Temelli: Yeni bir on yılda her şeyi değiştirebiliriz

Temelli, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi’nin 2’nci Olağan Konferansı’nda konuştu.

Konferans, HDP Genel Merkezi’nde “Başkaldırdık direniyoruz, faşizmi yeneceğiz” şiarıyla gerçekleşti. Konferansa salonuna “İşgale, talana, gasp düzenine karşı örgütlen” afişleri asıldı.

Açılış konuşmasını yapan HDP Gençlik Meclisi Yürütme üyesi Şerif Adlım, yedi yıl önce Paris’te katledilen Kürt kadın devrimciler Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’i andı.

Adlım, şöyle konuştu: “Kapitalizmin, faşizmin bütün dünyayı sardığı bir süreçte yaşıyoruz. Barış isteyen herkes büyük müdahalelere maruz kalıyor. Rojava’da kadın öncülüğünde büyük bir devrim yaşandı. Bu devrimi yıkmak istiyorlar. Türkiye devleti, AKP ve MHP eliyle Rojava’da ve Kürdistan’ın dört bir parçasında iktidar, gençlerin önünü kesmek, mücadelesini bitirmek istiyor. Her yerde bu faşizm önümüze çıkıyor. Üniversitelerde mücadele veren gençlerin mücadelesinin önünü keserek öğrencileri okul hayatından atıyorlar.”

TECRİT KIRILMALI

Adlım, Türkiye’de ekonomik bir krizin olduğunu ve insanların yaşamlarını sürdüremediğini ifade ettikten sonra, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekti.

“Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit aslında gençlerin mücadelenin önünü kesmek içindir” diyen Adlım, şöyle devam etti: “Bizim bu tecritti kırmamız lazım. Önümüzdeki dönem mücadelenin başında bu var. Tecridi kıracağız. Yine kadınların mücadelesine ket vurulmak isteniyor. Dersim’de ortadan kaybolan arkadaşımız gibi… HDP gençliği olarak, bütün gençlere, kadınlara, emekçilere sesleniyoruz; Meclisimizin içine katılın, faşizmi yenelim ve mücadelemizi yükseltelim. Ne olursa olsun sonu muhteşem olacak biliyoruz.”

TEMELLİ GENÇ İŞSİZLİĞİNE DİKKAT ÇEKTİ

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ise konuşmasında gençler arasındaki işsizliğe dikkat çekerek, “İşsizlik oranı yüzde 30’lara vardı. Üniversite mezunları arasında işsizlik çok yaygın. İş bulanlar mezun oldukları alanda iş bulamıyorlar. Topluma dönüp baktığımızda bunun yansıması ciddi bir yoksulluk. Yaşam hakkından, toplumsal haklardan yoksun bırakma hali de burada ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

UYUŞTURUCU TESADÜF DEĞİL

Giderek yaygınlaşan uyuşturucu sorununa da değinen Temelli, şöyle konuştu: “Ciddi bir uyuşturucu sorunu var. Bütün bunlar üzerinde tartışmalar yapılmakla beraber meselenin esasını tartışamıyoruz. Dünya ölçeğinde de baktığımızda en temel meselenin siyasetsizlik olduğunu görüyoruz. Evet, gençler siyaset yapmıyor, gençlerin siyasetle bağı kopmuş durumda. Bu tesadüfi bir şey mi, hayır. Bu tam da statükonun istediği şey. O zaman statüko kendisini korumaya devam edecek. Yani kapitalist sistemde genç siyasete yer yok. Genç siyaset gençlerle beraber tam da bu statükoya karşı yapılacak siyasettir. Böyle bir sistem içinde hak mücadelesi vermezseniz, değişim dönüşüm için mücadele etmezseniz, işsizler ordusunda nefer olmaktan öteye geçemezsiniz. Düzenle barışık olarak kendisini oraya konumlandıranlar o konformist anlayışı ellerinden bırakmazlar. O yüzden her şeyin kendisini tekrar ettiği değil değiştiren dönüştüren bir siyasete ihtiyaç var.”

BİR ÜTOPYAYA İHTİYAÇ VAR

“Düzen her şeyi yıktı, yıkmaya devam ediyor” diyen Temelli, şunları ekledi: “Bu yüzden bir ütopyaya ihtiyaç var. Devrim bir anda gelip sizi bulmayacak. O devrimci gücü örmek gerekiyor. Paris’ten Rojava’ya giden yol uzun. 20. yüzyıl olarak ifade edilebilir. 2020 yeni bir 10 yılın başlangıcı ve bu yeni 10 yılda her şeyi değiştirebiliriz. Bugün de küresel siyasetin merkezinin Orta Doğu olması tesadüf değil. Bugün küresel siyasetin merkezi Ortadoğu ise bilin ki bu sistemi yıkacak olan, yeniyi kuracak olan fikriyatlar Ortadoğu’dadır. Rojava bu anlamıyla değiştiren, dönüştüren bir gücün göstergesidir. Bu Rojava okumasını devrimci bir anlayışla ele alıp değerlendirmemiz lazım. Bu düzeni değiştirebiliriz. Bunun için hem fikriyatımızı geliştirmeli, üzerine yoğunlaşmalıyız.”

“(…) Türkiye halkları başta Kürtler olmaz üzere bu faşist sistemle baş edecek gücü bugün Ortadoğu’da ki gelişmelerden alıyor. Ortadoğu’daki ortaya çıkan Kürt düşmanlığının nedeni de aslında başka bir dünya mümkün olmasın diyedir. Bugün dört parçada Kürt halkı, yaklaşık Ortadoğu’da 50 milyon nüfus, değiştiren dönüştüren toplumsal öznelerdir. Bunu yaparken geçmiş yüzyılın ulusçu anlayışlarıyla, geçmiş yüzyılın üretim ilişkilerine sıkışarak değil, demokratik toplum, demokratik ulus ve demokratik cumhuriyet anlayışı ile yapıyor. Ortadoğu’da başka bir dünya mümkün diyerek yapıyor. Bizi önemli kılan, özneleştiren, bize bu gücü veren belki de bu fikriyattır.

Sözlerimi bu fikriyat çerçevesinde bizi birleştirenleri anarak bitirmek istiyorum. Bugün bu mücadelede yitirdiklerimiz var. Bu mücadele nedeniyle yerinden yurdundan edilmiş, sürgünde yaşayanlar var. Bugün bu mücadele nedeniyle cezaevinde olan birçok yoldaşımız var. Bütün bu mücadele eğer dünden bugüne taşınabilmişse, Paris Komünü’nden Rojava’ya büyük bir insanlık tarihinin yolculuğundan bahsediyorsak birçok isimle, birçok fikriyatla, birçok tezle buluştuk. Ama bugün geldik, bu tezleri yoğurduk, birleştirdik, büyüttük, geliştirdik. Bu fikriyatın büyüyeceğine olan inancımla sizi selamlıyorum, son sözümü de Sayın Öcalan’ı selamlıyorum.”

EN SON EKLENENLER