Havva Marta’nın “Tanrıçalar” isimli resim sergisi Gama Galery’de sanatseverlerle buluşuyor.
8 Nisan’da açılan sergi Mezopotamya mitolojisinin ana tanrıçası olan İnnana’nın yanı sıra, Kibele gibi birçok mitolojik kadın figürü tuvale taşıyor. 6 Mayıs’a kadar açık kalacak olan sergide ana tanrıça kültünün tanrılardan daha önce var olduğu ve bu durumun birçok kültürde karşılığının olduğu görülebiliyor. Kadın figürler, toplumsal normların dayattığı “kutsal anneliğin” ötesinde kural yıkıcı ve yaratıcı özellikleri olduğu konusunda ortaklık taşıyor.
Venüs, İnanna ve Lilith
Ana tanrıça kültürünün tanrılardan daha önce var olduğu gerçeğini en iyi yansıtan örneklerden bir tanesi Willendorf Venüsü. Havva Marta’nın aynı adı verdiği bu resmin konusu olan figür, en eski ana tanrıça kültü. Avusturya Willendorf eyaletinde yapılan arkeolojik çalışmalar neticesinde ele geçirilen pişmiş topraktan yapılmış Venüs ayrıca M.Ö. 25.000-20.000 arası yapılmış olduğu tahmin edilen ilk heykel örneklerinden. Bu anlamıyla Venüs’ün tuvale yansıtılması da görsel sanatlar arasındaki ilişkisellik bağlamında önem taşıyor.
Doğal toplumun adeta sembolü olagelmiş Kibele ise birçok toplumda karşılığı olan bir imge. Kibele’nin “tanrıların anası” olması ile birlikte tüm canlıları korumak, bereket ve doğayı sembolize etmek gibi birçok özelliği var. Marta’nın resmettiği Kibele resminin konusu da tüm canlıları koruyan ve doğaya hakim olan bir Kibele. Mezopotamya’nın en önemli kültlerinden bir tanesi de İnannave Lilith. Her iki tanrıçanın toplumsal normlara evlilik üzerinden karşı çıkışı Marta’nın İnanna ve Lilith çalışmalarında da bu benzerlik düzlemi üzerinden okunuyor.
İSTANBUL / ŞÛJIN