Avrupa Konseyi’nden Medya Özgürlüğü Uyarısı

Medya özgürlüğü alanında yaşanan gelişmeler son dönemde Avrupa kurumlarının en çok eleştirdiği unsurlar arasında yer alıyor. Bu alanda yaşanan olumsuz gelişmelere yönelik eleştirinin dozu da her geçen gün yükseliyor. Türkiye’nin üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks tarafından hazırlanan memorandum, medya ve ifade özgürlüğü alanlarına yönelik uyarıların tonunun bir doz daha sertleştiğini gösteriyor.

Muiznieks tarafından hazırlanan kapsamlı memorandumda, medya ve ifade özgürlüğü alanlarında yaşanan kötüleşmenin Türk demokrasisi açısından varoluşsal bir tehdit oluşturduğu belirtiliyor. İnsan Hakları Komiseri’nin geçen yıl nisan ve eylülde Türkiye’de yaptığı temaslar ışığında kaleme aldığı memorandumda, bu iki özgürlüğün esasını oluşturduğu insan haklarının korunmasının, sosyal barışın ve sağlıklı bir demokrasinin oluşturulmasının mutlak ön şartı olduğu vurgulanıyor.

Türkiye’de terör propagandası ile terör örgütüne destek kavramlarının aşırı derecede geniş yorumlandığı notunun düşüldüğü belgede, ifade özgürlüğünün uluslararası insan hakları normları ihlal edilerek kısıtlanmasının demokratik tartışma ortamını daraltan bir etki yarattığı, toplumu kutuplaştırdığı ve terör sorununa çözüm olmadığı kaydedildi. Bu durumun Türkiye’yi çok tehlikeli bir yola sürüklediği görüşü de Muiznieks tarafından dile getirildi.

Türk yetkililerin terörist eylem ile meşru muhalefet ve hükümete yönelik eleştirileri ayırmaya ve demokratik toplumda beklenen sorumluluk ile hoşgörüyü sergilemeye davet edildiği memorandumda, “Türk yetkililer, ifade ve medya özgürlüğünde sorunla karşılaştıklarında konuları küçümsemeye yöneldiler. Son yıllarda ifade özgürlüğünü geliştirmeye bağlılıkta belirgin bir düşüş var. Durumun iyileştirilmesinin önündeki en önemli engel siyasi irade eksikliği” ifadeleri kullanıldı.

Yasaların ve maddelerin yorumlanış ve uygulanışındaki sistemik problemlerin medya ve ifade özgürlüğünün sürekli olarak altının kazılması sonucunu doğurduğuna dikkat çekilen belgede, olağanüstü hal uygulamasına son verilmesi ve özellikle medya özgürlüğü ile akademik özgürlük alanlarında oluşturduğu ihlallerin giderilmesi gerektiği belirtildi.

Türkiye’nin, Suriye’deki gelişmeler, mülteciler, darbe girişimi ve terör saldırıları nedeniyle zor bir dönemden geçtiği vurgulansa da tüm bunların ifade ve medya özgürlüğüne yönelik ihlalleri meşru kılamayacağı da memorandumda dile getirilen görüşler arasında yer aldı.

Türk Ceza Kanunu’nun, bazı maddeleri başta olmak üzere, elden geçirilmesi gerektiğini belirten Muiznieks, Türkiye’de ifade ve medya özgürlüğündeki kötüleşmenin yargının tarafsızlık ve bağımsızlığının erozyona uğramasıyla el ele yürüyen bir süreç olduğunu ifade etti.

VOA

EN SON EKLENENLER