Kılıçdaroğlu’dan Erdoğan’a: Millet aç sen sarayda yaşayacaksın

Partisinin grup toplantısında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yüklenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Millet aç sen saraylarda yaşayacaksın” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu. Tutuklu CHP’li vekil Enis Berberoğlu’lu gündemine alan Kılıçdaroğlu, “Geçmişi başarılarla dolu bir milletvekili. Önemli bir gazeteci. Olmayan bir suçtan ceza kesildi kendisine. Olmayan bir suçtan casusluk iddiası ile karşı karşıya kaldı. Bozulmuş kararın tutukluluğu olur mu? Yargının adalet bağlamında ciddi bir ivme kaybettiğini biliyorum. Bunu ben söylemiyorum. Saygıdeğer yargıçlar söylüyorlar. Anayasa Mahkemesi’nin AİHM kararı çıkmadan önce adaleti dağıtması lazım. Artık görev yargının elindedir. Yargı adaleti dağıttığı sürece toplumda kaybettiği itibarı kısa sürede kazanacaktır. 80 milyon her birimiz adaleti, hakkı ve hukuku savunduğumuz zaman bu ülkeye er geç adalet de, hak da hukuk da gelecektir. Geciken adalet en büyük adaletsizliktir. Masum insanların hapiste olması bizim içimize sindiremediğimiz bir tablodur” diye konuştu.

Eski Başbakan Bülent Ecevit’e dair polemiklere değinen Kılıçdaroğlu, “Bülent Ecevit gerek siyasete başladığında gerek başbakan olduğunda ülkenin çıkarlarından yana politikalar oluşturmuştur. ‘Ne ezen ne ezilen insanca hakça bir düzen’ diyen Ecevit. Kıbrıs’ta barışı sağlayan kişidir Bülent Ecevit. Ambargo sürecinde dik duran kişidir. Afyon üreticilerine sahip çıkmıştır. Siz ülkenin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda otururken Ecevit’e dil uzatırsanız sana deriz ki, ‘Önce sen ağzını bir yıka ondan sonra Ecevit’i ağzına al.'”

‘MİLLET AÇ SEN SARAYLARDA YAŞAYACAKSIN’

Hükümete yüklenen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Ebediyete intikal edenlerin arkasından sadece rahmet okunur. Müslümanlıkta böyle bir şey yoktur. Rahmetli Ecevit ne yaptı? Cebini mi doldurdu, devleti mi soydu? Onurlu ve dik durdu, ülkesinin çıkarlarını sonuna kadar savundu. Bir fotoğraftan çıkıp onu eleştiriyorsunuz. İnsanda biraz insan olma duygusu olur. Askerin başına çuval geçirilirken bu beyefendi neredeydi acaba? Gazeteciler soruyor; nota verecek misiniz? ‘Müzik notasından mı söz ediyorsunuz’ dediler. Korktu, elini dahi kaldıramadı. Ecevit’e gelince kapı gibi dil var.

Ege adaları işgal altında. Senin milliyetçiliğin mangal milliyetçiliğidir. Bize ait adalar işgal ediliyor, beyefendiden tık yok. Yok öyle kolaycılık. Kim olursa olsun. Ecevit birisinin dizinin dibine mi çöreklendi? Sen o fotoğrafı unuttuğumuzu mu sanıyorsun. Bunun meşhur bir danışmanı vardı fındıkçı. ‘Bunu kullanın sakın deliğe süpürmeyin’ dedi. ‘Türkiye Cumhuriyeti kabile devleti değildir’ diyor ama sen özel olarak mücadele ediyorsun. Biz de sen kabile devleti yapma diye mücadele ediyoruz. Kabile devleti dış dinamiklerin savurduğu devlettir.

Millet aç sen saraylarda yaşayacaksın. Her gece de ayrı bir odada yatacaksın korkudan. Yasakların, yolsuzluğun ve 9 milyonun yoksul olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Bunun adı kabile devletidir. Kabile reisi diyor, bu kanun isteseniz de istemeseniz de çıkacak. Kim diyor? Kabile reisi diyor. Bir de reisin elemanları var. Kendi partisinin milletvekili. Kimse demiyor, bizim de bir irademiz var. Bunun adı kabile devletinin kabile reisi. Millet sizi buraya 19 Mayıs hareketleri yapın diye mi gönderdi yoksa milletin çıkarlarını koruyun diye mi gönderdi.”

LOBİ ŞİRKETLERİNE 76 MİLYON

Kılıçdaroğlu, hükümetin ABD ile ilişkileri düzeltmek için lobi şirketlerine para verdiğini iddia ederek, şunları söyledi: “Lobi şirketlerine 76 milyon 965 bin 507 dolar. Yaklaşık 77 milyon dolar para lobi şirketlerine ödendi. Lobi şirketleri de beni kandırdı diyecek. Fakir fukaranın parasını ödedin. Bir kabile reisi her önüne gelen tarafından kandırılıyorsa o kabileyi yönetemez. Biz onun için Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışacak, tarafsızlığını koruyacak birinin o koltukta oturmasını istiyoruz. O kişiye hiç kimse bu ülkenin Cumhurbaşkanıdır diyemez.”

‘SANA OY YOK DİYECEKSİN’

Çiftçinin sorunlarına da değinen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: “Bir çiftçi eşi bana bir mektup verdi: Sayın Kılıçdaroğlu ben çiftçi eşiyim, sizden ricam çiftçilerin sessiz çığlıklarının sesi olmanız. Her türlü zarar ettik. Bankalardan kredi çektik. Yine olmadı. Biz çiftçiler bankaların esiri olduk. Avukatların eline düştük. Traktörlerimiz, evlerimiz hacizli. Şimdi de hapislere düşeceğiz. Bizim suçumuz ne? Çaresizim, tek çarem sizsiniz. Çiftçilerin banka borçlarına bir kolaylık gelsin. Erteleme için de bizden 5-6 bin lira para isteniyor. Biz ne yapacağız? Biz çiftçiler yok olursak bütün ülke yok olur. Çiftçinin en çok kullandığı şeker gübrenin fiyatı iki sene önce 400 liraydı şimdi 800 lira. Biz emeğin yanındayız, kim malı götürüyorsa da onun karşısında dururuz. İki sene önce mazot 3.5 liraydı. Bugün 4 lira 80 kuruş. Ne olacak çiftçinin, TIR, kamyon şoförünün hali. Sen de sandığa gittiğinde sen beni perişan ettin ben de seni perişan edeceğim. Sana oy yok diyeceksin.”

EN SON EKLENENLER