Gazeteci Bağdu soruşturması: 3 yıl oldu gelişme yok

KHK ile kapatılan Azadiya Welat gazetesi çalışanı Kadri Bağdu’nun katledilmesi üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen faillerin bulunmadığını kaydeden aile avukatı Tugay Bek, soruşturmanın derinleştirilmesi için hala girişimleri olduğunu, ancak sonuç alamadıklarını belirtti. Bağdu’nun eşi Şemsa Bağdu ise eşinin katillerinin bulunmasını istedi.

Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Şakirpaşa semtinin Ova mahallesinde 14 Ekim 2014 tarihinde bisikletle gazete dağıtımı yaparken silahlı saldırıya uğrayan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Azadiya Welat gazetesi çalışanı Kadri Bağdu’nun ölümü üzerinden 3 yıl geçti. Hala dosyada bir gelişme yaşanmadı. Bağdu, sabah saatlerinde gazete dağıtımı yaptığı sırada kasklı ve motosikletli bir kişi tarafından ensesinden vurularak katledildi. Dosya “daimi arama” kararı ile faili meçhule bırakılırken, Bağdu’nun katledilmesi ise DAİŞ’in Türkiye’de gerçekleştirdiği ilk siyasal cinayet olarak yer aldı.

TANIKLAR GÖRDÜ

Bağdu’nun katledilmesi ardından açılan soruşturma kapsamında jet hızıyla dosyaya gizlilik kararı getirildi. 15 ay devam eden soruşturma kapsamında dosyadaki gizlilik kararı kaldırılmadı. Gizlilik kararı kaldırıldıktan 5 gün sonra ise dosya “daimi arama” kararı ile faili meçhule bırakıldı. Bağdu cinayetinin DAİŞ tarafından yapıldığı şüpheleri ve delillerine rağmen soruşturma terör savcısı yerine normal savcı ve Adana Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği tarafından yürütüldü.

Olaydan 3 ay sonra cinayeti soruşturan Adana Asayiş Şube Müdür Yardımcısı Osman Karip’in hazırladığı fezlekede tanık olarak ifadesi alınan Can Tubay, 14 Ekim’de çatısındaki güvercinlere yem vermek için evinden çıkınca sokak başında “kırmızı kasklı bir şahsın kırmızı bir motosikletle” beklediğini anlattı. Kuş hırsızı olduğundan şüphelenerek bu kişiye dikkatlice baktığını anlatan tanık, “Kırmızı motosiklet üzerinde bulunan şahsın 1.70 boylarında, balık etli olduğu, başındaki kaskın kırmızı renkli ve siyah alev desenli olduğunu, üzerinde siyah keten pantolon ve yakalı siyah hırka bulunduğunu, motosikletin ön çamurluğunun ve aynasının bulunmadığını, şahsın etrafa baktığını gördüm” dedi. Kuşlarıyla ilgilendikten sonra ekmek almak için çıktığı sırada 44198 numaralı sokakta motosikletle karşılaştığını anlatan Tubay, “Aracın depo kısmında gri metalik renk ile ‘Yamaha’ yazdığını gördüğünü, Yamaha 125 YBR marka olduğunu” belirtti. Motosikletin cinayetin işlendiği sokağa girdiğini vurgulayan Tubay, kısa bir süre sonra dört-beş el silah sesi duyduğunu kaydetti. Tubay, olay yerine vardığında yanına gelen tanımadığı bir kadının “Gazeteci Kadri’yi kırmızı kasklı ve kırmızı renkli bir motosikletli şahıs vurdu” dediğini ifade etti.

Tanık Mahmut Oğuz da, silah sesleri üzerine kapıya çıktığını ve iş yerinin önünden “Yamaha marka motosiklete benzeyen kırmızı renkli bir motosikletin hızla geçtiğini, sağa dönüp Salı Pazarı istikametine gittiğini, başında kırmızı renkli kaskın ve siyah montun bulunduğunu” söyledi.

HİÇBİR KAMERA GÖRMEDİ!

Bu tanıklıklar üzerine polis, Adana’daki Yamaha 125 YBR marka 291 motosikletten 176’sını kontrol etti. Ne var ki bu araçların eşkale uymadığı saptandı. Bu arada polise, Bağdu’nun ölümünden bir iki gün sonra motosikletli bir şahsın sulama kanalına gazete kağıdı içinde bir cisim attığı ihbarı ulaştı. Yapılan incelemede kanaldan, çalınmış iki ayrı motosiklete ait iki plaka çıktı. Plakalardan birinin Silifke’den, diğerinin de Erdemli’den çalınan araçlara ait olduğu belirlendi. Fakat plakaların “Bağdu’nun öldürülmesi ile bir ilgisinin olmadığı” ifade edildi.

‘MOBESELER ARIZALI’

Ayrıca polis, Bağdu’nun vurulduğu 44292 numaralı sokakta güvenlik kamerası olmadığını tespit etti. Ardından 47 ayrı işyerine ait güvenlik kameraları toplandı. İkisinde, Bağdu’nun görüntülerine rastlanıldığı fakat motosikletli bir kişinin belirmediği tespit edildi. Bunlardan Sait Kafe’ya ait kayıt, format atıldığı için Adana Siber Suçlarla Mücadele Şubesi’ne, Baran Pen’e ait kayıt da Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı’na gönderildi. Fakat dosyaya bir rapor ulaşmadı. Öte yandan, D-400 Karayolu Turan Cemal Beriker Bulvarı ile Küçük Dikili Kavşağı ve şehir merkezi istikametinde bulunan beş petrol istasyonuna ait kayıtlardan da bir bulguya ulaşılamadı. Ayrıca “MOBESE’ler eylemler sırasında tahrip edildiği için görüntü elde edilemediği” savunuldu.

Olay sonrası görgü tanıkları Bağdu’yu katleden motosikletli kişiyi görürken, olay yerinin çevresindeki 52 mobese kamerasının kayıtlarının incelenmesinden bir bulguya ulaşılamadığı belirtildi. Bağdu’nun avukatı Tugay Bek’in tüm talepleri yanıtsız bırakılırken, Bek hakkında dava açılıp yargılandı. Bağdu cinayetinin polis tarafından adi bir cinayet olarak görülüp bu şekilde cinayet büro tarafından araştırılması ise olayın üstünün örtülmeye mi çalışıldığı sorularını akıllara getirdi.

‘BAĞDU HEDEF GÖSTERİLDİ’

Soruşturma aşamasındaki ifade tutanaklarında, katledilmeden 2 gün önce, saldırının şüphelilerinin polislere Bağdu hakkında şikayette bulunduğu ortaya çıktı. Kobanê olayları sırasında işyeri ve evinin saldırıya uğradığı gerekçesiyle Talip Güler isimli kişinin ifade tutanağında; “Talip Güler ile kayıtlara bakıldığı esnada geçen bir konuşmada kendiliğinden Şakirpaşa mahallesinde meydana gelen Kobanê eylemlerinden o bölgede gazetecilik yaparak, gazete dağıtımı yapan Kadri isimli şahsın sorumlu olduğu” kayıtlara geçti. Tutanaktaki Talip Güler’in akrabası Ercan Güler’in, 10 Ekim 2014’te Adana’da Kobanê eylemlerine katılan yurttaşlara dönük silahlı saldırılar gerçekleştirdiği o sırada yoldan geçerken “Allah’a küfür ettiği” gerekçesiyle öldürülen Yusuf Güldiren cinayeti ile ilgili arandığı ortaya çıktı.

POLİS ŞÜPHELİLERİ GİZLEDİ Mİ?

Tutanak üzerine Bağdu ailesinin avukatı Tugay Bek, isimleri geçen kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcılığın talebi üzerine söz konu kişiler hakkında emniyetten gönderilen yazıda Talip Güler, ağabeyi Ercan Güler, enişteleri Servet Koç, arkadaşları Cumali Güler, Coşkun Yalçın, Murat Bulanık ve Barış Tekçe’nin Suriye’ye giderek DAİŞ’e katıldıkları ileri sürüldü. Kardeşi Taner Güler’in ise Antep’te Suriye’ye geçmek isterken yakalandığı ve Güldiren cinayetine ilişkin cezaevinde olduğunu belirtti. Ancak Taner Güler aradan bir ay geçmesinin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Şüphelilerin Suriye’ye kaçtıkları iddiası yine Emniyet’in yaptığı bir operasyonla yalanlanmış oldu. 27 Temmuz 2015’te Seyhan’a bağlı Gülbahçe mahallesinde DAİŞ’e dönük operasyonda Bağdu cinayetinin bir numaralı şüphelisi olan Ercan Güler gözaltına alınarak tutuklandı. DAİŞ operasyonunda yakalanan 11 kişi hakkında hazırlanan iddianamede, Ercan Güler ve beraberindekilerin 30 Eylül’de yani Bağdu’nun öldürülmesinden 14, Güldiren’in öldürülmesinden 10 gün önce teknik ve fiziki takibe alındıkları ortaya çıktı. Bu da Bağdu cinayetinin “Polis gözetiminde mi gerçekleştiği?” sorularını gündeme getirdi.

‘DOSYA FAİLİ MEÇHULDE’

Bağdu’nun aile avukatı Tugay Bek’in, soruşturma dosyası üzerindeki gizlilik kararının kaldırılması için defalarca yaptığı başvuru, nihayet 7 Ocak 2016’da kabul edildi ve dosya üzerindeki gizlilik kararı kalktı. Gizlilik kararının kaldırılması ardından Bağdu’nun avukatı Bek’in 11 Ocak’ta dosyadan bir örnek istemesinin ertesi günü 12 Ocak 2016’da savcı dosya için daimi arama kararı, yani faili meçhule gönderdi. 2017 yılı başında ise bir DAİŞ’linin itirafı ile Bağdu’nun aile avukatı Tugay Bek, bazı kişilerin isimlerini veren kişiler hakkında tekrardan savcılığa suç duyurusunda bulundu. Geçtiğimiz günlerde yaptığı suç duyurusuyla ilgili savcılıkla görüşen Bek, bu konuda da ilerleme yaşanmadığını öğrendi.

‘BİREYSEL VE BASİT CİNAYETLER OLARAK YAKLAŞILDI’

Kobanê eylemleri sırasında ülke genelinde 50’ye aşkın kişinin öldüğünü hatırlatan Bağdu’nu aile avukatı Bek, hükümetin sadece Yasin Börü’yü dile getirdiğini ve öldürülen 50 kişiyi kimlerin öldürdüğü konusunda bir netliğin olmadığını anlattı. O dönemde Adana’da 3 cinayetin işlendiğini ve bu cinayetlerin DAİŞ tarafından işlendiğinin dosya içerisindeki delilerle sabit olduğunu vurgulayan Bek, bu 3 dosyanın da Asayiş Şube tarafından yürütüldüğünü ve emniyetin DAİŞ’i bir “terör örgütü olarak” görmediğini ve bu cinayetlere bireysel ve basit cinayetler gibi yaklaştığını dile getirdi.

‘EMNİYET DİLEKÇELERE YANIT VERMİYOR’

“Bağdu cinayeti DAİŞ’liler tarafından yapıldığının biliniyor olması ve bütün aşamalarda bu yönde dilekçe vermemize rağmen örgüt soruşturması kapsamında bir araştırma yapılmadı” diyen Bek, Bağdu cinayetinin basit bir cinayet olarak görüldüğünü, faillerinin bulunup, kimliklerinin tespit edilmemesi ve herhangi bir görgü tanığının olmaması nedeniyle soruşturmanın faili meçhule bırakıldığını hatırlattı. Bek, “Bir örgütünün işlediği siyasi cinayeti bireysel bir cinayet olarak ele alırsanız; bunu çözme şansınız hiç bir zaman mümkün olmayacaktır. O dönem iktidarın politikalarının bir ürünü olarak DAİŞ terör örgütünün üzerine gidilmek istenilmediği, Kobanê dayanışma eylemleri sırasında yaşamını yitirenlerin de PKK yandaşları tarafından gerçekleştirilmiş cinayetler olarak gösterilmeye çalışıldığını düşünüyoruz. Bu siyasi angajmanın sonucu olarak ne yazık ki Kadri Bağdu cinayeti araştırılmış, derinleştirilmiş ve sonuçlanmış değil. Değişik safhalarda olayın aydınlatılması için dilekçelerimizi verdik. Bu cinayetleri DAİŞ’liler işledi. Soruşturma tamamlanıp derinleşsin diye Cumhuriyet Savcılığına verdiğimiz dilekçeler de emniyet tarafından ne yazık ki yanıtsız bırakıldı. Emniyet bu konuda savcılığı bilgilendirmekten çekinmektedir” şeklinde konuştu.

‘BU DAVAYI BIRAKMAYACAĞIZ’

Eşinin katillerinin 3 yıldır bulunup yargılanmadığını vurgulayan Şemsa Bağdu, soruşturma dosyasında bir ilerleme yaşanmadığını ve dosyanın faili meçhule bırakıldığını hatırlattı. Katillerin korunup, dosyanın üzerinin kapatıldığını, kendilerinin ve avukatın ellerinin bağlandığını aktaran Bağdu, “Katilleri ortaya çıkarmıyorlar. Bizler bu davayı bırakmayacağız, ta ki katillerini açığa çıkarana kadar. Eğer katilleri açığa çıkarmazlarsa; bunun hesabını da onlar verecek. Başkalarının katillerini buluyorlar. Ama bizim gazeteciler katledilince katilleri bulunmuyor. Ben onun ve arkadaşlarının katillerinin bulunup açığa çıkarılmasını istiyorum” şeklinde konuştu.

MA / Hamdullah Kesen

EN SON EKLENENLER