Ankara-Washington hattında neler oluyor?

ABD’de eski Bakan Zafer Çağlayan ve Erdoğan’ın korumaları hakkında verilen kararlar, Ankara-Washington ilişkilerini gerdi. ABD’nin bu adımları ‘Erdoğan’a güçlü bir mesaj’ şeklinde yorumlanıyor

Bir süredir gergin olan Ankara-Washington hattında ilişkiler iyice gerildi. Türkiye’nin uzun süredir Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ile birlikte hareket ettiği gerekçesiyle eleştirdiği ABD’den bu hafta içerisinde AKP yönetimini yakından ilgilendiren peş peşe kritik hamleler geldi. Uzun süredir ABD’de İran’a yönelik ambargoyu deldiği, kara para akladığı gerekçesiyle tutuklu bulunan Rıza Sarraf dosyasında kritik adımlar atıldı. 17-25 Aralık operasyonu sürecinde ismi yolsuzluğa karışan dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile birlikte Halk Bankası Genel Müdürü hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.

Erdoğan’ın bir önceki ABD ziyaretinde korumalarının Kürt göstericilere yönelik gerçekleştirdiği saldırıya yönelik gösterilen tepkiler de yargıya taşındı. Amerikan Kongresi Dışilişkiler Komitesi Başkanı, Erdoğan’ın BM Genel Kurulu için ABD’ye gelme ihtimaline karşı ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’a mektup göndererek, Erdoğan’ın korumalarına karşı tedbir alınmasını istedi. ABD Havayolu Güvenliği Dairesi ise, Türkiye’den gelen kargoların sıkı bir denetime tabi tutulması yönünde karar aldı.

New York’a gidecek mi?

Peş peşe gelen bütün bu gelişmeler, Erdoğan’ın 16-17 Eylül tarihleri arasında ABD’de yapılacak olan BM Genel Kurulu’na gidip gitmeyeceğini de tartışma konusu haline getirdi. Önceki gün ABD Başkanı Donald Trump ile görüşme yapan Erdoğan’ın Kurul’a gideceği ve Trump ile bir araya geleceği belirtildi. Ancak Erdoğan’ın ABD’ye gidişini iptal edebileceği de konuşuluyor. ABD’nin Çağlayan ve korumalar ile ilgili kararını “Pis kokular geliyor” sözleri ile değerlendirmesi, “mesajı algıladığı” şeklinde yorumlanıyor.

Batı Erdoğan’ı davet etmiyor

Gelişmeleri değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Haydar Çakmak, bu gelişmelerin Erdoğan’a yönelik bir mesaj niteliği taşıdığını, ancak alınan kararların “siyasi” olduğunu söylüyor. “ABD yönetimi, ölçerek biçerek bir mesaj gönderiyor” diyen Çakmak, Sarraf dosyasının daha ileriye gidip gitmeyeceğinin de “Erdoğan yönetimi ile ABD arasında yapılacak olan görüşmelere ve bu görüşmelerde ortaya çıkacak sonuçlara bağlı olduğunu” söylüyor. “Aralarında konuşurlar, yoksa Türkiye’ye yaptırım olur” diyen Çakmak, şöyle devam ediyor: “Bu işin Cumhurbaşkanına kadar geleceğini sanmıyorum. Batı ülkeleri Cumhurbaşkanını 2-3 yıldır resmi olarak davet etmiyor, bunun gibi daha başka yaptırımlar olabilir.”

Yargı üstüne gidiyor

Amerika’nın Sesi Radyosu’nda çalışan ve uzun süredir ABD’deki gelişmeleri takip eden Gazeteci Mutlu Çiviroğlu ise, ABD’nin aldığı kararlar ile Türkiye’ye yönelik algıların gittikçe değiştiğini söylüyor. Çiviroğlu, Çağlayan’a ilişkin alınan kararı “Yargının bu adımı gösteriyor ki, Sarraf dosyasını kenara koymak bir yana üstüne gidiliyor” sözleri ile yorumluyor. ABD’nin İran’a yönelik hassasiyetini de dile getiren Çiviroğlu, “ABD yönetimi şu an Kore ile meşgul olsa da, İran’daki bütün siyasiler İran’ın baş tehlike olduğu konusunda hemfikirler. Bu da işin boyutunu ciddileştiriyor. Yargı işin üstünü kapatacak gibi görünmüyor” diyor.

Güçlü bir mesaj

Çiviroğlu, özellikle Erdoğan’ın Washington’da Kürtlerin yaptığı barışçıl gösteriye yönelik saldırısının ABD kamuoyunda tepkiyi derinleştirdiğini belirterek, şöyle devam ediyor: “Tepkiler partiler üzeri bir tepkiydi ve çok güçlüydü. Tabanda da buna tepki verilmesi konusunda bir istek var. Başka adımlar gelebilir. Türkiye’nin klasik imajı zedelenmiş durumda. Her ne kadar bağımsız yargı desek de, uluslararası ilişkiler devreye girdiğinde kestirmek zor. Kabinede bakanlık yapmış bir insanın isminin burada geçmesi başlı başına büyük bir olay. Çağlayan gelemez, geldiği anda yakalanacak. BM Genel Kurultayı da, önemli bir aktivite. Erdoğan gelecek bana göre. Bu gelişmeler Erdoğan’a yönelik güçlü birer mesaj niteliği taşıyor. Türkiye ile ABD ittifakının zayıfladığını görüyoruz.”

EN SON EKLENENLER