Mannheimer Morgen, Kuzey Kore’nin ilk başarılı kıtalar arası füze denemesini gerçekleştirdiği yönündeki açıklamasını ve ABD’nin buna gelen tepkisini ele alıyor. Gazetenin yorumunda şu satırlar dikkat çekiyor:
“Kuzey Kore’nin füze denemesinin zamanlaması sadece provokasyon olarak anlaşılabilir. Komünist rejim tesadüfen tam da Amerikalıların en önemli ulusal günü olan Bağımsızlık Günü’nde Washington’dan gelen bütün uyarıları gözardı ederek füze denemesinde bulunmadı. Kim Jong-Un’un füzeleriyle ABD’nin Alaska Eyaleti’ne ulaşabilmesi, ABD Başkanı Donald Trump’ın kesinlikle mutsuz bir Bağımsızlık Günü geçirmesine sebep oldu.”
Die Welt gazetesi ise Almanya’nın iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın 2016 yılı raporunu yorumluyor. İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere ile Teşkilat Başkanı Hans Georg Maaßen’ın düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna açıklanan raporda, Türkiye’nin Almanya’daki istihbarat faaliyetleri, iki ülke arasındaki gerilimin güvenlik alanındaki işbirliğine etkisi, Gülen yapılanması ve PKK’nın faaliyetleri ile ilgili bölümler yer aldı. Raporda dikkat çeken en önemli tespitlerden biri de radikal İslamcı terörizmin Almanya iç güvenliğini en çok tehdit eden olgu haline gelmesi. Gazetenin konuyla ilgili yorumu şöyle:
“Büyük olasılıkla burada bahsedilen, insan öldürenlerin peşinden koşan ve Almanya’da yaşayan az sayıda şiddete hazır cihadçılar. Ancak geçen yıl böylesi çevreler tarafından beş saldırı düzenlendi; genç bir kızın Hannover’de bir polise düzenlediği bıçaklı saldırı, Ansbach’taki müzik festivali ve Berlin’deki kanlı Noel Panayırı’na kamyonla düzenlenen saldırılar gibi. Bu alanda işte bu nedenle fazlasıyla açıklığa kavuşturma, aydınlatma ihtiyacı var. Ve özellikle de zor olan bu. Buna rağmen paniğe kapılmak için bir neden yok. Radikal İslamcılık Avrupa ve Almanya için yeni bir biçimde terör tehdidi oluşturuyor. Perspektif açısından bakıldığında şiddet uygulamaya hazır İslamcılığın, hedeflerini gerçekleştirme şansı yok. Batı’nın özgürlük düşüncesi ve bizim anayasamız çok daha güçlü.”
Wiesbadener Kurier gazetesi de yorum sütünlarında Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın raporunun içeriğine yer veriyor. Yorum şöyle:
“Aşırı solcusundan aşırı sağcısına kadar şiddete hazır destekçilerin sayısının artması, tolere edilen fanatik İslamcılık ve Türk otokrasisine gösterilen coşku nedeniyle vatandaşlar arasındaki normaller, savunmaya geçmek zorundalar. Almanya’da çok fazla sayıda insan düşünmeksizin terörist görüşleri, Yahudi düşmanlığını destekliyor ya da talepleriyle Anayasa’nın temelini oyuyorlar. Şiddete başvuranlara zemin hazırlıyor, onlara büyüyüp, kendilerini güvende hissebilecekleri bir ortam sunuyorlar.”
Kölnische Rundschau gazetesi ise bugünkü sayısında IŞİD’e yönelik düzenlenen operasyonları ve örgütün geleceğini mercek altına alıyor. Yorum şöyle:
“IŞİD’e karşı yürütülen savaş son aşamasına giriyor. IŞİD’le mücadele koalisyonu IŞİD’in başkenti sayılan Rakka’nın eski şehrine girdi. IŞİD’in elindeki son büyük kent olan Musul’un bazı semtleri hariç birçok bölümü IŞİD’den alındı. Son çatışmalar daha çok sayıda insanın yaşamına mal olacaksa da askeri operasyon kararı alındı. Peki ya sonrasında ne olacak? IŞİD yenilmiş mi olacak? Buna inanmak saflık olur. IŞİD kısa süre sonra hatırı sayılır bir toprağı elinde tutamayacak durumda olacak. Böylece önemli gelir kaynakları, eğitim yaptığı kamplar, altyapı ve savaş malzemeleri konusunda sıkıntı çekecek. Ancak Irak, Suriye ve Avrupa’nın başkentlerinde terör saldırıları düzenlemek için çok fazla şeye ihtiyacı yok. İngiltere’deki son saldırı örnekleri bunu gösterdi.”
© Deutsche Welle Türkçe
HT/BD