FAZ: İktidarını korumak için her yola başvuracaktır

Frankfurter Allgemeine Zeitung Belarus’taki devlet başkanlığı seçimleri sonrasında yaşanan gerilimi konu alıyor. 26 yıldır ülkeyi yöneten Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko’nun bu seçimi de kazandığının açıklanması üzerine ülke çapında protesto gösterileri başlamış, muhalefetin adayı seçime hile karıştırıldığı gerekçesiyle seçim sonuçlarını tanımadığını açıklamıştı.

“Şimdi başlayan iktidar savaşının ucu açık. Belarus’taki rejim karşıtları hiçbir zaman hayallere kapılmadı. Lukaşenko, iktidarını koruyabilmek için her yola başvuracaktır. Göstericiler böyle kararlı ve cesur olmaya devam ederse Pazar gecesi yaşanan polis şiddetinden daha kötüleriyle karşı karşıya kalınabilir. Dolayısıyla güvenlik güçlerinin daha ne kadar Lukaşenko’ya bağlı kalacağı belirleyici olacaktır. Ama Lukaşenko şiddet yoluyla gösterileri bastırmayı başarsa bile ülkeyi kaybetmiş olacaktır. Çünkü karşısındaki hareket hiç olmadığı kadar geniş kesimlere yayılıyor. Belarus’taki insanlar için konu Doğu-Batı ya da jeopolitik meseleler değil, temel haklar.”

Frankfurter Rundschau gazetesinin yorumunda ise Avrupa Birliği’nin (AB) tutumu ele alınıyor:

“AB ikilem içinde. Fikir birliği yok. Kimi cezalandırması gerektiğini bilmiyor. Minsk’teki seçim hilesine göstereceği her tepkinin Moskova’yı kızdırabileceğinin farkında. Gerçi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Lukaşenko birbirinin can dostu değil. Ama şurası kesin ki, Putin Belarus’un AB ve NATO yönünde ilerlemesini kabul etmeyecektir. Ukrayna’daki savaş bunu yeterince acı bir şekilde gösterdi.”

Neues Deutschland gazetesi ise, Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta limanda meydana gelen patlama sonrasında uluslararası toplumun tutumunu eleştiriyor:

“Uluslararası politikanın Lübnanlıların ihtiyaçları konusundaki tavrı utanç verici. Ülke ekonomisi yıllardır çöküş yaşıyor, istikrarsız barış ortamı yıllardır kırılma tehlikesiyle karşı karşıya. Şimdi kaçınılabilecek bir kaza, ülkede yolsuzluklar ve kötü yönetim nedeniyle yıllardır biriken öfkeyi açığa çıkardığında Emmanuel Macron gibi politikacılar büyük konuşmalar yapıyor, ‘Lübnan’ın geleceğine şimdi karar verilecek’ gibi laflar ediyorlar. Kastettikleri, gönderecekleri yaklaşık 250 milyon euro. İhtiyaç duyulan milyarlarla karşılaştırıldığında gülünç bir miktar. Kaldı ki, bu kadar büyük miktarlara ihtiyaç duyulmasında, uygulanan yaptırım politikalarının da payı var.”

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi ise Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) 2021’deki parlamento seçimleri için Başbakan adayını ilan etmesini ele alıyor. Mevcut hükümette Başbakan Yardımcılığı ve Maliye Bakanlığı görevlerini yürüten Olaf Scholz, partisinin yüzde 15’lerde seyreden oy oranını yüzde 20’nin üzerine çıkarmayı hedefliyor.

“Scholz’un önündeki en büyük sınama, partisi SPD’nin mevcut güçsüzlüğüdür. Kendi gücü yokken potansiyel müttefiklerin ne yararı olur ki? Bu nedenle ilk hedefi, SPD’nin anketlerdeki kötü durumunu iyileştirmek olmalıdır. İmkansızı gerçekleştirebilmek için seçim kampanyalarında pek çok konuda başarı gerekiyor. En azından başbakan adaylığı konusunda başarılı olundu. Önceki yıllardan farklı olarak bu sefer partililer aynı çizgide buluştu. Scholz’un binayı bunun üzerine kurması gerek…”

DW/BK,JD

© Deutsche Welle Türkçe

 

EN SON EKLENENLER