HDP 4 Kasım’a hazırlanıyor

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, Türkiye’deki siyasal gelişmeleri, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile tutuklu milletvekillerinin durumunu ve dava süreçlerini, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden ağırlaştırılmış tecridi ve Kerkük’teki gelişmeleri Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
 
‘ASIL AMAÇ HDP’NİN KAPATILMASI’
 
Değerlendirmesine HDP üzerindeki baskı politikaları ile başlayan ve bu politikaları “zalimce” olarak değerlendiren Kemalbay, amaçlananın HDP’nin tasfiyesi ve kapatılması olduğunu söyledi. Kemalbay, “HDP’den kurtulmak istiyorlar. HDP’den kurtulurlarsa bu tek adam rejimini daha kolay inşa edebileceklerini düşünüyorlar. Bu rejimin karşısında gerçek bir mücadele gücü olarak da HDP’yi görüyorlar. HDP’den kurtulmaları o açıdan çok önemli” dedi.
 
‘YARGI SARAY’A TESLİM OLMUŞ’
 
HDP’lilerin vekilliklerinin düşürülmesi ve tutuklanmasına ilişkin ise Kemalbay, Parlamentodaki varlıklarının geriletilmeye çalışıldığını vurgulayarak, “Bunun için yargı bir araç olarak kullanılıyor. Yargının tamamen Saray’a teslim olduğunu görüyoruz. Biz Kürt halkının haklarının tanınması için mücadele ediyoruz. Bütün ezilen toplum kesimlerinin sözünün Parlamentoda yükselmesi için mücadele ediyoruz. Dolayısıyla buna dair her türlü çaba yok edilmeye çalışılıyor. İstenen ise tek tip, tek düşünce… Bunu uygulamaya çalışıyorlar. Muhalefeti yok etmeye çalışıyorlar” dedi.  
 
‘YARGILAMAKTAN KORKUYORLAR’
 
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın bir yılı aşkın süredir hakim karşısına çıkarılmıyor olmasına da değinen Kemalbay, “Bu Demirtaş’ın tutukluluğunun hukuki değil, siyasi olduğunun kanıtıdır. Ortada suç olmadığı için suç yaratma çabası gerçekleşti bu süre boyunca. Eşbaşkanımız 7 Aralık’taki duruşmaya bizzat katılmak istiyor. Her insanın böyle bir hakkı var. Mademki yargılamak istiyorsunuz, yüzyüzelik ilkesini uygulamanız gerekir. Ancak burada da bir engelle ile karşı karşıya kalınıyor.  Bir yıldır eşbaşkanımızı rehin tutuyorsunuz, ciddiye alınabilecek hukuki bir norm iddiası yok ve bunun yargılamasını da SEGBİS ile yapıyorsunuz. Bu duruşmadan ve yargılamadan korkuyorlar. Eş genel başkanımızın aslında kendilerini yargılayacağını, bu hukuksuzluğu, bu tasfiye politikasını yargılayacaklarını bildikleri içinde SEGBİS ile katılma dayatması içerisindeler. Bu kabul edilemez bir durum. Hukuki süreç Saray’dan gelen talimatlarla devam eden bir durum” ifadesinde bulundu.
 
‘4 KASIM’DA PROTESTOLAR OLACAK’
 
Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte 10’u aşkın milletvekilinin gözaltına alınarak tutuklandığı 4 Kasım 2016 gününü “organize bir işle karşı karşıya kaldık” diyerek yorumlayan Kemalbay, 4 Kasım gününü bir “darbe” olarak tanımlayarak, il ve ilçelerde eylem ve protestoların olacağını söyledi. Kemalbay, aynı gün İstanbul’da da geniş katılımlı bir panel örgütleyeceklerini söyledi. 
 
‘SADECE BİR TECRİT OLARAK ELE ALINMAMALI’
 
İmralı Adası’nda ağırlaştırılmış hapis cezası çeken PKK lideri Abdullah Öcalan’ın sağlık durumu ve güvenliğine dair endişeleri değerlendiren Kemelbay, “Bugüne kadar yaşanan çatışmalar bu tecrit politikası ile bağlantılı. Türkiye’de son 2 buçuk yıl içerisinde ne kadar ölüm ve acı yaşandıysa hükümetin İmralı politikasıyla ilgilidir. O yüzden bu sorunun sadece bir hapishane sorunu, tecrit sorunu olarak ele alınmaması, daha geniş bakılması gerekir. Sadece Kürt halkı ve talepleri ile ilişkili değil, bütün Türkiye halklarının, bölge halklarının talepleri ve özlemleri ile ilgili bir konu olarak el alınması gerekir. Sayın Öcalan’ın bölgedeki savaş ve Türkiye’deki çatışmalı ortamla ilgili pek çok önermesi ve öngörüleri oldu. Özellikle darbe dinamiğinin hayata geçmesi konusunda uyarıları olmuştu” dedi.
 
‘YAPILAN AÇIKLAMALAR KAYGILARI GİDERMİYOR’
 
Öcalan hakkında çıkan haberlerin önemsenmesi gerektiğini vurgulayan Kemalbay, “Bu konuda Adalet Bakanlığı’nın partimize yapığı açıklamada ve Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının yapmış olduğu açıklama son derece yetersiz bir açıklama. Türkiye halklarının hangi risklerle karşı karşıya olduğunu biz burada görebiliyoruz. Bu kadar önemli bir siyasi aktörün can güvenliğine yönelik bu tür belirsizliği, bu tür ithamları şeffaf bir şekilde açıklamamak çatışmalara, savaşa yol açmaktır. Bunun önüne geçebilmek de ancak bu tecridi kaldırmakla ve bir an önce Sayın Öcalan ile partimizin milletvekilleri, ailesi ya da avukatlarının görüşmesi ile son verilebilir. Aksi durumda yapılan açıklamalar kaygıları giderici değildir” diye konuştu.
 
‘AKP-SARAY BÜTÇESİ SAVAŞ BÜTÇESİ DEMEKTİR’
 
Meclis’te görüşülen bütçe görüşmelerine dair de konuşan Kemalbay, “AKP-Saray bütçesi demek savaş bütçesi demektir” dedi. Türkiye’nin milli gelirinin yarısı kadar borçlu olduğunu söyleyen Kemalbay, büyük bir yolsuzluk ve çürüme ekonomisinin Türkiye’de söz konusu olduğunu dile getirerek, “Bunlar karşısında ortak bir mücadele hattı örülmeli. Türkiye halklarının büyük bir soygunla karşı karşıya olduğunu biliyoruz. Borçlanarak kendilerini ayakta tutmaya çalışıyorlar; ama bunun da bir sonu var. Bu açıdan bütçe tartışmaları çok önemli ve herkesin bu konuda sözünü söylemesi gerekiyor” dedi.
 
‘ÇALIŞMA BAKANLIĞI İSTİFA ETMELİ’
 
Şırnak’ta yaşanan göçükte 7 işçinin yaşamını yitirmesini de değerlendiren Kemalbay, “Göz göre göre gelişiyor” dedi. İşçi katliamlarına karşı bugüne kadar her hangi bir önleyici tedbirin alınmadığını ifade eden Kemalbay, “Her gün aslında işçiler ölüyor. Fakat sadece gazetede bir haber olarak görülüyor” dedi.  İş cinayetlerinin yaşanmaması için acilen gerekli politikaların üretilmesi gerektiğini kaydeden Kemalbay, “İktidarın, Hükümetin, Çalışma Bakanlığının sorumluluklarını kabul etmesi, bu sorumluluk karşısında da oturdukları koltukları bırakmaları gerekiyor” dedi. 
 
‘KÜRTLERİN TALEPLERİNİ YOK SAYAMAYIZ’
 
Kerkük’teki gelişmelere ilişkin ise Kemalbay, “Ulusal birliğin ortak kazanımlar için ne kadar önemli olduğunu gösterdi yaşanan gelişmeler” dedi. Kemalbay, Şengal, Musul, Kerkük’teki kazanımlara karşı askeri müdahalelere karşı çıkılması gerektiğini söyledi. Kemalbay, “4 parçadaki Kürtlerin taleplerini yok sayamayız. Türkiye’nin izlemesi gereken politika aslında Kürt halkı ile dayanışma içerisinde olan müzakereci, diyalogcu ve çözümü içeren politikalar. Halkların kendi kendini yönettiği bir yöntemi, siyasi tabloyu savunmak zorundayız” değerlendirmesinde bulundu. Kemalbay, Türkiye’nin Osmanlıcılık politikalarından vazgeçmesi gerektiğini söyledi.

EN SON EKLENENLER