SZ: Rusya’ya verilen ceza yeterli mi?

Almanya’nın Augsburg kentinde eşi ve arkadaşlarıyla bir Noel pazarını ziyaret eden bir kişinin bir grup genç tarafından darp edilerek öldürülmesi, zanlıların Alman pasaportunun yanında farklı pasaportlara da sahip olması nedeniyle entegrasyon tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Münchner Merkur gazetesinin yorumu şöyle:

“Kentlerimizde yolunda gitmeyen birşeyler var. Polisin Augsburg olayında yaptığı gibi, faillerin kültürel arka planını gizleyerek bahaneler aramaya ve sorunu örtbas etmeye son vermeliyiz. Göçmen ailelerin genç erkek çocukları, onların maço kültürü, şiddet eğilimleri ve hukuk devletimize yeterince saygı duymamaları ciddi bir sorundur. Bu sefer de faillerin yasaların öngördüğü en sert cezalara çarptırılması gerektiği çağrılarını sıkça duyacağız. Ancak yine hatalar aslında çok öncesinden yapılmış durumda. Alışılageldiği üzere bu sefer de darpla adam öldürenler polisçe bilinen kişilerdi. Bu sefer de hukuk devleti onları zamanında durduramadı.”

Neue Osnabrücker Zeitung ise olayın sağ popülistlerce malzeme yapılmasını ve sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisini eleştiriyor:

“Augsburg olayı bir eğilime işaret etmiyor. İstatistiklere göre sokaklardaki şiddet ve gençlerin işlediği şiddet suçlarında azalma var. AfD ise olayı malzeme yapmaktan geri durmuyor. Parti lideri Jörg Meuthen Twitter hesabından ‘Yabancı bir ülkede o ülkenin kurallarına uyulmasını beklemek çok büyük bir talep olmasa gerek’ diyor. Partinin meclis grup başkanı Alice Weidel, ‘göçmen şiddeti’nden bahsediyor. Ne yabancı ülkesi? Ne kadar da saçma. Baş zanlılardan biri Alman pasaportuna da sahip. İkinci bir zanlının doğma büyüme Augsburglu olduğu anlaşılıyor. Almanya onlar için çok da yabancı bir ülke olmasa gerek.”

Süddeutsche Zeitung ise gençlerin suç işleyip işlemeyeceklerinde genlerin değil, toplumsal arka planın belirleyici olduğuna işaret ediyor:

“Kötü yola düşme riski zorlu koşullarda yetişen gençlerde daha yüksek. Özellikle de göçmen kökenli gençler bu tür koşullarda yetişiyor. Bu bir özür değil. Ama istatistikleri açıklıyor. Pek çok kez kanıtlanmış olduğu gibi, yoksulluk, yetersiz eğitim, bizzat şiddete maruz kalma deneyimi yaşamış olmak… Bu faktörleri hesaba kattığınızda, kriminal istatistiklerde göçmen kökenlilerle göçmen kökenli olmayanlar arasındaki farklar da bir o kadar azalıyor.”

Dünya Dopingle Mücadele Ajansı’nın (WADA) doping kontrollerine ilişkin laboratuvar sonuçlarında manipülasyon yapıldığı gerekçesiyle Rusya’yı dört yıl boyunca uluslararası spor müsabakalarından men etme kararı alması geniş yankı uyandırdı.

Die Welt gazetesinin yorumu şöyle:

“Bu tarihi anlamda sert bir ceza. Ama uygulanacak yaptırımlar haklı. Daha yumuşak bir karar çıkması skandal olurdu. Soru, bunun yeterli olup olmadığı. Sonuçta ‘mümkün olan en ağır cezanın’ verildiği söylenemez. Rus atletler belirli koşullar altında ve temiz olduklarının kanıtlanması durumunda bağımsız sporcular olarak Olimpiyatlara ve dünya şampiyonalarına katılabilecek. 2020’de Rusya’nın da ev sahipliği yapacağı Avrupa Futbol Şampiyonası da 2021’de St. Petersburg’da düzenlenecek Şampiyonlar Ligi finalleri de bundan etkilenmeyecek. Spor müsabakalarının organizasyonu konusunda Rusya’nın tamamen men edilmesi ve özellikle de daha sert yaptırımlar uygulanması, doping konusunda sınırların daha etkili bir şekilde çizilmesini sağlayabilirdi.”

Stuttgarter Zeitung‘un yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“2018’de 168 Rus, Güney Kore’deki Pyeongchang Kış Olimpiyatlarında ‘Rusya’dan Olimpik Atletler’ adı altında bağımsız olarak müsabakalara katılabilmişti. Aralarında doping testini geçemeyen körlingci Aleksander Kruşelnitski de bulunuyordu. Şimdi önümüzdeki dört yıl benzer manzaralarla karşılaşılması riski var. Sorun şu: Yaptırımla cezalandırılan laboratuvar verilerinin manipülasyonu işlemi, tam da mümkün olduğunca günahkârı aklamayı amaçlıyordu. Şimdi artık kanında bir şey tespit edilemeyecek şekilde temizlenmiş olan bu doping günahkârları, Olimpiyat Oyunları dahil olmak üzere müsabakalarda güya temiz olan atletler arasında yer alacak. Tek fark, formalarının üzerinde ‘Rusya’ sözcüğünün okunmayacak olması. Tam bir komedi!”

DW/BK,JD

© Deutsche Welle Türkçe

 

EN SON EKLENENLER