FAZ: Putin’in sözleri yaptıklarını tutmuyor

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in sözleriyle icraatının uyuşmadığına dikkat çekiyor:

“Putin’in Rusyası Pazartesi konuşmasında söylediklerinin tam aksi yönünde gelişme gösteriyor. Çığırından çıkan yolsuzluk Putin’in kurduğu hükümranlık sisteminin ayrılmaz ögesi oldu. Küçük işletmeler hukuk güvenliğine kavuşturulmadı. Rusya’nın şişirilmiş ve halka düşman bürokrasisi en verimli çalışmasını Putin’in arzuladığı seçim zaferini garanti altına alırken yapıyor. Putin’in dış politikası da iç politikasından farklı değil. Barış, diyalog ve hak eşitliğine dayalı işbirliğine dair sözleri, demokrasiye yaptığı övgü ölçüsünde ciddiye alınabilir. Eski bir Almanya Başbakanının bir hükümranın göreve başlama töreninde ilk sırada yer alması utanç duymak için yeterli bir nedendir.”

Frankfurter Rundschau gazetesi, Putin’in dördüncü yemin törenini konu alan yorumunda Batı ile Rusya arasındaki ilişkilerin gözden geçirilmesi gerektiğine vurgu yapıyor:

“Rusya’nın Batı ile ilişkilerinin baştan başlatılması iyi olur. Hiç olmazsa Suriye’deki savaşı ve Doğu Ukrayna anlaşmazlığını barışçı çözüme kavuşturacak adımlar atılabilir. Ama bu dilek en azından Rusya’nın bakış açısına uymadığı için arzulanan olmayacaktır. Vladimir Putin yemin töreninde Dimitri Medvedev’i yeniden başbakanlığa önermekle bunun neden olamayacağını gösterdi. Putin’in hatalı politikasına rağmen Batılı siyasetçiler Rusya Devlet Başkanı ile diyalog kurmaya gayret etmeliler. İzledikleri dar görüşlü Doğu Avrupa politikası yüzünden Moskova ile ilişkilerin gerilemesinde rol oynadı. Daha da önemlisi birbirlerine muhtaçlar ve karşıtlığı sürdürmek yerine sorunların üzerine birlikte gitmeleri gerektiği için. Şunu da unutmamak gerekir ki; her dönem gibi hiç bitmeyecekmiş gibi görünen Putin devri de bir gün sona erecektir.”

Süddeutsche Zeitung, Alman koalisyon ortakları arasındaki mülteci ve iltica politikalarıyla ilgili tartışmaları şöyle yorumluyor:

“Nasıl oluyor da (Almanya) İçişleri Bakanı Seehofer koalisyonu önüne katıp sürebiliyor? Bunun yanıtını önce koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti’de (SPD) aramak gerekir. SPD insani mülteci politikasından söz ediyor ama koalisyon görüşmeleri sırasında kendi görüşlerini kabul ettirmeyi bile denemedi. Sınır dışı gibi çetrefil bir konuda çözüm Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisinin üzerine yıkılıyor, alçak sesle protesto ettikten sonra da alınan karara razı olunuyor. Mültecilerin aile birleşiminden yararlandırılması tartışmasında da böyle olmuştu.”

Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi başvurusu reddedilen mülteci adaylarının sınır dışı edilmeleriyle ilgili koalisyon anlaşmazlığının yaklaşan Bavyera eyalet seçimleriyle de ilgili olduğunu öne sürüyor:

“Hristiyan Sosyal Birlik’in (CSU) önde gelenleri resmi makamların kararlarına yargı yoluyla itiraz edilmesini önlemeye mi çalışıyorlar? Buna ihtimal verilemez. Çünkü bizzat CSU Genel Başkanı ve İçişleri Bakanı Seehofer kimsenin hukuk devleti prensiplerine el süremeyeceğini söylüyor. Sözlerinde samimi ise o zaman CSU’nun ucuz ve popülist seçim kampanyası yaptığı ihtimali ağır basıyor. CSU var gücüyle Bavyera eyaletindeki seçmenin oyunu Almanya İçin Alternatif’e vermesini önlemeye çalışıyor. Çocuk yaştaki mültecilere Almanya’nın değerlerinin öğretilmesi için CSU tarafından ortaya atılan önerinin kötü olduğu söylenemez. Ama bu derslere kaydını yaptırması gereken ilk isim CSU’nun federal meclis eyalet grubu başkanı Alexander Dobrindt’tir.”

AFP dpa/AG, HS

© Deutsche Welle Türkçe

 

EN SON EKLENENLER