Hüda Kaya: Dayatılan karanlığa karşı Newroz alanlarında olacağız

Efrin yönelik saldırı, ülkedeki antidemokratik süreç ve tecritte karşı tepkiyi Newroz alanlarında vermeye çağıran HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, “İrademiz, tercihlerimiz, düşüncelerimiz karanlığa hapsedilmeye çalışılıyor. Dayatılan bu karanlık karşısında alanları dolduracağız” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve ona bağlı ÖSO’nun Efrin kent merkezine girmesi, AKP-MHP ittifakı ve Newroz sürecini değerlendirdi. Efrin’de öldürülen sivillerin araştırılması amacıyla verilen önerge görüşmesinde ”ÖSO, katiller ordusudur” dediği için mikrofonu kapatılan Kaya, insanlık dışı muamelenin tekelleştirilmiş medya eliyle kamuoyundan gizlendiğini ifade etti.
‘EFRİN’DE YAŞANANLAR GİZLENİYOR’
Özellikle HDP’nin sesi kısılmaya çalışıldığının altını çizen Kaya, şöyle devam etti: “Sesimizi direk iletebildiğimiz bir tek genel kurul canlı yayını var. Bende burada Efrin’de yaşananlara dikkat çekecektim. Çünkü bu tekçi medya bambaşka bir Türkiye ve Efrin’deki saldırıları farklı yansıtıyor. Gerçeklerin hiçbir şekilde farkında değiller insanlar, bunları görmekten mahrumlar. Orada nerdeyse resmi tescil edilmiş hale getirilen ÖSO tek bir yapı değil, bunu dünya alem biliyor. Suriye’de savaş yaşanırken de ÖSO’nun nasıl ortaya çıkarıldığını, öncülüğünü kimlerin yapıp finanse ettiğini ve bugün içindeki o bileşenlerin hangi yapılardan meydana geldiğini, Rojava’da yaşananları, iki askerin canlı canlı kimler tarafından yakıldığını hepimiz biliyoruz. Bunu daha önce de defalarca kez ifade ettiğimizde AKP’li vekiller üzerime saldıracak hale geldiler ve ‘IŞİD’in yaptığını nerden biliyorsunuz?’ gibi söylemlerle IŞİD’in vahşetlerinin sürekli üzerini örtmek istiyorlar. ÖSO ve içindeki bu katliamcı, vahşi, insan yakan, tecavüzcü yapılarla ilgili gerçekleri anlatmaya başladığımızda bir şekilde sözlü saldırılar artıyor. Artık nasıl özdeşleşmişler ki vekilin bir tanesi ‘ÖSO orada özgürlük mücadelesi veriyor’ dedi. İnsan şaşırıyor gerçekten, bu kadar vahşete, katliama, insanlık suçlarına bulaşan bu yapılarla birlikte olabilmeyi bir özgürlük mücadelesi olarak kamuoyuna yansıtabiliyorlar ve bunu vicdanları kabul ediyor.”
‘EFRİN’E SALDIRI EMPERYAL GÜÇLERİN ONAYIDIR’ 
Efrin’e saldırının Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere uluslararası kuruluşların sessizliğine dikkat çeken Kaya, “Efrin’in sadece Türkiye’nin politik pratiğinden ibaret olmadığını düşünüyorum. Avrupa Parlamentosu her ne kadar hükümete ‘Efrin’de çekil’ dese de, saldırının küresel, egemen, emperyal emelleri olan güçlerin iradesi ve onayından bağımsız değildir. Türkiye zaten bu küresel emperyal menfaat ve kirli ilişkinin bir parçasıdır. Sivillerin katledilmesi bunların umurunda değil.  IŞİD’in lojistik olarak desteklenip finanse edilmesini Rojava sürecinde gördük. Güya Rakka boşaldı, IŞİD yok oldu. Nereye gitti o binlerce savaşan insan? Bunlar farklı yapılar içerisinde kamufle edildi. Şuanda farklı savaş cepheleri açarak Efrin’deki halka saldırıyorlar. Farklı isimlerle sivilleri katletme ve bir bölgeyi ele geçirmeye çalışıyorlar. Efrin’de Türkiye halklarının pek çoğunun görmediği vahim görüntü dünya kamuoyunda paylaşılıyor, görülüyor ve dünya bunun farkında aslında” dedi.
‘ORTAYA KOYMAK İNSANİ VAZİFEMİZ’
İktidarın elinde bulundurduğu çok güçlü ulusal bir medyanın olduğunu ve insanların bunu izlemeye mahkum edildiğinin sözlerine ekleyen Kaya, şunları dile getirdi: “Muhalefetin bir kanalı yok. İnternet sitesi neredeyse kalmadı. İnsanlar artık alternatif yayınlar üzerinden kendilerini halka ulaştırmaya çalışıyorlar. Mecliste ‘uluslararası kanal ve kaynakları takip edip de burada bize saldırmayın, hükümete ve devletimize güvenin’ gibi ifadelerde bulunabiliyorlar.  Türkiye’de kamuoyundan sakladıkları gerçeklerin dünya kamuoyunda nasıl fark edildiğinin onlar da farkında. Bizim bunları takip ettiğimizi onlar da görüyor. O nedenle bizlere ‘iktidara güvenin’ diyerek bir acizliğin içine giriyorlar. Biz bir muhalefet partisiyiz ve iktidara güvenmediğimiz için politikalarını tasvip etmediğimiz için eleştiriyoruz zaten. Yanlışları ortaya koymak zaten bizim insani vazifemiz.”
‘GERÇEKLER BAMBAŞKA’
İktidarın en korkunç inanç çürümesi ve yozlaşmasını yaşadığına vurgulayan Kaya, “Bütün bu yapılan çürümüşlüklere dini kılıflar bularak meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Korkunçluğun bir boyutu da bu aslında. Kendi medyalarında bambaşka bir ülke anlatıyorlar. Ara sıra rastladığımızda acaba hangi ülke diye bakıyoruz. İçinde yaşadığımız Türkiye ve gerçekler bambaşka. Esnaf siftah etmeden kapatıyor. İnsanlar ne yapacağını bilemiyorlar. Ülkenin geleceğine dair umutlarını kaybetmiş durumdalar ve nasıl nereden bir ekmek kazansınlar da çocuklarına getirsinler diye düşünüyorlar. Bugün insanlarımız cinnet geçiriyor, kendini yakıyor” hatırlatmasında bulundu.
‘GERÇEK NEYMİŞ YÜZLERİNE ANLATALIM’
Kan ve şiddetten beslenen AKP iktidarının kendisini güçlendirmeye çalıştıklarının son örneği Efrin savaşı olduğunu anlatan Kaya, şunları belirtti: “Bütün çaresizliklerinde Kuran’ı, Allah’ı kullandıkları gibi şuan kan ve nefret üzerinden kendi iktidarlarını güçlendirmek için yine Allah’ı kitabı kullanıyorlar.  Açık açık diyebiliyorlar ki ‘biz Müslümanız, onlar kafir ve biz kafirlerle mücadele ediyoruz.’ Buna inanıyorlar. Kuran’a baksalar kafir kime denir, fetih ve cihadın ne demek olduğunu göreceklerdir. Fakat bunları bilerek çarpıtarak Yezidçilik yapıyorlar. Gerçekleri anlatmak için ulusal bir kanala gelsinler tartışalım. Biz bundan kaçınmıyoruz fakat bizim gerçekleri söyleme imkanımıza dahi tahammül edemiyorlar. Ben ve bütün vekil arkadaşlarımız da kaçınmayız bundan, bizi çağırsınlar nerede olursa olsun biz onlara gerçekler neymiş yüzlerine de halkımıza karşı da anlatırız. Zerre kadar vicdan ve yürekleri varsa bizleri çağırsınlar karşılıklı konuşup tartışalım.”
‘KAYBETTİKLERİNİN FARKINDALAR’
AKP- MHP ittifakını da değerlendiren Kaya, her iki partinin tüm devlet imkanları ve gücüyle, muhalefetin sözünü keserek, haksız tek taraflı ve orantısız bir güçle seçimi kazanmaya çalışacaklarını kaydetti. Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu dünya farkında. Halkımız da farkında. İttifak yasası ise yaptıkları bütün gayrimeşru tüm pratikleri yasal güvence altına almanın gayretiydi. Sandıkları almaktan, götürmekten, kaçırmaktan, halkın müdahil olmasından tutun, görevlilere kadar muhalefetin ve halkımızın sandıklara sahip çıkma noktasındaki o hakkı ve görevini gasp etmeye kadar her türlü yolla kendi geleceklerini güvence altına alma derdine düştüklerini görüyoruz. Bu sancı ve telaşları da kaybettiklerinin farkında olmalarıdır.”
‘NEWROZ DİRENİŞİ ORTAYA ÇIKARACAK’
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların ortak dayanışmasının ve barış talebi ile ortaya koydukları iradenin toplumda bir enerji motivasyonu açığa çıkardığını dile getiren Kaya, “Bunun arkasından gelen Newroz da kadınlarla beraber yükselen o motivasyonu Efrin’le birlikte bir direnişe dönüştürmenin ortam ve zeminini ortaya çıkaracak. Halkımızın Newroz’unu da kutluyorum. Yeni yıl, yeni bahar, yeni gün aslında direnişin günü, dirilişin günü olmasını diliyorum” dedi. Yarın alanlara çıkacak olan halkların Efrin savaşına tepki başta olmak üzere çeşitli taleplerle meydanları dolduracağını belirten Kaya, sözlerini şöyle tamamladı: “Ülkemizin geleceği karanlığa mahkum edilmeye çalışılıyor. İrademiz, tercihlerimiz düşüncelerimiz karanlığa hapsedilmeye çalışılıyor. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’dan tutun vekillerimiz, HDP’liler, gençler kadınlarımız şuanda zindanlarda ve tecritle karşı karşıya. Hem geleceğimize sahip çıkmak ve bize dayatılan bu karanlık dayatma karşısında insanlığımıza, aydınlığımıza sahip çıkma noktasında bizim alanları doldurmamız gerekiyor. Newroz bir halk direnişidir, uyanışıdır. Halkımızın bu bilinçle, uyanışla, dirilişle meydanları dolduracağına inanıyorum.”
MA / Necla Demir

EN SON EKLENENLER