Baydemir’den Erdoğan’a ‘terörist’ tepkisi: Had bilmez

HDP Sözcüsü Osman Baydemir, AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Eş Genel Başkanları Demirtaş’a yönelik “terörist” ifadesine sert tepki gösterdi. “6.5 milyon oy almış bir insanı ‘terörist’ ilan etmek had bilmezliktir” diyen Baydemir, bu ifadelerin yargıya müdahalenin ispatı olduğunu söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Osman Baydemir, bugün toplanan Merkez Yürütme Kurulu toplantısına ve gündemdeki gelişmelere ilişkin parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Baydemir, ilk olarak Vedat Aydın’ın kaçırılıp öldürülmesinin yıl dönümünde Aydın’ı anarak, “O günün karanlık dayatmasına cesaretle karşı çıkan legal siyasetin de kararlı savunucularından birisiydi. Bugün HDP varsa, HDP’ye gönül vermiş 6 milyon insan halen bir bayrak taşıyorsa bilin ki o bayrak Vedat Aydın’lardan aldığımız ve onurla taşıdığımız bayraktır” dedi.

Baydemir, bugün görülen Ankara Katliamı duruşmasına da değinerek, yaşamını yitirenleri bir kez daha anarak, faillerin ve faillerin arkasındaki siyasi iradenin ve önlem mekanizmasını almaktan imtina edenlerin adalete hesap vereceği günlerin mücadelesini de yürüteceklerini söyledi.

Baydemir, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın haksız yere ekmeği elinden alınan emekçilerin de sözcüsü olmaya devam edeceklerini vurguladı.

‘MİSLİYLE ERDOĞAN’A İADE EDİYORUZ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş’a yönelik “terörist” ifadesine sert tepki gösteren Baydemir, konuşmasını şöyle sürdürdü: “6 milyon oy almış bir siyasi partinin liderini Hamburg’da AKP Genel Başkanı sıfatıyla itham etmiştir. MYK AKP Genel Başkanının ithamını misliyle kendisine iade etmektedir. Bir kez daha haddini bil çağrısını yapıyoruz. 6,5 milyon oy almış bir insanı ‘terörist’ ilan etmek had bilmezliktir. Bir parti genel başkanı aynı zamanda yargıyı yönetmeye çalışırsa o ülkede demokrasinin zerresi kalmaz. Bugün demokrasi olmadığı için bu hadsizlik hemen hemen her gün tekrar ediyor. Selahattin Demirtaş bugün cezaevinde ise hukuk bir siyasi partinin sopası haline dönüştürüldüğü içindir. 8 aydır Demirtaş rehin tutuluyor. Onu bu dosya ile irtibatlandırmak, suçtan, sorumluluktan kaçma çabasıdır. Ankara’daki mahkemeler neredeyse 8 aydır Diyarbakır Kobanê olayları dosyasıyla irtibat bulamadılar ama baskıyla bir nevi dosya birleştirilmek isteniyor. Çok net açığa çıktı ki bu talimatı bizzat AKP Genel Başkanı Erdoğan veriyor.”

‘HDP TASFİYE EDİLMEK İSTENİYOR’

Baydemir, konuşmasını, “Demokrasilerde rekabet olağandır, olması gerekendir ama Erdoğan’ın bakış açısı düşmanlıktır. Bu düşmanlık hukukundan dolayı HDP tasfiye edilmek isteniyor. HDP zorbalığa boyun eğmedi, eğmeyecekte. Ne olursa olsun zindansa zindan olsun HDP zalima karşı boyun eğmeyecek. HDP’nin savunduğu değerler, demokrasi özgürlük ve birlikte yaşam değerleridir. Bugün talimatla Demirtaş’ı yargılayabilirsiniz ama bir yargılama daha var. İnsanların vicdanlarındaki yargılamadır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın Demirtaş’a sahip çıkan sadece ona oy verenler değil, ona oy vermeyenler de onun bir dayatmayla tutuklandığının farkındalar. Bugün baskıyla hareket etmek zorunda kalan yargıçların kararı ne olursa olsun bir de tarihin vereceği karar vardır. Tarihin vereceği kararda Demirtaşların, Yüksekdağların yeri çok saygın bir yerdir.

Sayın Erdoğan tarihe yüzde 50. 51’in lideriyim diyip yüzde 13-14’un liderinden korkan lider olarak tarihe geçeceksiniz. İlk defa sizin hükümet kurmanıza engel olan bir liderden siz intikam alıyorsunuz. Rakibinizle mücadele yönteminin bu olmayacağını ifade etmiştim. Şimdi görüşümü değiştiriyorum size tam da yakışan budur” diye sürdürdü.

‘ERDOĞAN’IN SÖZLERİ AYM VE YARGIÇLARA TEHDİTTİR’

Hukukun siyasal iktidarın baskısı oltanda olduğuna da dikkat çeken Baydemir, şunları dile getirdi: “İspatlanmıştır ki Türkiye’de iç hukuk yolları tükenmiştir. AKP Genel Başkanının bu açıklamaları AYM’ye hakim ve savcılara tehdittir. ‘Bunun gereğini yapmazsan senin başına ne getireceğimi ben bilirim’ demektir. Bu tehditten sonra yargı bağımsızdır demek 21. yüzyılın en büyük gerçek dışı beyanlarından birisidir. Bugün MYK’mız suç duyurusunda bulunda. Bu hadsizliğe had bildirmek manasında savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Aynı şekilde tazminat davası hazırlıklarına da başladılar. Bununla da yetinmeyeceğiz uluslararası alanlara da bu ifadeleri taşıyacağız. Yargının tehditle işletildiğinin aynı zamanda belgesi olacaktır bu beyanatı.”

‘KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK’

Baydemir, konuşmasında şunları söyledi: “Dört duvar arasına konulan bir liderden halen nasıl korkulduğunun da aynı zamanda ifadesidir. Korkunun ecele faydası yoktur. Gerçeklerle yüzleşmek yapılacak tek şeydir. Bütün bu olup bitenleri gölgelemek adına Erdoğan bir kez gündem değiştirmeye çalışıyoruz, bir kez daha tuzak kurmaya çalıştı. Ama tuzağa kendisi düştü. Erdoğan’ın bu saldırısı yargının nasıl da bağımsız olmadığı ispatıdır.

Cumhurbaşkanının beyanatlarına baktığımızda kimler ‘terörist’ ‘kimler terörist’ değil diye bir analize girersek, herhalde terörist olmayanların listesi daha kısadır. 166 gazeteci cezaevinde sorarsanız ‘bunlar terörist.’İstanbul’da toplantı basıldı insan hakları savunucuları gözaltına alındı. Erdoğan’ın beyanatlarına bakarsanız ‘bunlar terörist.’ Kendisi gibi düşünmeyen herkes ya teröristtir ya da yardım ediyor. Bu anlayışın dünyadaki karşılığı faşizmdir.

AYM çıkıp boyun eğmeyeceğini açıklamalıdır, çıkıp altında imzası bulunan Balbay kararına sahip çıkmalıdır.”

‘İÇ TÜZÜK MUHALEFETİ SUSTURMAKTIR’

Meclis gündeme gelmesi beklenen iç tüzük tartışmalarının muhalefeti susturmaya dönük olduğunun altını çizen Baydemir, şöyle dedi: “Meclis’in kendisi tüketilmek istenmektedir. Anayasa paketinin içeriğinin kendisi hiç bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde gayri meşru bir paketti. Referanduma giden sürecin kendisi muhalefetin kendisini örgütlemesinin kısıtlaması açısından gayri meşru. Şimdi iç tüzük değişikliği getirdiler. Etkin bir muhalefet ortaya koyacağız. Çünkü bu paket muhalefeti tamamen susturma paketidir. Bu paket cumhurbaşkanının kararname çıkarma süreçlerini ivedilikle geçirmeyi sağlama paketidir. Susmayan muhalifleri Meclis kürsüsünde konuşturmama paketidir. Konuşanları da para cezası ile cezalandırma paketidir. Kürt düşmanlığının da bir kez daha tezahürü paketidir. ‘Kürdistan’ demek para cezasına gerekçe kılınabilir. İş cinayetleri, katliam demek cezayı gerektirebilir. 1930’ların Türkiye’sine geri dönüştür. Reddediyoruz. En etkin şekilde muhalefetimizi ortaya koymaya devam edeceğiz.”

Adalet talebinin kendilerinin de talebi olduğunu ifade eden Baydemir, “Yakın dönemde HDP’nin eşitliği, özgürlüğü ve adaletin inşası için deklarasyonunu da yayınlayacaktır ve taleplerimizin hayat bulması için mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

Suriyeli Emani’ye dönük saldırıyı lanetleyen Baydemir, “Onlar güvenli bir liman aramıştır. IŞİD’ten kaçmanın onlara getirdiği en büyük saldırıya bu ülkede maruz kaldılar. HDP adına derin üzüntülerimizi belirtmek istiyorum. Bu olayın vahameti karşısında söz söylemeye çok zorlandığımı ifade etmek istiyorum. AKP’nin Suriye politikasının da iflasıdır Emani’ye yapılan saldırıdır” diye belirtti.

Baydemir, bu açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

AKP SÖZCÜSÜ ÜNAL’A YANIT: TEK KİŞİYE İRADESİNİ TESLİM ETTİ

AKP Sözcüsü Mahir Ünal’ın Demirtaş’ın mektubuna ilişkin kullandığı “Bir siyasetçinin en önemli yanı özgür iradesidir. Kendi özgür iradesini Kandil’e kiralayanlar sayın Cumhurbaşkanımıza laf edecek durumda değildir” sözlerine ilişkin Baydemir, şu yanıtı verdi: “Demirtaş ve milletvekillerimizin 6 milyonu aşkın iradenin temsilcileridir. İradesini tek kişiye kimler emanet etti. Söz konusu açıklamayı yapan hatibe bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Şu anda bir kişinin kibirleri karşısında el pençe duran siyasi akım kimdir, elini cüzdanına değil vicdanına koysun ve bir kez daha konuşsun. Kim iradesini tek kişiye vermiştir. Hangi siyasi partide eleştiri vardır, hangi siyasi partide yoktur? Kendilerini şiddet ve silahla aralarına mesafe koymalarına çağırıyorum. Şiddetle bir iktidar elde ettiniz ama iradenizi tek bir kişiye verdiğiniz için ülke adeta intihara doğru gidiyor.”

EN SON EKLENENLER