Adalet arayışının iki farklı yüzü: CHP’ye koruma, HDP’ye abluka

OHAL ilanından sonra yaşanan yoğun tutuklamalar ve hak ihlallerinden sonra toplumdaki arayış da arttı. Devletin adalet arayışlarına yönelik yaklaşımları ülkenin iki ucunda ciddi farklılıklar gösteriyor. Nöbetteki vekillerden Dilan Dirayet Taşdemir, “Sadece bir günlüğüne bu barikatları kaldırın gerçeği hep birlikte görelim” dedi.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL ile birlikte hak ihlalleri arttı. CHP, MHP ve AKP’nin birlikte dokunulmazlıkları kaldırmasının ardından tutuklamalar milletvekillerine kadar dayandı. Tutuklama ve gözaltılarla ilk olarak HDP hedef alındı. HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 11 HDP milletvekili tutuklandı. CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasıyla birlikte bu sayı 12’ye çıktı. 4 HDP’li milletvekilinin vekilliği düşürüldü. En son Meclis tarihinde ilk kez Tuğba Hezer Öztürk ile Faysal Sarıyıldız’ın vekillikleri “devamsızlık” gerekçesiyle düşürüldü.

Belediye başkanları, siyasetçiler, toplumun değişik kesimlerinden tutuklananların sayısı 70 bine ulaştı.

KÜRTLERİN HİÇ BİTMEYEN ADALET ARAYIŞI

Bunun üzerine yaşananlarda sorumluluğu bulunan ana muhalefet partisi CHP de “Adalet” talebiyle yollara düştü. Şimdi de HDP adalet talebiyle Diyarbakır’da “nöbet” eylemi yapıyor. Her iki eyleme yaklaşım arasında gözle görülür farklar yaşanıyor.

DEVLET CHP YÜRÜYÜŞÜNÜN GÜVENLİĞİNİ SAĞLADI

CHP’nin 15 Haziran tarihinden Ankara’dan başlattığı “Adalet Yürüyüşü” 25 gün sonra İstanbul’da sona erdi. Hükümet sözcülerinin siyaseten muhatap aldıkları ve karşı çıktıkları Adalet Yürüyüşü yine de herhangi bir engele maruz kalmadan tamamlandı. Hatta hükümet yürüyüşün yapılabilmesi için her türlü güvenlik tedbirini aldı. Şehir merkezlerinde polisin güvenliğini sağladığı Adalet Yürüyüşü’nün güzergah boyunca görevlendirilen 200 silahlı komando, yürüyüşün güzergah güvenliğini sağladı. Gece konaklama yapılan yerlerde de benzer şekilde güvenlik önlemleri alındı. Eylemciler ile birlikte her konaklama yerinde kamp kuran güvenlik görevlilerinin CHP’liler ile iç içe yarattığı görüntü dikkatlerden kaçmadı. Yürüyüş boyunca kimi askerler de Kılıçdaroğlu’na asker selamı vermesi bir başka dikkat çekici nokta oldu.

BÖLGEDE ‘GÜVENLİK’ ENGEL DEMEK

CHP ve toplumun diğer kesimleri “adalet” ihtiyacını 15 Temmuz ve ilan edilen OHAL ile birlikte duymaya başlamasına rağmen Kürt siyaseti bu talebi yıllardır dile getiriyor. En büyük adaletsizliklerin yaşandığı Kürt coğrafyasında buna ilişkin şimdiye kadar birçok eylem ve etkinlik yapıldı. Özellikle 2015 yılında “sokağa çıkma” yasaklarıyla birlikte HDP, Eylül 2015 tarihinde Cizre’ye yürüyüş başlattı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve milletvekillerin öncülüğünde binlerce kişinin katıldığı yürüyüş İdil’den sonra engellenmeye başlandı. Anayolların kesilmesi üzerine HDP heyeti araziden Cizre’ye ulaşmaya çalıştı. Bir süre bu şekilde yol alan HDP’lilerin önü yine kesildi ve Cizre’ye gitmelerine izin verilmedi. Öyle ki seçim hükümetinde yer alan HDP’li bakanlar Ali Haydar Konca ve Müslüm Doğan’ın bile Cizre’ye girişlerine izin verilmedi. HDP’nin girmesine izin verilmeyen Cizre, yerle bir edildi, insanlar bodrumlarda öldürüldü. Cizre’de yüzlerce sivil insan hayatını kaybetti. Daha sonra da HDP’nin yaptığı birçok benzer sivil eylem engellendi.

ADALET TALEBİ AÇIK HAVA HAPİSHANESİNDE SÜRÜYOR!

Şimdi birçok milletvekili, parti eşbaşkanları, belediye eşbaşkanları tutuklu bulunan ve “en büyük adaletsizliği” yaşayan HDP’nin Diyarbakır’da yaptığı “Vicdan ve Adalet Nöbeti” CHP’nin başlattığı Adalet Yürüyüşü’nün aksine ablukada başladı. Nöbetin yapılmak istendiği Ekin Ceren Parkı’na vekiller ulaşır ulaşmaz demir bariyerlerle çevrildi. Adalet talebiyle başlatılan eylemin etrafındaki bariyerler, “açık hava cezaevi” görüntüsünü andırıyor. Eyleme katılmak isteyen insanların parka girmesine de izin verilmedi. Yapılan engellemelere ve HDP’nin halkla buluşmasının önüne geçilmesine rağmen AKP basını, vekillerin tek başına eylem yaptığı ve yalnız kaldıklarını ileri sürdü.

SADECE BİR GÜNLÜĞÜNE BU BARİKATLARI KALDIRIN…

HDP’nin Vicdan ve Adalet Nöbeti’ndeki milletvekillerinden HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, “HDP yalnız kaldı, halk HDP eylemine destek vermiyor” söylemlerine sert tepki göstererek, “Baskı ile yaratmak istedikleri sonucu dile getiriyorlar. Ama gerçek ve hakikat bu değil. Bakın siyaset yapmayacağım. Şuradan bir çağrı yapıyorum; sadece bu etrafımızdaki barikatları kaldırsınlar, bakalım buraya onbinlerce insan geliyor mu gelmiyor?” diye konuştu.

Taşdemir, 10 bin polisle ablukaya alındıklarını, eylem yaptıkları Ekin Ceren Parkı’nın “işgal altında” olduğunu belirterek, “Emniyet müdürleri bile toplantılarını burada yapıyorlar. Çok korkuyorlar bizim bu eylemimizden” diye konuştu. Taşdemir, ayrıca kendilerine sadece ışık açıp kapatarak, destek veren insanların evlerinin basıldığını da belirterek, ilginç bir bilgi paylaştı.

HDP’nin adalet talebiyle yaptığı eylem ile CHP’nin eylemine gösterilen tutum arasındaki farka da işaret eden Taşdemir, şunları söyledi: “Bu ülkede hiçbir zaman demokrasi, adalet, özgürlük gibi kavramlardan bütün insanlar yararlanamadı. Bazı haklar seçkinler içindir. Bazı hakları kullanmanız için devlete yakın olmanız, kendinizi inkar etmeniz, devletçi olmanız lazım. Aynı taleplerle (adalet) ortaya çıkan iki parti var. Bu sürecin en büyük mağduru biziz. Bu darbe bize yapılmış. Vekillerimiz, parti üyelerimiz, belediye eşbaşkanlarımız içeride. Belediyelerimize el konulmuş. Buna itiraz etmek ve mücadele etmek kadar meşru bir şey yoktur. Ama buna bile tahammül etmiyorlar. Bu HDP’yi tasfiye etme sürecinin bir parçasıdır. CHP de bu sürecin ortaklarından biridir. Korktukları şey gerçek adalettir, herkes için adalet ve demokrasidir. HDP nettir, herkes için adalet istiyor. Birine müsaade ediyorlar, ama gerçek adalet talebine müsaade etmiyorlar çünkü bundan korkuyorlar. Bize karşı geliştirilen engellemede Kürt olmanın, devrimci ve emekçi olmanın ayırt edici özelliği de var.”

EN SON EKLENENLER