SZ: Saldırı 2017 için umutları söndürdü

Süddeutsche Zeitung‘da yer alan yorumda İstanbul’daki saldırıyla birlikte 2017’nin 2016’dan daha iyi olacağına dair umutların söndüğüne dikkat çekiliyor ve yine korkunun baş gösterdiğine işaret ediliyor. Stefan Ulrich imzalı yorumda şu satırlar dikkati çekiyor:

“Dünya yeni yıl sabahı uyandığında, 2017’nin 2016’dan daha iyi olacağı umutları söndü… Avrupa ülkeleri için bu zor dönemde dostları Türkiye’nin yanında olmak hiç de o kadar kolay değil. Zira titizlikle şu ayrımı yapmaları gerekiyor: Türk ulusu ve vatandaşlarına teröre karşı verdikleri mücadelede her türlü dayanışmanın ve hukuk devleti çerçevesinde mümkün olan desteğin sağlanması gerekiyor. Kim Türkiye’ye saldırırsa Avrupa’ya saldırmış olur… Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’daki saldırı öncesinde ve sonrasında yaptığı gibi, terör kavramını hükümetine yönelik her türlü muhalefeti kapsayacak şekilde genişletir; korku ikliminin oluşmasına ve toplumun zayıflamasına katkı sağlarsa, Erdoğan’ın açık bir şekilde eleştirilmesi gerekiyor. Güçlü bir hükümet ve güçlü bir devlet, yasaları kendi isteğine göre değiştirmeye, eleştirileri bastırıp, muhalefeti susturmaya gerek duymaz. Tam tersine, terörizme karşı mücadelede tek bir şeye ihtiyacı olduğunu bilir: O da kendine güvenen, cesaretli, özgür ve güçlü bir toplum. Ancak böylelikle terörün elindeki korku adındaki atom bombasını etkisiz hale getirebilir.”

Straubinger Tagblatt/Landshuter Zeitung’da İstanbul’daki saldırı şu sözlerle yorumlanıyor:

“Kaygısızca yeni yılı karşılamak, son dönemde Türkiye’de bir çok insanı etkileyen endişelerini bir süre için unutmak istemişlerdi. Bunun yerine İstanbul’da düzenlenen saldırı ile çok sayıda kişi hayatını kaybetti. Yaralananlar arasında durumu ağır olanlar da bulunuyor. Bu terör, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni yıl mesajında söylediklerini dramatik bir şekilde doğruluyor gibi görünüyor: Türkiye “yeni bir istiklal harbi veriyor.” Yılbaşı akşamı İstanbul’daki bu iğrenç eylem, bir çok Türk’ün, devletin başında sadece güçlü bir adam olursa teröristlerle baş edilebilir duygusunu artıracak.”

Die Welt gazetesinin internet sayfasında yer alan Boris Kalnoky imzalı izlenim-yorumda ise saldırının düzenlendiği Reina adlı gece kulübünün, Türkiye’deki toplumsal yaşam açısından nasıl bir anlamı olduğu ele alınıyor:

“Reina benim için Türkiye’nin en liberal, en az dindar veya İslami olan yeriydi. Yılbaşı akşamı orada dans edenlerin arasında dalarak çevresindekilere ateş açan kişinin de büyük olasılıkla hedef aldığı bu durumdu… Reina’ya severek gidenlerin, karşılaştıkları korkunçluk ile nasıl baş edebileceklerini bildiğime inanıyorum. Reina’ya gitmeyi sürdürecek ve benim (daha önce) gördüğüm gibi orada bütün enerjileriyle şimdiye kadar yaptıklarını yapmaya devam edecekler. Hayatı kutlayacaklar.”

Haftalık Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung‘daki yorumda ise ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin İsrail ve Filistin’e yaptığı iki devletli çözüm çağrısı ele alınıyor. Yorumda, Kerry’nin özellikle İsrail’i hedef alan bu çağrısının Donald Trump hükümeti için de önem taşıdığına işaret ediliyor:

“Kerry parmağını yaranın üzerine bastı. Bu aynı zamanda müstakbel ABD hükümetinin de yarası. Donald Trump seçim kampanyası sırasında İsrail ile Filistin arasında nihai uzlaşmayı yaratacağını söyledi. Ancak (Yahudi) yerleşimcileri cesaretlendiren mesajlar verdi. Kudüs’ün sadece Filistin’in değil İsrail’in de başkenti olarak tanınmasına yol açacak şekilde, ABD Büyükelçiliği’nin Tel Aviv’den Kudüs’e taşınacağı vaadinde bulundu. Müstakbel büyükelçi, “Büyük İsrail”in ateşli bir savunucusu ve Batı Şeria’daki radikal yerleşimcileri desteklemek için para toplayan bir isim. Hatta Trump Twitter hesabından paylaştığı mesajlar ile 20 Ocak sonrasında ABD’nin tek taraflı olarak İsrail’in yanında olacağı beklentisini yarattı. Kerry ve Obama bunu engelleyemez. Ancak mümkün olduğunca açık bir şekilde bunun sonuçları konusunda uyarıda bulundular. Eğer Trump bu çizgisini sürdürürse, hiçbir zaman uzlaşma sağlayamaz, hiçbir zaman. Hatta yeni bir şiddet dalgasıyla karşı karşıya kalabilir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Jülide Danışman

 

EN SON EKLENENLER