Durmuş: Basın kartını meslek örgütleri verecek

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, Evrensel Gazetesi başta olmak üzere bazı sarı basın kartlarını iptal etti fakat gelen tepkiler sonucunda kartların bir kısmı kullanıma açıldı. Kartlar kullanıma açılsa da Sarı Basın Kartı Komisyonu ve bu uygulama uzun zamandır tartışmalı bir konu. 

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Sarı Basın kartının Türkiye’de uzun yıllardır hep tartışıldığını hatırlatıyor ve “Tartışmaların ve bu söylenmelerin güçlü olmamasının en büyük nedeni, yakın bir tarihe kadar basın kartları komisyonundaki kişilerin çoğunluğunun meslek örgütü temsilcilerinden oluşmasıydı. Tabii buna rağmen Başbakanlığın onayıyla yapılıyor olmasına itiraz edenlerin sayısı da az değildi. Bu sebepten ötürü kart başvurusu yapmayan onlarca gazeteci de vardı” diyor.  

SAVUNMAK YETMİYOR

Durmuş, dünyanın birkaç ülkesi dışında basın kartını devlet tarafından veren bir ülke olmadığını kaydederek kartların meslek örgütleri aracılığıyla verildiğini ifade ediyor. “Türkiye Gazeteciler Sendikası uzun yıllardır basın kartının meslek örgütleri tarafından verilmesini savunuyor” diyen Gökhan Durmuş şunları anlatıyor: “Savunmak yetmiyordu o yüzden Ekim ayında yaptığımız Genel Kurul’da basın kartı konusu tartışıldı ve meslek örgütlerinin vermesi, bu sürece TGS’nin öncülük etmesi konusunda karar alındı. Mevcut yönetimimiz bu konuda Genel Kurul tarafından görevlendirildi.”

Bu sorunun kısa sürede halledilemeyeceğinin farkında olduklarını dile getiren Durmuş: “Artık bir yerden başlamak gerekiyordu ve başladı. Aralık ayında beş meslek örgütüne bir çağrı yaptık ve bu fikri tartışmaya açtık. Önümüzdeki günlerde de meslek örgütleri ile toplantılara devam edeceğiz. Tüm Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de basın kartını meslek örgütlerinin oluşturacağı bir komisyon verecek. Bu konuda kararlıyız, kimse şimdi kart konusunda sıkıntı var, kartlarını alınca vazgeçerler diye düşünmesin. Gazeteci; onayını okurundan, izleyicisinden ve meslek örgütünden alacak sadece” şeklinde konuşuyor.

SARI BASIN KARTI GAZETECİLİK RUHSATI DEĞİL

DİSK Basın- İş Sendikası Genel Başkanı Faruk Eren de yıllardır devletin verdiği sarı basın kartlarının bir anlamı olmadığı söylediklerini ifade ederek: “Sarı basın kartı, gazetecilik ruhsatı değil, devlet icazeti ile gazetecilik olmaz. Biz yıllardır diğer ülkelerde olduğu gibi meslek örgütlerinin basın kartı vermesi gerektiğini savunuyoruz” diyor. Basın kartı konusunda çok keyfi bir tutum olduğunu ifade eden Eren, daha önce de sarı basın kartı meselesinin sorunlu olduğunu hatırlatıyor. 

Meslek örgütlerinin vermesi gerektiği çağrısının ilk defa karşılık bulduğunu anlatan Faruk Eren de Durmuş gibi gazetecilik meslek örgütlerinin bir araya gelip bir çalışma başlatacağını söylüyor: “İlk etapta elbete bir grup gazeteci bir araya gelecek ve bu halka halka genişleyecek.  Niyetimiz gazeteci örgütlerinden bir komisyon oluşturup belli ilkeler çerçevesinde basın kartı vermek. Elbette devletin bu kartı  kabul edeceğini düşünmüyoruz; ama bu da Türkiye’de ifade özgürlüğü mücadelesinin bir parçası olacak.”

‘BİZ BURADAYIZ’

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde çok sayıda gazetecinin imzasını taşıyan bir açıklama yayınlayarak yola çıkan Gazeteci Dayanışma Ağı (GDA) Sözcüsü Tuğba Özer “Yayınladığımız bildiri, gazetecilik mesleğinin yapılmasının her geçen gün zorlaştığı Türkiye’de, tutuklamalara, baskı ve mobbinge karşı biz buradayız ve mesleğimizi tüm bu zorluklara karşı hakkıyla yapmaya devam edeceğimizi duyurmaktı ” diyor ve son olarak iptal edilen sarı basın kartlarına ilişkin şunları söylüyor: “Gazetecilerin basın kartının iptal edilmesi  ve ardından gelen tepkilerle bu karardan dönülmesi son yaşadığımız bir örnekti. 

Tüm bunlar yaşanırken şunu da belirtmek zorundayız ki; kendilerini “muhalif” olarak tanımlayan ve her gün emekçi haklarından bahsederek iktidarı eleştiren basın kuruluşları da gazetecilerin hakkını ne yazık ki vermiyor. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen birlikte mücadelenin birçok soruna karşı elzem  olduğunu yaşadığımız birçok olayda gördük. Birlikte durarak bir şeylere ses çıkardığımızda sesimiz çok daha gür çıkıyor.”

Özer, ayrıca gazetecilerin artık büyük bir çoğunluğu bu alanda istihdam edilmekle birlikte en büyük hak kayıplarının da bu alanda yaşandığına dikkat çekiyor.

EN SON EKLENENLER