7 Haziran sonrası devreye sokulan savaş konseptinin bir benzeri 2019 seçimlerinden önce de hayata geçirilmeye çalışılıyor. Daha önce gündeme getirilen Efrin’e yönelik saldırı planı, 2019 seçimleri yaklaştıkça yeniden devreye sokulmaya başlandı.
2019 seçimleri yaklaştıkça, 7 Haziran seçim sonuçlarını değiştiren 24 Temmuz’daki savaş konseptine benzer bir konsept devreye sokulmaya çalışılıyor. Eş zamanlı olarak gerginlik politikasının devreye konulacağı “seçimi kazanma stratejisi” kapsamında, idam meselesi, cezaevlerine tek tip elbise dayatma yaklaşımları da hayata geçirilmeye çalışılıyor. Stratejinin savaş ayağı daha çok Rojava’ya yönelik saldırı üzerine oturtulmaya çalışılıyor.
4 BÖLGEYE SALDIRI HAZIRLIĞI
AKP’nin yayın organı olan Yeni Şafak gazetesinin gece saat 04.00’te yayınladığı ve bugün gazetenin birinci sayfasında yayınlanan, ayrıca pek çok gazetenin kullandığı haberde, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik saldırıyı Efrin ile sınırlı tutmayacağı, daha önce DAİŞ’ten temizlenen Girê Spî (Tel Abyad), Minbic, Tel Rifat ile Efrin gibi 4 bölgenin hedef alınacağı belirtildi. Söz konusu bölgelerin Türkiye’ye yönelik tehdit oluşturduğu ileri sürülerek, Tel Rifat, Minbic ve Girê Spî’nin nüfusunun tamamının “Arap ve Türkmenlerden” oluştuğu savunuldu. Türkiye’nin öncelikli hedeflerinin bu bölgeler olduğu belirtildi.
ERDOĞAN İŞARETİ VERMİŞTİ
Ayrıca yapılacak olan olası bir saldırı için Cerablus üzerinden geliştirilen Fırat Kalkanı bölgelerinde 25 bin kişilik bir gücün hazır tutulduğu bu gücün 15-17 binin silahlı yerel gruplardan 8 binin ise TSK üyelerinden oluştuğu belirtildi.
Erdoğan bir kaç gün önce yaptığı bir açıklamada saldırı işareti vermiş ve “Fırat Kalkanı Harekatı ile Suriye’deki terör oluşumu projesinin kalbine soktuğumuz hançeri, yeni hamlelerle genişletmekte kararlıyız. Çok yakında bu konuda yeni ve önemli adımlarımız olacak” değerlendirmesinde bulunmuştu.
ROJAVA’NIN BÜTÜNÜNÜ HEDEF GÖSTERDİLER
Cemaatin Taraf gazetesinden AKP medyasına geçen Kurtuluş Tayiz de Rojava’yı hedef göstererek, yeni saldırıda bütün Rojava’nın hedef alınması gerektiğini ileri sürdü. Hürriyet Gazetesi Yazarı Murat Yetkin ise, saldırının asıl nedenine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yaparak, “Erdoğan yeni bir karar aşamasında” başlıklı yazısında saldırının 2019 seçimlerine yönelik olduğunu şu sözlerle ifade etti:
ASKERİ OPERASYONLAR 2019 SEÇİMLERİNE YÖNELİK!
“MHP lideri bir çıkışıyla Erdoğan, Yıldırım ve Ünal’i açıklama yapmaya zorladı. Bu gelişme bize Erdoğan ve AK Parti’nin bir sonraki seçimlerde yüzde 50 artı bir oyla yeniden seçilebilmek için (velev ki bölünse dahi) MHP’nin desteğine ne kadar ihtiyaç duyduğunu göstermiyor mu? Üstelik MHP lideri, Erdoğan ve AK Parti’nin aynı yüzde 50 hedefiyle daha sağındaki İslamcı, muhafazakâr parti ve cemaatlerin oyunu almak için verebileceği tavizin sınırını da çizmiş oldu: Üniter devlet zaten biliniyor da, Atatürk ve laiklik vurgulanmış oldu.
Erdoğan’ın aynı 5 Ağustos günkü Diyanet açıklamasını şimdi bir de bu gözle değerlendirin lütfen.
AK Parti’de Erdoğan’ın işaretini verdiği yeniden yapılanma yaklaştıkça hem hâlihazırda partide bulunanların yerlerini koruma, hem de 2019 seçimleri için tek tek yüzdeleri küçük ama toplamda yüzde 50’ye yaklaştıracak grupların, cemaatlerin sahnede rol kapma rekabeti artacaktır. O rekabet Erdoğan ve AK Parti yönetimin yeni kışkırtmalara açık hale getirebilir.
Dolayısıyla, dinlenmek için memleketi Rize, Güneysu’ya giden Erdoğan’ın iş başı yaptığında kritik kararlar almak zorunda kalacağı görülüyor. Bu kararların da 2019 olarak açıklanan gelecek seçimdeki ittifaklar siyaseti çerçevesinde MHP’yi kızdırmadan daha sağındaki parti ve cemaatlerden oy devşirmeye yönelik olması tahmin edilebilir.
Bunun bir yolu dış politikada, askeri yeniden öne çıkaracak adımlar, örneğin yeni bir harekât olabilir. İç politikadaysa CHP’yi tuzağa düşürmek üzere (tam da Adalet Kurultayı öncesinde) idam cezası konusunun açılması olabilir. Ama Diyanet çıkışı bunların dışında ve ötesinde başka adımlara da işaret ediyor; hazırlıklı olmak lazım.”
ÖNCEKİ OPERASYONLARI REFERANS ALIYOR
Erdoğan’ın 2019 seçimlerinden önce savaş konseptini hayata geçirmesi, AKP’nin 7 Haziran’da tek başına iktidarını kaybetmesi sonrasında 24 Temmuz 2015 tarihinde devreye soktuğu ve 1 Kasım seçim sonuçlarını değiştirdiği savaş konsepti referansına dayanıyor. AKP 7 Haziran seçimlerinden önce de henüz “çözüm süreci” devredeyken Ağrı’nın Diyadin ilçesinde benzer bir hazırlık devreye sokulmuş, ancak provokasyon halkın sağduyusu üzerine boşa çıkarılmıştı.