisindeyiz ki bunu korumak, bunu devam ettirmek çok zor.

Sadece ekonomik kaygılar da yok elbette, politik kaygılar da var. İnsanlar artık bazı şeyleri kolay kolay göze alamıyorlar. Hukuk bu ülkede her zaman problemli bir yerde. Bu elbette ki tiyatro gibi birçok alanı etkiliyor. Açılımın bitmesi ile kâbus bir süreç yaşadık. Biz daha önce hemen hemen her sahnede oyun oynayabilirken, adı konmayan bir oto sansüre de maruz kaldık. Kargalar bir oyun yaptık uluslararası bir alanda, İngilizce ve Türkçe alt yazıyla Kürtçe olarak sergiledik ama daha sonra Türkiye’de oyunumuzu sahneleyecek bir salon bulamadık. Bunun adı da konulmadı ama biz anladık. Bir taraftan da insanlar Kürtçe şarkı söylüyorlar diye saldırıya uğruyorlar. Bunun yarattığı, yaratmak istediği bir korku politikası var ve aslında diğer taraftan da korkuya karşı duruş da olmazsa sanattan ve sanatçıdan bahsedemeyiz.

‘KÜRTÇE TİYATROYA DAİR BİR LİTERATÜRÜN OLUŞMASINI İSTİYORUM’

Kürtçe müzik, sinema, edebiyat Kuzey Kürtleri için daha popüler bir alan gibi. Bunlarla kıyaslandığında tiyatro nasıl?

Diğer sanat dallarına göre tiyatro Kürtler için bir uzak bir alan ama bir kültür oluşması da gerekiyor. Kolay kolay sağlanacak bir şey değil. Bir Pazar da olması lazım. Hala Kürtçe bilinmeyen bir dil olarak lanse ediliyor ve hala Kürtçenin bir anayasal bir güvencesi yok, eğitim hakkımız yok. Bu atölyeyle birlikte Kürtçe tiyatroya dair bir literatürün de oluşmasını istiyorum. Çünkü ben bu işin eğitimini Türkçe aldım. Ben Kürtçe yoksul tiyatro, epik tiyatronun Kürtçe karşılığı nedir bilmiyorum. Ben aslında bu atölyeyle kendimi de sınamak ve denemek istiyorum. Bunu biraz zorlansam bile Kürtçede yapmak istiyorum.

‘TİYATRO KÜRTÇE İÇİN KÜLTÜR HALİNE GELMİYORSA HERKES SORUMLUDUR’

Devlet baskısından söz ettik ama kendi içinde nasıl bir okumaya gitmeliyiz sizce?

Bizim halk olarak da ciddi handikaplarımız var. Bir taraftan anadilde eğitimden söz edip diğer taraftan da kültür sanat çalışmalarında iyi çalışmalar yapmamak yerel yönetimlerin de ciddi sorunu. Tiyatro kültür haline dönüşmüyorsa herkesin bir rolü var bunda. Bizler, gönüllüler olanaksızlar içinde olanaklar yapıyoruz. Buna destek gelmelidir. Bu kültür için çalışmalar yapılmalı ve desteklemelidir.

EN SON EKLENENLER