Başaran: Cumhuriyet Başsavcısı tahliyeye karşı Yüksekdağ’ın davasına atandı

Figen Yüksekdağ’ın Salı günü görülen duruşmasına Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’nın, duruşma savcısı olarak atanmasına dikkat çeken HDP’li Ayşe Acar Başaran, bunun tahliyenin önüne geçmek için yapılmış bir atama olduğunu söyledi.

Hakkında kesinleşmiş yargı kararı olduğu gerekçesiyle vekilliği ve parti üyeliği Yargıtay tarafından düşürülen Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, geçtiğimiz Salı günü ilk kez Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Yüksekdağ, 4 Kasım 2016 tarihinde Ankara’daki evinde gözaltına alınmış ve ardından tutuklanmıştı.

Yoğun güvenlik önlemi altında ve engellemelerle geçen duruşmaya dair değerlendirmelerde bulunan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran “Mahkeme salonunda ve dışarıda hukuk hariç her şeyi gördük” dedi. Mahkeme salonlarının “İnsanların kendilerini özgürce ifade edeceği bir ortam” olması gerektiğini belirten Başaran, adliye çevresindeki yoğun polis hareketliliğine işaret ederek, “Hukuk devletlerinde mahkemelerin etrafı silahlı güçler ile kuşatılmaz” diye konuştu.

‘MAHKEME ARA VERDİĞİNDE KİMİNLE GÖRÜŞTÜ BİLMİYORUZ’

Davayı izlemek için gelen diplomatik heyetlerin mahkeme salonundan çıkarıldığını vurgulayan Başaran, “Normal koşullarda daha önceki duruşmalarda diplomatik birçok heyet gelip duruşmayı izliyordu ancak bu davada alınan karar ile sadece 5 kişinin içeri alınmasına izin verdiler, fakat mahkeme 5 dakikalık bir ara verdikten sonra o 5 kişilik heyeti de dışarı çıkardı. Mahkeme kimle konuştu kimden talimat aldı, bilmiyoruz ancak o aradan sonra 5 kişilik heyeti de dışarı çıkardılar” diye belirtti.

‘KONUŞMALAR KÜRSÜ SORUMSUZLUĞU KAPSAMINDA’

Yüksekdağ’ın yargılandığı dosyaların birleştirilmesini talep ettiklerini belirten Başaran, “Dosyaların tamamı milletvekilliği sıradaki konuşmalarından, katıldığı eylem ve etkinliklerden kaynaklı. Bunlar arasında bir fark yok ve bunların hepsi birleştirilip toplu bir karar verilmelidir” dedi. Yüksekdağ’ın milletvekilliği yaptığı dönemlerdeki konuşmalarından sorumlu tutulamayacağını söyleyen Başaran, “yasama sorumsuzluğu”na atıfta bulunarak “Anayasa’ya göre hiçbir milletvekili yaptığı konuşmalardan dolayı yargılanamaz” dedi. Başaran, Yüksekdağ’ın yaptığı konuşmaların bir siyasi partinin perspektifinde olduğunu bu yüzden yargılanmasının hukuksuzluk olduğunu ifade etti.

‘BİZİM DOSYALARIMIZLA ÖZEL OLARAK İLGİLENİYORLAR’

Ankara Cumhuriyet Başsavcısı’nın dosya savcı olarak atanmasına da dikkat çeken Başaran, “Böyle bir uygulama daha önce görülmedi. Sadece HDP’nin yargılamalarında oluyor. Bizim dosyalarımızla özel olarak ilgileniyorlar” ifadelerini kullandı. Başaran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha önce bir milletvekili arkadaşımız tahliye edildikten sonra Cumhuriyet Başsavcısı tahliyeye itiraz etmiş, arkadaşımız tekrar tutuklanmıştı. Benzer bir olay yaşanmaması için Cumhuriyet Başsavcısı dosyaya kendisi dahil olmuştur. Böyle uygulamalara gerek yok, biz yargının bağımsız olmadığını zaten biliyoruz.”

‘PADİŞAH FERMANLARI İLE YÖNETİLİYORUZ’

Başaran, “Bizim iktidara bir önerimiz var, Anayasa Mahkemesinden bir üye göndersinler, Yargıtay’dan bir üye göndersinler, hatta saraydan da bir temsilci göndersinler hiç hukuk varmış gibi davranmalarına gerek yok. Gelsinler divanlarına otursunlar, kendileri karar versinler. Biz bu ülkenin padişah fermanları ile yönetildiğinin farkındayız zaten. Bu yargılamaların tarihe geçmesi ve bu yargılamaların karşısında nasıl bir duruş sergilendiğini göstermek için dünkü mahkeme önemliydi, yoksa biz zaten adil bir yargılama beklemiyorduk” değerlendirmesinde bulundu.

‘TÜRKİYE MAHKUM OLACAK’

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) DEP’li vekillerin yargılanması konusunda Türkiye’yi mahkum ettiğini hatırlatan Başaran, şöyle dedi: “Nasıl ki AİHM, DEP vekillerinin tutuklanmasıyla ilgili Türkiye’yi mahkum ettiyse, 3-5 yıl sonra bu gün yapılan yargılamalarla ilgili Türkiye tekrar mahkum olacaktır.”

‘HDP’Yİ BİZ KURDUK BİZ SAVUNACAĞIZ’

Başaran, şunları söyledi: “Yüksekdağ’ın savunması manifesto gibiydi. Bizi yargılamak isteyen zihniyeti, bize saldıran bu karanlığı yargıladı. ‘HDP’yi biz kurduk biz savunacağız’ dedi, bu bizim sözümüzün arkasında olduğumuzun bir göstergesi. Diyarbakır’da Kürtlerin söylemlerini Ankara’da milliyetçilerin söylemlerini kullananlardan değiliz biz, bizim bütün söylemlerimiz her yerde aynı ve nettir. Yüksekdağ’ın genel savunması bu çerçevedeydi hukuki bir savunma yapmadı, gerek de duymadı. ‘Bu yapılanlar siyasi operasyondur. Bende bu davayı siyasi olarak değerlendirerek savunma yapacağım’ dedi. Eşit adil bir ülke isteyen herkesin bu savunmaya göz atması gerekir. Kendini affettirmeye çalışan bir çizgide olmadı.”

EN SON EKLENENLER