Temelli: Faşist suç şebekesine karşı birleşelim!

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin Mersin İl Örgütü’nün 3. Olağan Kongresi’nde güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘SADECE KAYYUM DEĞİL, İKTİDAR DA GİDECEK’

Temelli’nin konuşmasının satır başları şöyle:
“Sadece kayyum değil, bu iktidar da gidecek. Çünkü bu iktidar bir adaletsizlik iktidarıdır, zulüm iktidarıdır, savaş iktidarıdır. Halklarımız, kadınlar emekçiler savaş, şiddet, zulüm istemiyor. Nasıl ki 31 Mart’ta bu kayyumları söktük attık, bu ceberrut iktidarı da kayyumlarla birlikte faşizmin çöplüğüne atacağız.

‘TECRİT ÜLKEYİ BU HALE GETİRDİ’

Bir hukuksuz düzen ile karşıyayız. Her yerde hukuksuzluk, adaletsizlik var. Bunun en önemli nedeni de bu ülkede 21 yıldır uygulanan tecrit hukuksuzluğudur. Buna son vermeden bir hukuktan söz etmek mümkün değildir. Bunu ısrarla defalarca her konuşmamızda dile getirdik. İşte Türkiye’nin hali ortada, tecritte ısrar edenler, tecride sessiz kalanlar, tecride karşı adım atmayanlar ülkeyi bu hale sürükledi. Ülkede hukuk adına hiçbir şey kalmadı, adaletten bahsetmek mümkün değil. Artık mahkeme salonlarında bile adalet yok. Bağımsız olmayan, taraflı, talimatla hareket eden bir yargı sürekli şiddet üretmektedir.

‘ÇÜRÜMEYE DEVAM EDECEKLER’

Bu rejimin adını artık çok net koymamız gerekiyor. Bu rejim kayyum rejimidir. Belediyelerimize kayım atamalarından değil. O binalara kayyım atayabilirler. Etrafı beton bariyerlerle çevrilmiş o binalarda çürümeye devam edecekler. Onlar bizim irademize, bizim kentlerimize kayyım atayamaz. Kabul etmeyeceğiz. Kentler bizimdir ve irademizden asla vazgeçmeyeceğiz.
Bütün kurumlara kayyum atıyor çünkü kayyumsuz yönetemiyor.
Tükenmiş, suç şebekesine dönüşmüş bir iktidar var karşımızda.

‘ÖYLE YIKACAĞIZ Kİ AYAĞA KALKAMAYACAKLAR’

Siyaseten o denli tükenmişler ki eşbaşkanlık sistemine saldırıyorlar. Eşbaşkanlık sistemini suç olarak göstermeye çalışıyorlar. Eşbaşkanlık sistemi hem Türkiye’ye hem dünyaya örnek olabilecek, gerçek anlamda demokrasinin önünü açabilecek bir sistemdir. Eşbaşkanlık sistemi eşit temsiliyettir. Eşbaşkanlık sistemi yaşamın, kadının özgürlüğüdür. Kadını yok sayan bu faşist zihniyet eşbaşkanlık sistemini suçluyor. Eşbaşkanlık sistemi önemli bir adımdır ama daha ötesinde eşit temsiliyete dayalı ve hatta daha da ötesinde siyaseti de, toplumu da kadının erkek anlayışa karşı verdiği mücadelenin bir adımıdır. Eğer bu erkek egemen sistemi bu faşist sistemi yıkmak istiyorsak kadın mücadelesini yükseltmek zorundayız. Cinsiyetçi anlayışa karşı toplumsal cinsiyete duyarlı bir siyaseti yıkmak zorundayız. O zaman bu faşist zihniyeti yıkacağız, öyle bir yıkacağız ki bir daha ayağa kalkamayacaklar.
Özellikle de Kürt halkının iradesini yok sayan bu anlayış Kürt halkının öz kaynaklarını çalmaktadır, gasp etmektedir.

‘ÇÖZÜM DEMOKRATİK SURİYE MECLİSİ’

Suriye’de savaşa karşı çıkmazsanız bu ülkede barışı inşa edemezsiniz. Suriye’de siyasi çözümün, Türkiye’de demokratik çözümün gereğini yapmak zorundayız. Bu yüzden IŞİD’e karşı savaşanları görmek zorundayız. Suriye’de siyasi çözüm için mücadele edenleri görmek zorundayız. Çözümün adresi olan meclisi Suriye Demokratik Meclisi’ni görmek zorundayız.
Çözüm Suriye halklarının bir arada olmasından geçiyor. Son 10 yıldır Suriye’yi kendi emperyal hevesleri için biçimlendirmeye çalışan bu iktidarın savaş dayatmalarına karşı Suriye’de siyasi çözümü savunmak zorundayız. Suriye’de siyasi çözüm Suriye halklarının bir arada vereceği karardan geçiyor. Suriye Anayasasının birlikte var edilmesinden geçiyor.
Bir kez daha haykırıyoruz: Kobanê düşmedi, düşmeyecek.
IŞİD’le mücadele edenlere karşı üretilen nefret diline hep birlikte karşı koymalıyız. Kobanê düşseydi IŞİD terörü sürecekti. Suriye’de siyasi çözümün içinde IŞİD’le mücadele edenler de olacak.

‘HERKES YOKSUL AMA BÜTÇE SAVAŞA’

Bu savaş politikasında ısrar edenler savaşı şiddeti dayatanlar bakın, 2020 Bütçesini Meclis’e yolladılar. 2020 Bütçesi militarist bir bütçedir. Bu bütçenin en büyük kaynağı militarist zihniyete gitmektedir. Toplamda 230 milyar lira militarist harcamalara gidecektir. Bütçenin çok büyük kısmı savaşa gidiyor. Oysa her yer yolsuzluk, her yer işsizlik, her yer sefaletle kaplanmış. Bu ülkenin bütçesiyse ya savaşa ya da müteahhitlere gidiyor.
Yoksulluk kaderiniz değil, yalnız değilsiniz, HDP var.

‘BU İKTİDAR KÜRT DÜŞMANI’

Bu iktidar Kürt düşmanıdır. Bundan kaçamazlar, bunu yazdık, boyunlarına astık. Bir arada yaşama iradesine, ortak vatanda demokratik cumhuriyet iradesine, onurlu bir barış iradesine saldırmasının yegane nedeni Kürt düşmanlığıdır. Evet, Kürt düşmanıdır.

‘ŞİMDİ DEMOKRASİ İTTİFAKI ZAMANI’

Demokrasi İttifakında buluşalım, Türkiye’nin önünü demokrasinin önünü hep birlikte açalım. Bunu başaracağız. Bundan zerre kadar kuşkumuz yok. ‘Asla vazgeçmeyeceğiz’ dedik. Vazgeçmeyeceğimiz yol budur. Türkiye demokratikleşirse Türkiye’nin başta Kürt meselesi olmak üzere bütün sorunlarını çözebiliriz. Sadece Türkiye değil Ortadoğu’daki sorunların da çözümü Türkiye’de demokrasiden geçiyor.
Çağrımızı yineliyorum, tüm Türkiye’ye sesleniyorum. Bu faşist iktidar karşısında toplumsal muhalefetin, muhalefetin, Türkiye’deki bütün sivil toplum örgütlerinin, sendikaların, bütün kurum ve kuruluşların yan yana gelip Demokrasi İttfakında buluşmasının zamanıdır.”

 

EN SON EKLENENLER