Rojava’da öteki sinema

Yaşama, sanata düşman DAİŞ’le savaşın en yoğun yaşandığı Rojava’da yaşamla beraber sanat ve kültür de yeniden inşa ediliyor. Rojava Sinema Komünü, savaşın ortasında yeni bir sinema üretiyor

Rojava, sanata, kültüre, yaşama dair herşeye düşman olan eli kanlı DAİŞ vahşetine karşı yürüttüğü amansız bir savaşla adını duyurdu tüm dünyaya. Şiddetli savaşın yanısıra yeni yaşamın inşasında da iddialı olan Rojava’da kültür faaliyetleri de hummalı bir şekilde yürütülüyor. Rojava Sinema Komünü savaşın ortasında yeni bir sinema üretiyor. Sadece üretmekle kalmıyor, yeni bir sinema kuramı da geliştiriyor. Sinemayı, çok dilli, çok renkli, çok kültürlü olarak ele alan Komün, sinemayı toplumun genelinin dahil edildiği bir alan olarak görüyor.

Amaç Kürt sinema dili oluşturmak

Komün’de şimdiye kadar onlarca kısa ve belgesel film yapıldı. Onlarca öğrenciye sinema eğitimi verildi. Çocuklara yönelik Charlie Chaplin’in Kürtçe dublajlı filmleri yapıldı. Kısa bir süre önce Serêkaniyê’de dublaj stüdyosu kuruldu. Dirbesiyê’de sinema atölyelerinin açılışı yapıldı. Rojava’nın her kentinde kültür-sanat merkezleri kuruluyor. Rojava’da kurulan komünün amaçlarından biri de Kürt sinemasında ortak bir dil oluşturmak ve Kürt sinemasını örgütlü hale getirmek. Dağ sinemasını ilham alan Rojava Sinema Komünü’nün kuruluş öyküsünü Kültür Sanat Hareketi’nden (TEV-ÇAND) Diyar Heso ve Ekîn Ronî anlattı.

Akademik müfredat hedefi

Rojava’da devrimden önce ağırlıklı olarak müzik alanında sanat çalışmaları yürütüldüğünü kaydeden Ekin Roni, müziğin dışındaki sanat alanlarını da geliştirmek için harekete geçtiklerini söyledi. Govend, tiyatro ve sinemayı daha örgütlü ve planlı bir şekilde akademik müfredata kavuşturmak istediklerini kaydeden Roni, bu kapsamda sinema çalışmalarını atölyelerle başlattıklarını ifade etti. Bu örgütlülüğün hem uluslararası alanda hem de Kuzey Suriye Federasyonu’nda çok ilgi gördüğünü belirtti.

Gerçek görüntüler sinema gibi

An be an çatışmaların kayıt altına alındığı Rojava’da gerçek görüntü ve kurgusal sinemanın ayrımı da zor. Ekin Roni, hangi göz ve zihniyetin kameradan baktığının önemine dikkat çekerek, “Savaşan kişiler savaşı birebir çektiği zaman daha gerçekçi yansıtabilir. Bu açıdan bizim yapacağımız belgeseller, kurgular önemli. Mesela bir İran filmi seyredersin, çekimlere ve senaryoya baktığında, bu İran filmi dersin. Ama çekim ve senaryoya baktığında bu nasıl Kürt filmi dersin mesela? O tam oluşmadı ama oluşma aşamasında” diye konuştu.

Kürtlerin ve devrimin filmi

Erkek egemen devletçi sisteme karşı olan ideolojileriyle ‘bizim sinemamız’ diyen Roni, “Bizim derken yani Kürt olan ya da Türk olan değil, demokratik ulus anlamında ‘bizim’dir diyoruz. Bizim sinemamız toplumun sinemasıdır. Mesela bizim akademimizde on tane kısa film yapıldı. Bir yıl içerisinde okuma yazma bilmeyen insanlar okuma yazma öğrendi. Kendi senaryolarını yazdılar ve film çektiler” dedi.

Alternatif sinemacılar Rojava’ya

‘Bizim’ dediği sinemanın halen oluşum sürecinde olduğunu dile getiren Diyar Heso ise, alternatif sinemcılar için Rojava’nın önemli bir deneyim olduğunu söyledi. Heso şöyle konuştu: “Bizim yaptığımız toplumsal ve kültürel devrimi sinema aracılığıyla göstermek ve Rojava gerçekliğini sinema ve sanat diliyle yansıtmak. Popüler sinema ya da tüketim sinemasına karşı büyük bir direniş sergilemek gerekiyor.”

‘Bizim için büyük bir adım’

Yaptıkları sinemaya rağbetin giderek arttığını vurgulayan Heso, “Yeni sinemacı yetiştirmek, yeni sinemalar açmak çok zor oldu. Yeni çıkarttığımız ilk filmlerde halk korkuyordu, gelmek istemiyordu. Bu korkular aşılmış olsa da kırıntıları var. Sinema için küçük ama bizim için büyük bir adımdı bu. Rojava’da yeni bir umut yarattı” dedi.

Tijda Yağmur/Kobanê-Anf

EN SON EKLENENLER