Türenç: 3 Mayıs’ta 159 gazeteci tutuklu

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeni ile basın toplantısı düzenleyen Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, “Bu 3 Mayıs’ta 159 gazeteci tutuklu. Onların gökyüzünü görmeleri bile yasak. Tecrit koşulları devam ediyor” dedi.

Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Silivri’de tutuklu bulunan gazetecilere yapmak istediği ziyaret bir kez daha reddedilince Silivri’de bulunan Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde, tutuklu gazetecilerin eşleriyle birlikte basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Misket Dikmen, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ve tutuklu gazetecilerin eşleri katıldı.

‘KARA LİSTEYE 4 SIRA KALDI’

Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, 3 Mayıs’ta Türkiye’de gazetecilik yapmanın yasak, gazetecilerin ise tutsak olduğunu söyledi. “Bugün tutuklu gazetecilere özgürlük istiyoruz” diyen Türenç, “Silivri’de gazetecileri ziyaret etmemize izin verilmiyor. Cezaevi önüne çıkmamız dahi yasak. Çıkarsak gaz ile müdahale ediyorlar. Bu nedenle Silivri’ye en yakın yerdeyiz. Dünya Basın Özgürlüğü endeksinde Türkiye, 155’inci sıraya geriledi. En kara listeye 4 sıra kaldı. Gazeteciliğin suç sayılmayacağını dünya ilan etse de, gazetecilik ödüllendirilse de, Türkiye’de bizler Silivri kapılarında tutuklu gazetecilerin özgür bırakılmalarını istemek için buradan dünyaya sesleniyoruz” diye konuştu.

‘ADALET İSTİYORUZ’

Gazeteciliğin yargılanmakla kalmadığını, evlerinden alınan gazetecilerin aylarca hapislerde haklarında hazırlanacak iddianameleri beklediğine dikkat çeken Türenç, “Bu 3 Mayıs’ta 159 gazeteci tutuklu. Onların gökyüzünü görmeleri bile yasak. Tecrit koşulları devam ediyor. Haftada 2 saat havalandırma hakları tanınıyor. Bir saat ailelerle, bir saat de avukatlarıyla görüşebiliyorlar” dedi. 2017’nin ilk 4 ayında 11 gazeteci tutuklandığını, işkence ihbarları geldiğini aktaran Türenç, “KHK ile basın kuruluşları kapatıldı. En son 4 siteye erişim engellendi. 90 gazeteci işten çıkartıldı. Gazeteciler özgür yazamıyor, çizerlerimiz hapiste. İddia sahibi iddiasını ispatlamak ile yükümlüdür. Eğer suç varsa cezası verilir, yeni suçlar icat edilmez. Bugün buradan bir kez daha sesleniyoruz, adalet istiyoruz. Geciken adalet adalet değildir. Demokrasi ile idare edilen Türkiye’ye bu tablo yakışmıyor” dedi.

CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, “Referandum bize göstermiştir ki, adalet özgürlük barış isteyenlerin sayısı korkaklardan daha fazladır. Bu korkuyu ve korkakları yenerek Türkiye’yi özgür çoğulcu günlerine kavuşturacağız” diye belirtti.

‘DEMOKRASİDEN SÖZ EDİLEMEZ’

Tutuklu Gazeteci Önder Çelik’in eşi Semra Çelik, “Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti olduğuna göre herkes yargılanabilir. Bu yargılamalar ise tutuksuz olarak yapılmalıdır. Çok abuk bir durum var. 9 ay içeride böyle bir iddianame ile esir alındıklarını düşünüyorum” diye konuştu.

Akın Atalay’ın eşi Adalet Atalay ise sözün bittiği yerde olunduğuna dikkat çekerek, “5 buçuk ay sonra iddianamenin yandaş medya aracılığıyla ortaya çıktığı, 3,5 ay sonrasına duruşma günü verildiği, 9 ay sonra ilk kez mahkeme karşısına çıkıldığı bir hukuk ortamındayız. Kabul edilemez bir durum” diye kaydetti. Atalay, “Kabul görmez iddianame ortaya çıkınca panik ortamı başladı. Yandaş medya kalemşörleri ‘O aslında taslak iddianamedir’ dediler. Yeni bir iddianame sunuldu. Eşler olarak şaşkınız. Ülkemizde basın özgür değil. Basını özgür olmayan bir ülkede demokrasiden de söz edilemez” dedi.

‘ADALET HERKESE GEREKLİ’

Güray Öz’ün eşi Çağlayan Öz, adaletin ülkenin tüm insanlarına ekmek ve su kadar gerekli olduğunu dile getirerek, “Adalet olmadığı zaman vatansız kalmış gibi hissederim. Hiç kimseyi delilsiz bir şekilde suçlamamalıyız. İddianame çıktıktan sonra bile onları içeride bırakmamalıyız. Bunu bekliyorum bunu istiyorum. Gazetecilerin tutuksuz yargılanmalarını bekliyoruz” diye belirtti. Öz, “Son üç haftaya kadar biz içeriye istedikleri kitapları, fotoğrafları bile veremedik. Torunlarının yaptığı resmi bile içeriye iletemedim. Acilen tahliye edilmesini bekliyoruz. Herkesin bu talebimizi desteklemesini istiyoruz. Adalet herkese gerekli” diye konuştu.

Avukat Turgut Kazan, “Bugün Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) oluşturulacak. Bütün yargı siyasi iktidara teslim oldu. Delil diye bir şey arayan yok. Yargıda adalet diye bir şey arayan yok. Susturma operasyonu ile karşı karşıyayız. Türkiye’de yaşayan hiç kimsenin hiçbir güvenliği yok” dedi.

EN SON EKLENENLER