Köy Koruculuğu Çözüm Mü Çözümsüzlük Mü?

DİYARBAKIR — 

Köy koruculuğu sisteminin geçmişi 1924 yılında çıkarılan bir kanuna dayanıyor. PKK saldırılarının başladığı 1985 yılında revize edilen kanunla, korucular PKK ile mücadelede aktif rol almaya başladı. Kimisi gönüllü kimisi geçici görev yapan korucular, sistemin kurulduğu günden beri tartışmaların odağında.

PKK ve sempatizanları korucuları, çoğunun Kürt olması nedeniyle, hainlikle suçladı ve sistemi devletin Kürt’ü Kürt’e kırdırması olarak gördü. Devlet ise güvenlik gücünün bir parçası olarak gördüğü korucuları birer kahraman olarak tanımlıyordu. Kürt sorununa çözüm tartışmaları gündeme geldiğinde yine iki tarafın sıkça kullandığı argümanlardan biri koruculuktu. PKK tarafı kaldırılmasını ve suça bulaşanların yargılanmasını talep ediyordu. Korucuların ortak sorusu da belliydi: “Çözüm olursa biz ne olacağız?”

Süreç Araştırma Merkezi isimli düşünce kuruluşunun 2013 yılında hazırladığı “Geçici Köy Koruculuğu ve Çözüm Süreci” başlıklı raporda koruculuğun durumu şu cümlelerle özetleniyor:

“Her ne kadar köy koruculuğu sistemi devletin bir güvenlik politikası olarak hayata geçirilmiş olsa da, köy koruculuğu sistemine katılanlar sahip oldukları silahları kendi özerk çıkarları için de kullanmışlar ve bölgedeki devlet güçleri tarafından desteklendikleri için köyün (ve genel olarak bölgenin) temel otoritesi haline gelebilmişlerdir.”

Korucuların asli görevleri dışında yasadışı işlerle uğraşmaya başlaması da bir başka tartışma konusu. Süreç Araştırma Merkezi’nin raporunda suça bulaşan korucularla ilgili rakamlar şöyle:

“İçişleri Bakanlığı’nın verilerine göre 1985–2003 yılları arasında yalnızca 4804 korucu hakkında suç işledikleri gerekçesiyle işlem yapılmış durumdadır. İşlem yapılan suçların 2376’sı muhtelif adi suçlar iken 2375’i PKK’ye yardım ve yataklık suçlarıdır.”

Bugün, PKK ile çatışmaların yeniden şiddetlendiği bir dönemde, koruculuk bir kez daha gündemde. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 22 ilden korucu başlarıyla yaptığı toplantıdan, sistemin yenilenerek güçlendirilmesi kararı çıktı. Toplantıda alınan kararlara göre, İçişleri Bakanlığı bünyesinde kurulan Köy Korucuları Daire Başkanlığı, korucularının sorunlarına çözüm üretecek, korucuların da bulunduğu özel bir tim oluşturulması için çalışmalara başlanacak. Bu timde asker ile korucular birlikte çalışacak; koruculara ağır silah ve teçhizat da verilecek.

Korucular Konfederasyonu’ndan alınan kararlara destek

Türkiye’deki korucuların en büyük meslek örgütü olan 103 bin üyeli Anadolu Köy Korucular ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, toplantıda alınan kararlardan memnun olduğunu söyledi.

Amerikanın Sesi’ne konuşan Sözen, savaştıkları PKK’lılarda ağır makinalı silahlar bulunduğuna dikkat çekerek, “Korucularımız 100 mermi ve 1 kalaşnikofla kendilerini savunmaya çalışıyorlar. Bunların silah ve teçhizatıyla giyim kuşamının modernize edilmesi lazım. Korucular aynı şartlarda ağır zayiat veriyorlar. Böyle bir ortamda bizim yerimizde sayarak bu işi yapmamız söz konusu olmaz. Bugün bölgede koruculuk sistemine ihtiyaç vardır ve madem ihtiyaç vardır bu sistem kendini devam ettirecekse bu sistemin sosyal hakları özlük hakları silah ve teçhizat bakımından desteklenmesi ve güçlü tutulması lazım” dedi.

“Koruculuk bölgenin şah damarı”

Bölgenin korucular sayesinde PKK’nın denetimine girmediğini savunan Sözen, “Askerimiz ve polisimiz iki yıllığına oraya gidip görev yapıp dönüyor. Korucular yeri geldiğinde PKK’lılarla aynı mahallede aynı apartmanda yaşamak zorunda kalıyor. Birçok korucumuz çözüm sürecinde suikaste uğradı. PKK korucuların olmadığı köylerde elini kolunu sallayarak dolaşıyor, korucuların olduğu köylere giremiyor. O anlamda bölgenin şah damarı olarak görüyorum. Koruculuk olmamış olsaydı Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu’sunu 25 yıl önce PKK’ya ve onu destekleyen gruplara teslim etmiş olurduk” diye konuştu.

Geleceklerinden kaygı duymadıklarını vurgulayan Sözen, “PKK bittiğinde, huzur geldiğinde devletimiz korucularımızı farklı isim altında kamuda görevlendirme gibi şeylerle topluma adapte edecektir. Terör bitsin, bölgemiz huzura kavuşsun, varsın biz kaybedelim varsın devlet bizi kapıya koysun” şeklinde konuştu.

Mesut Yeğen: “Koruculuk uygunsuzlukların önünü açtı”

İstanbul Şehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Yeğen ise koruculuk sisteminin Kürt sorununun çözümünde etkili bir araç olmadığı görüşünde. Koruculuğun güçlendirilmesinin, devletin yeni bir araç bulamamasından kaynakladığını savunan Yeğen, “Bu kadar zamandır Kürt meselesini hal yoluna koymak açısından bir netice vermiş değil. 90’lardaki tecrübesini daha yakından biliyoruz. Daha ona yoğunlaşarak, onu odak olarak aldığımızda gördüğümüz şey şu; koruculuk hem PKK meselesinde, hem PKK şiddetini önlemekte etkili bir araç değil, hem de yarattığı sosyal problemler itibariyle tercih edilmemesi gereken bir araç. Ortaya çıktığı her yerde, hem bulunduğu yerdeki sosyal ilişkileri zedeledi, hem de bir sürü yerde çeşitli uygunsuzluğun önünü açmış oldu. O itibarla sosyolojik olarak herhangi bir pozitif şey üretmesi mümkün değil. Üretebileceği tek şey bir kısım insana düzenli gelir sağlamak” şeklinde konuştu.

Korucuların önemli bir kısmının istemeyerek korucu olduğunu belirten Yeğen, niteliğinin değişmesi nedeniyle, korucuların çatışmalarda aktif rol alabileceklerini düşünmüyor. Yeğen’in Kürt sorununun çözülmesi halinde, korucularla ilgili bir uyarısı da var; ”Sorun çözüldüğü zaman koruculuk üzerinde önemli bir çalışma yapmak gerekiyor. Düzenli gelire kavuşmuş bu insanların, çatışma bittiğinde gelirlerinin kesilmesine bağlı olarak, yeni sosyal problemler ortaya çıkmasını engellemek üzere birtakım çalışmalar yapılmalı. İhtilaflarda bir kısım insanın devlet otoritesini kullanmaya başlaması, ihtilaf içinde bulunduğu insanlara karşı daha güçlü konuma gelmesidir. Oradaki gerilimlerin çatışmaların büyümesi anlamına gelebilir. Çatışmaların çözüm gerçekleşirse sonrasında devam etmesi ihtimali olur. Siyasi çatışmalar olarak değil ailesel kişisel çatışmalar olarak görülecektir. Çözüm süreci sonrasına sarkabilecek bir takım neticeleri olabilir.“

Türkiye’de halen 47 bin 510 geçici, 21 bin 800 gönüllü köy korucusu bulunuyor. Hükümet geçici köy korucusu sayısını 50 bine tamamlamayı planlıyor.

amerikanın sesi

EN SON EKLENENLER