MM: Merkel’in görev süresi bitse de dönemi devam edecek

Başbakan Angela Merkel’in partisi CDU’nun (Hristiyan Demokrat Birlik) Genel Başkanı Annegret Kramp-Karrenbauer, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu başkanı seçilen Ursula von der Leyen’den boşalan savunma bakanlığı koltuğunu önümüzdeki hafta resmen devralacak. Freie Presse yeni savunma bakanının olası gündemini irdeliyor:

“Kısa süre önce Alman kara birliklerinin Suriye’ye gönderilmesi konusu gündeme geldiğinde bunu açıkça reddetmeyerek Trump’ın beğenisini mi kazanmak istiyordu? Bu konu, şayet işler yolunda gitmez ise, yeni savunma bakanının içine düştüğü ilk mayın tarlası olabilir. Ancak şu an yapması gereken seri bir şekilde yeni işini kavramak ve uluslararası güvenlik platformlarında tecrübe edinmek. Bunu yapmalı ki, şahsi kariyerinde bir ara durak olarak gördüğü savunma bakanlığı son durak olmasın. Ayrıca ordunun saygısını da kazanmak zorunda. Bundan önce yaşananlar düşünüldüğünde bu pek kolay görünmüyor. Sahip olduğu gerçekçi ve analitik siyasi stil belki bu konuda yardımcı olur. Cesareti var, o açık.”

Aynı konuyu irdeleyen Münchner Merkur gazetesi, Kramp-Karrenbauer’in savunma bakanlığına getirilmesinde Başbakan Merkel’in etkili olduğunu öne sürerek şu yorumda bulunuyor:

“Zamanı geçmeye başlayan Merkel iktidar sistemi son metrelerinde hala belirleyici savaşları kazanabiliyor. Başbakanın görev süresi yakında sona erecek olsa da dönemi devam edecek. Bu devamlılık kendini, seçmenin sevgilisi CSU’lu politikacı Manfred Weber’in değil de mucizevi bir şekilde Merkel’in arkadaşı Ursula von der Leyen’in Avrupa’nın iplerini tutacak kişi olmasında buluyor. Benzer bir durum Berlin’de de yaşanabilir, şayet Merkel’in manevrası tutarsa. Angela Merkel’in, savunma politikaları konusunda pek tecrübesi bulunmayan Kramp-Karrenbauer’i bakan yapma kararının ardında sadece bir amaç var: Manevi kızının (Kramp-Karrenbauer) neredeyse iyice tıkanan başbakanlık yolunu açmak ve rakibi Spahn’ın önünü kesmek. Peki ya Alman ordusu? O Merkel döneminde hep olduğu gibi bir deneme tahtası olarak kalacak.”

Almanya’da aşı karşıtlarının artması ve bu sebepten dolayı özellikle kızamık hastalığıyla ilgili olarak salgın riskinin gündeme gelmesi üzerine Sağlık Bakanlığı, çocuklara aşı yapılmasını kanuni zorunluluk haline getirmeyi planlayan bir tasarı hazırladı. Çok tartışılan konuyu Oberhessische Presse gazetesi şöyle yorumluyor:

“İster unutkanlıktan, ister tembellikten ya da dünya görüşü nedeniyle olsun; her kim kendine ve çocuğuna aşı yapılmasına izin vermiyorsa, başkalarının sağlığını da tehlikeye atıyor demektir. Örneğin çocukları ve aşı olamayan bağışıklık sistemi zayıf insanları. Spahn’ın (Almanya Sağlık Bakanı) aşı zorunluluğu şayet uygulamada tutarlı olursa kızamıkla mücadelede etkili olabilir. Ancak görünen o ki, Sağlık Bakanı yeterince cesur değil. Yuva ve okul çocukları aşı zorunluluğu kapsamında. Fakat bu zorunluluğun yetişkinlerde, sadece belli gruplar için geçerli olması planlanıyor. Böylece milyonlarca kişi aşısız kalmaya devam edecek. Oysa kızamığın yayılmasının kesin bir şekilde önlenmesi için, halkın yüzde 95’inin aşı olması gerekiyor. Bakan Spahn aşı zorunluluğunu trafik kurallarına benzetiyor. Hazırladığı tasarı, trafikte aşırı hız yapanlar arasında sadece yeni ehliyet alanların cezalandırılması gibi tutarsız. Etkili bir koruma böyle olmaz.”

Konuyu aşı karşıtları üzerinden değerlendiren Augsburger Allgemeine gazetesi, salgın hastalıkların korkunçluğunun insanlar tarafından unutulduğu görüşünde:

“Aşı, bir yerde kendi başarısının kurbanı olmuş durumda. Çiçek gibi çok sayıda kötü hastalıklar yok olduğu için birçok insan aşıyı pek de önemli bulmuyor. Hatırlama süreçlerinin etkin bir biçimde iyileştirilmesi ve bilgilendirici kaynakların yoğun şekilde çoğaltılması, kızamık aşısına taraf olanların oranını yükseltebilirdi.”

dpa / ET,BK

© Deutsche Welle Türkçe

EN SON EKLENENLER