DTK, Öcalan için harekete geçiyor: Öcalan olmadan Ortadoğu’da çözüm yok…

DTK’nin 8. Olağan Kongresinin ardından değerlendirmelerde bulunan Eşbaşkan Leyla Güven, önceliklerinin PKK Lideri Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve ulusal birlik çalışması olduğunu söyledi. Tecridin kaldırılması için bir mücadele yürüteceğiz birinci eylem takvimimiz budur diyen Güven, ‘Öcalan’sız Ortadoğu’da bir düzenleme yapılamaz’ dedi
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, 18 Eylül’de gerçekleştirdikleri 8. Olağan Kongreyi, DTK’nin kuruluş amacını, dünden bugüne faaliyetlerini ve sonrasında belirledikleri yol haritasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mezopotamya Ajansı’ndan Mehmet Şah Oruç ve Semra Turan’a konuşan Güven, DTK’nin 2007’de kurulduğunu anımsatarak, seçilmişlerin de aralarında bulunduğu doğal, halk ve kurum delegelerinden oluşan bir yapı olduğunu söyledi. Güven, DTK’nin kuruluş gününden bu yana önemli çalışmalara imza attığını belirterek, halk tarafından büyük kabul gördüğünü vurguladı.

Farklılıkların Kongre’si…

Güven, DTK’nin bütün halkları, inançları ve farklılıkları kendi içinde barındırdığını ifade ederek, iktidarın da DTK’yi yürüttüğü çalışmalarından kaynaklı yıllarca meşru ve demokratik bir kongre olarak gördüğünü hatırlattı. Güven, DTK’nin eşbaşkanlarının resmi olarak içinde yer aldığı birçok organizasyonun olduğunu, eski Eşbaşkan Hatip Dicle’nin içerisinde yer aldığı İmralı Heyeti’nde yürütülen çalışmaları anlattı. DTK’nin Kürt sorununun demokratik çözüm noktasında önemli bir rolü olduğuna işaret eden Güven, birden bire illegal ilan edilmeye çalışıldığına dikkat çekti.

Dün muhatap alınıyordu, bugün terörize ediliyor…

DTK’nin yürüttüğü çalışmalar ve siyasi faaliyetlerinden dolayı tasfiye edilmek istendiğini dile getiren Güven, şunları söyledi: “Demokratik siyaset tasfiye edilmeye çalışılırken, hedefin merkezine de DTK konuldu. DTK’nin çalışmalarına katılan ve yürütenler şu an hukuksuz bir şekilde sorgulanıp, tutuklanıyor. AKP, özelikle son 2 yıldır halkın moral değerlerine saldırıyor. Halk nereden moral alıyorsa, ona saldırıp halkı psikolojik olarak çöktürmek istiyor. DTK de halkın moral aldığı, değer verdiği bir kongredir. O nedenle terörize ediliyor. Bu da demokratik siyasetin tasfiyesinin bir paçasıdır. Dün muhatap alıp Meclis’e alınan kurum, bugün terörist ilan ediliyor. DTK dün nasıl çalıştıysa, bugün de aynı şekilde çalışmalarını sürdürecek.”

Kongre başarıyla gerçekleşti…

Güven, terörize edildikleri bir süreçte olağan kongre gerçekleştirdiklerini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kongreyi gerçekleştirebileceğimizi kimse düşünmedi. Bu açıdan kongreyi yapmamız çok önemlidir. Kongre çalışmalarını aylar önce başlattık. Bütün şartlara rağmen DTK’de görev almak için yüzlerce insan başvurdu. 501 delege 21 kişilik başkanlık divanı ile kongreye gittik. Halkın sahiplendiği görkemli bir kongre gerçekleşti. Herkesin moral aldığı bir kongre oldu. Kongremiz başarıyla sonuçlandı. Ciddi kararlaşmalara gidildi. Siyasal süreç masaya yatırıldı. Önümüzdeki sürecin yol haritasını belirledik.”

Direnerek kazanacağız…

Güven, gerçekleştirilen kongre ardından önemli kararlar alındığının altını çizerek, şöyle konuştu: “Bize dayatılan faşizmi kabul etmeyeceğiz ve buna karşı direneceğiz. Bunun için de güçlü bir örgütlülüğe ihtiyaç var. Yine Ortadoğu kaynıyor. Dengeler yerinden oynuyor. Yüz yıl önce çizilen sınırlar yeniden çiziliyor, ‘Burada Kürtler de olacak mı, olmayacak mı?’ tartışması yürütülüyor. Kürtler de; ‘yüz yıl önce çizdiğiniz sınırları bizden bağımsız çizemezsiniz. Bir sınır çizilecekse, Kürtlerden bağımsız olmayacak’ diyor.”

İlk iş Öcalan’a tecridin kaldırılması

Güven, Ortadoğu’da demokratik çözüm anahtarının PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın elinde olduğunu yineleyerek, “Bu bir realitedir. Ortadoğu’da Sayın Öcalan kadar uzman olan, yoğunlaşan planlama ve proje sahibi olan biri daha yok. Kongremizde Sayın Öcalan olmadan Ortadoğu’da bir düzenleme olmaz gerçekliğine bir kez daha dikkat çekildi. Tecride karşı daha aktif bir rol oynayacağız. Hem Ortadoğu’da hem de uluslararası arena da, tecride karşı görüşmelerimiz olacak. Heyetler oluşturacağız. Bunlar aracılığıyla tecridin kaldırılması için bir mücadele yürüteceğiz birinci eylem takvimimiz budur” şeklinde konuştu.

Ulusal birlik için harekete geçiyoruz…

Bir diğer önemli çalışmalarının ulusal birlik olduğunu söyleyen Güven, “KNK’nin başlattığı çalışmayı son derece önemli buluyoruz. DTK olarak üzerimize düşen görevi yerine getireceğiz. Kongrenin toplanması için çalışmalarımız olacak. Yine öz yönetim alanlarının yaşandığı illerde dayanışmayı büyüteceğiz. Kanaat önderleri, aşiret yapıları ile bir takım görüşmelerimiz olacak. STK’ler ile bölgeye dair görüş alışverişinde bulunacağız” bilgisini paylaştı.

Artık statüsüz yaşamak istemiyoruz

Federe Kürdistan Bölgesi’nde yapılan bağımsızlık referandumuna dikkat çeken Güven, şu değerlendirmelerde bulundu: “Eğer biz ulusal birliğimizi 2013’te sağlamış olsaydık, bugün referandum böyle geçmezdi. Çok daha örgütlü bir referandum olurdu. Ulusal birliğimizi sağlamadığımız için parçalı ve lokal kaldı. Kürt halkının yıllardır istediği bir statü talebi var. ‘Artık statüsüz yaşamak istemiyoruz’ söylemi, sürekli dile getirilen bir taleptir. Bu talep bağımsız mı olur, başka bir şey mi olur, bunu yaşayan halklar karar verir.”

Güney Hükümeti’nin ders çıkartması lazım…

Federe Kürdistan Bölgesi’nden diğer parçalarla ittifak kurmasını isteyen Güven, “Güney’de de çok ciddi sıkıntılar var. Kendi içinde sistemini oturtmayan bir iktidar, başkasına ihtiyaç duyar. Baskılara rağmen katılım çok yüksek oldu. Düne kadar kırmızı halıyla karşılanan Barzani, bugün Türkiye basını tarafından bir sürü hakarete maruz kaldı. Burada ilkeli diplomasinin yürütülmesi ve güven olgusu açığa çıktı. Bizler için bu son derece önemlidir. Kürtler tarih boyunca kime güvendiyse onlardan zulüm gördü. Güney hükümeti umarım bunu anlamıştır ve yapması gerekenin kendi kardeşleri ile ittifak kurmasıdır” diyerek öneride bulundu.

EN SON EKLENENLER