Baydemir: Ant olsun ki bir daha Kerbelâlar olmasın diye HDP mücadelenin adresi olacaktır

HDP sözcüsü Osman Baydemir, grup toplantısında yaptığı konuşmada, Çorum Katliamında “canların inançlarından dolayı” katledildiklerini belirten Baydemir, “Ant olsun ki bir daha Kerbelâlar ve katliamlar olmasın diye HDP mücadelenin adresi olacaktır” diye konuştu.

Hakkında yakalama kararı çıkarılan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Osman Baydemir, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Gezi direnişini yıl dönümü dolayısıyla hatırlatmada bulunan Baydemir, Gezi’nin “ben bilirim, benden daha iyi kimse bilemez” kibrine karşı itiraz olduğunu söyledi. Baydemir, bu itirazın kriminalize ve terörize edildiğini söyledi. Baydemir, “Devletin Kürt ve Kürdistan coğrafyasında her türlü hak arayışını terörize etme anlayışı Gezi’de insanların üzerine bir politika olarak yansıdı. Gezi’de 16 insanımızı yitirdik onların anısı önünde saygı ile eğiliyorum” dedi.

‘ŞIRACININ ŞAHİDİ BOZACI’

Çorum Katliamına da dikkat çeken ve “canların inançlarından dolayı” katledildiklerini belirten Baydemir, “Ant olsun ki bir daha Kerbelâlar ve katliamlar olmasın diye HDP mücadelenin adresi olacaktır” diye konuştu. Baydemir, Nazım Hikmet şiirlerini de okuyarak, Hikmet’i andı. “Her ne kadar bu coğrafya darbelerin coğrafyası olmuşsa da her bir darbe kendisine karşı mücadeleyi de açığa çıkarmıştır” diye devam eden Baydemir, tek başına iktidar olma adına dayatılan çatışma ve savaş politikasının bir darbe mekaniğine dönüştüğünü söyledi. Meclis’teki Darbeleri Araştırma Komisyonuna dikkat çeken Baydemir, bu komisyonun darbeyi tüm yönleri ile araştırmayı önüne koyduğunu, hükümetin bu komisyonun bütün birimlerini kendisinden oluşturarak bu komisyonuna “darbe yapıldığını” söyledi. Baydemir, komisyon başkanının Fethullah Gülen’e “Hoca efendi” dediğini hatırlatarak, Reşat Petek’in Ergenekon, Balyoz ve KCK davalarının savunuculuğunu söyledi. Komisyon üyesi Hüseyin Koca’nın de Gülen’i “Bir Türk mucizesi” olarak nitelendirdiğini belirten Baydemir, “Şahidê rovî dêla rovî ye. (Tilkinin şahidi kuyruğudur) Bu komisyon darbeyi aklama komisyonuna dönüştü. Bu komisyon Erdoğan ve Başkanının beyanına başvurulmadı. Hulusi Akar’ın beyanına başvurulmadı. İstihbarat zafiyeti vardır deline darbede MİT’in başının bilgisine başvurulmadı. Bu nasıl bir darbe araştırma komisyonudur. Erdoğan komisyon çalışmalarını bitirme talimatı verdi, komisyon başkanı hemen arkasında çalışmayı bitirdiğini ilan etti. Bu da komisyona yapılan ikinci darbe oldu” diye konuştu.

‘DARBEYİ SAKLAMA AKP’Yİ AKLAMA RAPORU’

Baydemir, darbenin açığa çıkarılmak istenmediğini çünkü, “karanlıkta kalması istenen kara delikler” olduğunu ifade ederek, “Ne zaman ki soru işaretleri büyüdü o zaman komisyonun araştırması bitirildi. 660 sayfadan oluşan bu rapora baktığımızda hemen hemen her şey var ama hiç bir şey yok. Bu komisyon darbeyi saklama AKP’yi aklama komisyonu, bu raporda darbeyi saklama AKP’yi aklama raporudur” dedi. Baydemir, bunu gördükleri için suça ortak olmamak için arkadaşlarını bu komisyondan çektiklerini söyledi.

‘BU RAPORA ECEVİT’İ KOYUYORSUNUZ AMA ERDOĞAN YOK’

Komisyonun hazırladığı raporda Gülen cemaatinin sadece merkez sağ iktidarlar değil aynı zamanda merkez sol hükümetler döneminde bu yapılarla ilişki içinde olduğuna yer verildiğe işaret eden Baydemir, “Bu rapora Bülent Ecevit’in ismini koyacaksınız ama ‘ne istediniz de vermedik’, ‘muhterem hoca efendi’ diyeni, ‘bitsin bu hasret’ diye yolara çıkan iktidarın adını sanını yerleştirmeyeceksiniz. Kusura bakmasınlar, 12 yıl içerisindeki ortaklığınız aynı yatakta kalışınızın ısısını bu rapor soğutmaya yetmeyecektir” diye belirtti.

‘KİM DOĞRU SÖYLÜYOR’

Raporun aynı zamanda çelişkiler yumağı olduğunun kaydeden Baydemir, Erdoğan’ın “darbeyi eniştemden öğrendim” sözlerini de hatırlatarak, rapordaki MİT’in ve Genelkurmay başkanın aldığı önleyici tedbirlerden dolayı darbenin 16 Temmuz gece 3’ten 15 Temmuz’a 22.30’a çekildiği yönündeki bilgileri paylaştı. Baydemir, “Hanginiz doğru söylüyorsunuz. Nasıl oluyor da bilinmeyen bir darbe için önceden tedbir alınıyor. Bunun bedelini nasıl oluyor da 241 insana ödettiniz” diye konuştu. Baydemir, bir kurtuluş hikayesi yaratılsın diye yapılan bir darbe ile karşı karşıya kaldıklarını söyledi.

‘HODRİ MEYDAN’

Darbe Komisyonu başkanın Gülen yapılanmasının bütün siyasi partilere sirayet ettiği yönündeki açıklamasına da tepki göstererek, “Hodri meydan gelin sadece ve sadece darbenin siyasi ayağını araştıran bir komisyon kuralım, ucu kime dokunursa dokunsun üzerine gidelim” çağrısı yaptı.

‘GÜLTAN KIŞANAK DARBENİN SİYASİ AYAĞINI ORTAYA ÇIKARDI’

Baydemir, komisyonun suçu hayatını kaybeden siyasetçilere attığına dikkat çekerek, “A yönetenler burada, bunları açığa çıkarmak bizim görevimizdir” dedi. Baydemir, komisyon raporunun KCK, Balyoz ve Ergenekon iddianamelerine benzediğini ifade ederek, “Gültan Kışanak buraya geldi darbenin siyasi ayağının ortaya çıkması için irade ortaya koydu. Kışanak buradan çıkıp Diyarbakır’a gittiğinde havaalanında gözaltına alınıp tutuklandı. Tutuklanmasının nedeni darbenin siyasi ayağının ortaya çıkarılması konusunda ortaya koyduğu cesarettir” diye vurguladı.

‘DARBENİN BİLİNDİĞİ HAKİKİDİR’

Cemaat ile AKP arasındaki çatışmanın da “kayıkçı ve çıkar çatışmasından” kaynaklandığını ve darbenin de bunu örtbas etmek için organize edildiğini sözlerine ekleyen Baydemir, şunları dile getirdi: “Karşı bir darbenin zemini ancak böylesi kurgulanmış bir kahramanlık hikayesi ile sağlanabilirdi. Allahın lütfüdür deyimi bu kurgudan kaynaklıdır. Evet, bu ülkede bir kalkışma ve cunta kalkışması oldu. O kalkışma ve hayatını kaybedenler bizlerin direnci ne kadar hakiki ise bu darbenin yetkililer cumhurbaşkanı ve başbakan tarafından bilindiği de o kadar hakikidir. Gerçek darbe 208 gündür aramızdan koparılan eş başkanlarımızın cezaevine konulmasıdır. Gerçek darbe 7 Haziran millet iradesini tanımama darbesiydi. Muhalefetin muhalefet etmesinler boyun eğsinler diye dokunulmazlıkların kaldırılmasıydı, HDP yöneticilerinin tutuklanmasıydı” dedi.

‘FETÖ İLE İŞBİRLİĞİNİZ FEZLEKELER ÜZERİNDEN SÜRÜYOR’

HDP Eş Başkanı Demirtaş’a 96 fezleke hazırlandığını daha sonra bunun 104’e çıkarıldığının bilgisin paylaşan Baydemir, bu fezlekelerin 29’unu hazırlayan savcı ve hakimlerin cezaevinde olduğunu söyledi. Demirtaş’ın tutuklanmasına neden olan 31 fezlekenin birleştirildiğini ve bunların 9’unu hazırlayan savcının tutuklu olduğunu belirten Baydemir, “Hem darbe ile yüzleşiyoruz, hesaplaşıyoruz diyeceksiniz hem de onların hazırladığı fezleke ve soruşturmalar üzerinden HDP’lileri tutuklayacaksınız. Ey AKP, halen FETÖ ile işbirliğinizi bu fezlekeler üzerinden sürüyor. O FETÖ’cülere nasıl gün geldi hukuk lazım oldu bir gün size de lazım olacak” diye konuştu.

‘DEMİRTAŞ’IN KİRLİ DEDİĞİ EMNİYET MÜDÜRÜ TUTUKLU’

Demirtaş’ın 2013 Viranşehir’deki bir etkinliğe katılmak için bölgeye giderken engellendiklerini ve yanındakilerle birlikte saldırıya uğradıklarını hatırlatan Baydemir, şöyle devam etti: “O dönem Eş Başkanımız emniyet müdürüne diyor ki senin kirli gruplarla ilişkin var, sen ülkeyi karıştırmak istiyorsun ki bunu yapıyorsun diyor. Bu fezlekeye dönüşüyor Demirtaş bundan dolayı tutuklanıyor. O emniyet müdürü şuanda FETÖ soruşturmasından tutuklanıyor. O savcı şimdi tutuklu. Liderlik budur, daha 2013 yılında sayın Demirtaş kimin çetelerle ilişki içinde görüyor.”

‘BİR ZULM ARIYORSAN O DA YÜKSEKDAĞIN YAŞADIĞI ZULMDÜR’

Demirtaş’ın Cizre’deki vahşete dikkat çekerek bunun bir vahşet olduğunu dile getirdiğini belirten Baydemir, Demirtaş’ın kürsü dokunulmazlığına ve mecliste yaptığı konuşmanın soruşturma konusu ve tutuklanma gerekçesi yapıldığını ifade etti. Baydemir, Figen Yüksekdağ’ın parti üyeliğinin zorla düşürüldüğünü de vurgulayarak, Erdoğan’ın bugün yaptığı grup toplantısında, “hasret bitti sözlerine de şu sözlerle yanıt verdi:

“İyi de iki gözüm sen kendin istedin cumhurbaşkanı oldun, partin ile ilişkin kesildi. Ortada bir haksızlık, zulüm yok. Bir zulüm arıyorsan o da Figen Yüksekdağ’ın parti üyeliğinin zorla hileyle düşürülmesidir. Ant olsun Selahattin Demirtaş gelecek bu kürsüden konuşacak o zamana kadar biz bu mücadeleyi sürdüreceğiz.”

‘HANİ BU DOKUNULMAZLIKLAR HERKES İÇİN KALDIRILACAKTI!’

“Tutuklu HDP Grup Başkanvekilleri İdris Baluken ve Çağlar Demirel’in tutukluluk halinin devam etmesi, yasama faaliyetlerinin yeterince engellenmemesine dayandırıldı” diye devam eden Baydemir bütün yargının HDP’ye vurmak için yarıştığını kaydetti. Baydemir, Demirtaş’ın daha önce yaptığı, “Asıl tankların önünde biz durduk o tankları şehirlere sürenler kahraman oldu, o kahramanlar şimdi darbeden dolayı içeride” sözlerini hatırlatarak, Demirtaş’ın tutuklu olduğu dosyada halen duruşma tarihinin beli olmadığını söyledi. Baydemir, Alp Altınörs ve Ayhan Bilgen’in halen duruşma tarihlerinin beli olmadığının altını çizerek, “Adalet Bakanı ne diyordu. Anayasaya aykırıdır ama kaldıracağız diyenler ne diyordu. Bu herkes için geçerli olacak diyorlardı. Bir gram ahlak varsa bu soruma cevap verin. AKP’li ve MHP’lilerin hakkında fezlekeler var hepsinin de hırsızlık, yolsuzluk. Çok şükür onlarda olan bizde yok. Bunların kaçı yargı karşısına çıkarıldı. Ben size söyleyeyim ya da ben söylemeyeyim onlar yanıt versinler” diye devam etti.

‘BİR DARBE, İŞGAL HUKUKU VAR’

Baydemir, adalet dilenmediklerini ve hesap vermekten de çekinmediklerini belirterek, “ama bir haksızlık var, bir darbe, bir işgal, bir sömürü hukuku olduğunu” için buna itiraz ettiklerini ve herkesi de buna itiraz etmeye davet etti.

‘HOCAM SİZ SAZ VE GİTAR ÇALMANIN SUÇ OLDUĞUNU BİLMİYOR MUSUNUZ?’

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumuna da dikkat çeken Baydemir, “Ramazan ayındayız. Ama zulme karşı sessiz kalırsak hak divanında bize hesap sorulacak. Bir kaç ahretlik soruyu burada sizlerle paylaşmak istiyorum. (Nuriye ve Semih’e sorulan sorular) Gitar çalıp şarkı söylenmiş sende bunun suç olduğunu düşündün mü diye soruluyor. E be hocam, kurban olduğum hocam, bu ülkede saz ve gitar çalmanın suç olduğunu bilmiyor musun. Demirtaş saz çaldığı için içeride. Demirtaş saz çalıyordun sen ‘gavur’ icadı gitar çalışıyorsun. Bu kadar da olmaz ki” diye konuştu. Savcının, “Bu masumane gibi görünen eylemin amacı nedir” sorusunu da hatırlatan Baydemir, “Bu bir hak arayışıdır. Bu hak arayışını yürütenlere selam olsun” dedi.

‘BÜTÜN DİKTATÖRLER KORKMAYA MAHKUMDUR’

Baydemir, ablukaya alınan İnsan Hakları Anıtı fotoğrafını da göstererek, “İnsan hakları anıtı tabuta konulmaya çalışılıyor. Bu kadar güçlüsünüz insan hakları anıtından niye korkuyorsunuz, iki insanın bedenini açlığa yatırmasından korkuyorsunuz. Zalimler korkmaya mahkumdur, Saddam’dan biliyoruz diktatörlerin tamamı korkmaya mahkumdur” dedi.

‘İÇİŞLERİ BAKANI ÜFÜRMEYE DEVAM EDİYOR’

Nuriye ve Semih’i “terörist ilan eden” İçişleri Bakanın üfürmeye devam ettiğini ve bununda Bursa’daki üfürükçü dosyadan geldiğini vurgulayan Baydemir, İçişleri Bakanının Adalet Bakanı, Savcı, Hakim olduğunu ve karar verdiğini kaydetti. Baydemir, “Sen hakim misin savcı mısın. Sen nesin. Madem bunları suçlu ilan ettin gelin bunların sabıka kaydına bakalım. Hem Semih hocanın hem de Nuriye hocanın sabıkası olmadığına ilişkin belgeler elimizde. Senin sabıkanda don parası var. Kısmet olursa onu da bir sonraki grupta anlatacağım” dedi.

‘GAZZE NEYSE SUR’DA ODUR’

Baydemir, bölgede yürütülen operasyonlara ilişkin de, Ramazan ayında Surluların yaşadıklarını yansıtan fotoğraflar gösterdi. Baydemir, şöyle dedi: “Bu mum ışığında çalışan çocuklar Surun geleceğini yıkmanıza izin vermeyecektir. Bu çocuklar ışık olacaktır. Bu çocuklar ışıksız kalmasın, insanlar Ramazan ayında susuz kalmasın diye mücadele edenler bugün bedelini cezaevinde ödüyor. Ramallah ve Gazze neyse Sur’da odur”

Baydemir, Hakkari ve Şırnak’ın il olmaktan çıkarılmak istenmesine de tepki göstererek, bu durumun il seçmenlerine sorulmasını istedi.

EN SON EKLENENLER