Gazeteciler ve DBP’li belediye eşbaşkanlarıyla bir araya gelen DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek gündemi değerlendirdi. Yüksek ‘tek adam’ yasasının toplum için çözüm olmadığını belirterek, halkların olası referandumda AKP’ye ‘dur’ diyeceğini söyledi
DBP Eşbaşkanı Kamuran Yüksek ile DBP Merkez Yürütme Kurulu üyeleri görevden uzaklaştırılan DBP’li belediye eşbaşkanları ve basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Aralarında DBP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel olmak üzere, 74 belediye eşbaşkanı ve yaklaşık 4 bin resmi üyelerinin tutuklu olduğunu dile getiren Yüksek, başta DBP Eşbaşkanı Sebahat Tuncel ve hastalığı kamuoyuna da yansıyan Mêrdîn Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk olmak üzere, tüm üyelerinin derhal serbest bırakılmalarını istedi. HDP Eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 11 milletvekilinin bir an önce serbest bırakılması gerektiğini dile getiren Yüksek, “Siyasetçilerin yeri cezaevi olamaz. Hapishane ve yargı siyasetin aracı olmamalı” dedi.
Çatışmalı ortam son bulmalı
Siyaset yapanların devre dışı bırakılarak başka araçların devre girmesine zemin sunulduğunu belirten Yüksek, tüm bu yaşananlara rağmen demokratik siyasette ısrar edeceklerini vurguladı. Yaşanan savaş ve çatışmalara da değinen Yüksek, “Devlet ve hükümet yetkilileri vatan, millet edebiyatıyla ölümleri kutsuyor. Çocuklarını bu çatışmalarda yitiren aileler bu yaklaşımdan rahatsız” dedi. Yüksek konuşmasının devamında, “Savaş süreçlerini yaşayan toplumların yarattığı en büyük değer müzakere ve diyalogdur. Biz neden bunu yapamıyoruz. Bir an önce çatışmalı ortam son bulmalı ve ülkenin huzur ortamına evirilmesi gerekiyor” vurgusunu yaptı.
OHAL sürecinde anayasa olmaz
Ölümlerin olduğu, parti eşbaşkanları, milletvekilleri ve gazetecilerin tutuklu olduğu, 56 belediyeye kayyum atandığı bir süreçte Anayasa yapılamayacağını vurgulayan Yüksek, “Türkiye’de anayasa içselleştirilmeden, hep olağanüstü koşullarda yapılıyor. AKP iktidara geldiğinde sivil ve demokratik bir anayasa yapacağını söylemişti. Bu doğru bir tespitti, ama bugün AKP de olağanüstü koşullarda yapıyor” dedi.
Sürece herkes katılmalı
Meclis’teki “tek adam” yasası görüşmelerine de değinen Yüksek, “DBP, HDP, aydınlar ve toplumun katılıp, tartışamadığı bir yaklaşımla doğru bir anayasa yapılamaz. Eğer anayasa süreci durdurulup geri çekilirse, bizler ve toplumun düşünceleri anayasa yapım sürecine dahil edilirsebiz de destekleriz. Şu anda toplumsal kesimler dışarıda tutularak bir anayasa dayatması yapılıyor. Bu yanlıştır, böyle bir anayasa dayatmasını desteklemeyiz” dedi.
Toplum ‘dur’ diyecek
“Partilerin geleceğine göre anayasa yapılmaz” diyen Yüksek, “Meclis’ten geçse bile referandumda ‘Evet’ çıkmaz. Gerilim ortamında bu kadar kendine ve parti çıkarlarına göre çıkarılmak istenen anayasa çerçevesi toplum tarafından onay görmeyecektir. Ülkenin geldiği durum, ekonomik bunalım ve savaş ortamı değerlendirildiğinde AKP hükümetine ders vermek ve dur demek için fırsat kolluyor. Toplum referandum ile AKP’ye ‘Dur’ diyecek” dedi.
Güvenlikçi politikalar bırakılmalı
Kürt sorununda yaşanan çatışmalı duruma da değinen Yüksek, hükümetin bir an önce güvenlikçi politikasını terk etmesi gerektiğini belirtti. Bu konuda birçok girişimde bulunduklarını, ancak her seferinde hükümet içindeki şiddet yanlılarının önlerini kesmeye çalıştıklarını vurgulayan Yüksek, Mehmet Öcalan’ın İmaralı’da yaptığı son görüşmede PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın halen müzakere sürecine bağlı kaldığını, bunun hükümet tarafından önemsenmesi gerektiğini belirtti.
Denenmiş yollar deneniyor
Son dönemde hükümet yetkililerince açıklanan, toplumda desteği olmayan kimi aşiret kesimleriyle görüşüldüğünü, bu yolların geçmişte de denendiğini ancak çözüm getirmediğini vurgulayan Yüksek, “Esas olarak İmralı’yla bu sürecin yürütülmesi gerekir. Kürt sorununda demokratik çözüm olmadan Türkiye’de hiçbir sorun çözülemez” dedi.
Ahmet Birsin / Amed