Yüksekdağ: Bu zorlu dönemeçten de maharetle geçeceğimize olan inancım tamdır

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin kongresine gönderdiği mesajında, “Partiye, halklarımıza, barış, emek, özgürlük davamıza karşı görevlerim kesintisiz devam ediyor. Bu zorlu dönemeçten de maharetle geçeceğimize olan inancım tam. Zorunlu olarak ama yürek ferahlığıyla Eş Genel Başkanlık görev ve pozisyonunu devrediyorum” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, HDP 3. Olağanüstü Kongresi’ne tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Cezaevi’nden mesaj gönderdi. Yüksekdağ’ın mesajını, kongrede eş genel başkanlığa getirilmesi beklenen Serpil Kemalbay okudu.

Yüksekdağ’ın gönderdiği mesajın tam metni şöyle:

“Değerli partili arkadaşlarım, değerli kongre delegeleri; öncelikle hepinizi sevgiyle, saygıyla, özlemle selamlıyorum.

Zalim bir kuşatma altında, tarihin bu zor dönemecinde dirençle, misyona bağlılıkla, halklarımızın onurunu, özgürlük tutkusunu yükselterek çalışan, görev üstlenen tüm parti üyelerini ve gönüllülerini yoldaşça kucaklıyor, teşekkür ediyorum. Beraber çalışma ayrıcalığını ve mutluluğunu yaşadığım Parti Meclisi üyelerini, Kadın Meclisimizi, Merkez Yürütme Kurulumuzu, Gençlik Meclisimizi ve il-ilçe yönetimlerimizi; yine HDP’yi HDP yapan, parti, birey ve inanç bileşenlerini, kadın, doğa, emek örgütlenmelerini minnetle, sevgiyle selamlıyorum.

Daha da önemlisi referandum sürecinde, Newroz alanlarında, 8 Mart ve 1 Mayıs meydanlarında, bütün demokratik direniş süreçlerinde halkların birleşik iradesinin boyun eğmeyeceğini tarihe yazan başta Kürt halkı olmak üzere, bütün Türkiye halklarını kutluyor, iradesinin önünde saygıyla eğiliyorum.

Bu süreçte en esaslı sözü yine halk söyledi. Katliamların, savaşın, rehin alma saldırılarının, siyasi yolsuzlukların karşısında dimdik durarak kazandı. Referandum arifesinde “yine kazanabiliriz” demiştik ve hep birlikte kazandık. Sahte zaferle avunan, kanunsuz-kuralsız iktidarlarını sadece zor aygıtlarıyla ayakta tutabilen Saray sevdalıları, tarih nezdinde artık hükümsüzdür. Referandumda ortaya çıkan siyasi halk iradesi tek adamcı-tek partici Saray-AKP iktidarını veto etti. Bugün haksız çoğunluk bile diyemeyeceğimiz, toplumun yarısını dahi temsil etmeyen bir siyasi sultayla yüz yüzeyiz. Mühürsüz pusulalarla, Türkiye halklarının geleceğini mühürlediğini sananlar yanıldığını görecek, haklı çoğunluk yolunu çizecektir.

Şüphesiz ki, partimiz bu olağanüstü süreçte, yaşadığı tüm ağır kayıplara rağmen belirleyici bir güç olduğunu gösterdi. Bundan sonra Türkiye’nin geleceğini belirleyecek olan işte bu politik dirayet ve güçtür. Meşru olan ve olmayan arasındaki ayrımın bu kadar derinleştiği bir iklimde, halkların ve siyasi meşruiyetin varlık ve gelişim çizgisini HDP temsil ediyor. Siyasi iktidarın ve merkez siyasetin statükoya saplandığı ve kendisiyle birlikte tüm toplumu batağa sürüklediği koşullarda, değişimin, yenilenme ve tam demokrasi idealinin gerçek temsilcisi olma misyonu bizlerin omuzlarındadır. Siyasi iktidarın meşruiyet krizine çakılıp kaldığı bir durumda, Türkiye halklarını ileriye yöneltecek olan fiili, meşru mücadelenin gücüdür. Bu güçten bir an olsun şüphe duymadığınıza eminim. Çünkü HDP’yi HDP yapan tam da bu fiili, meşru mücadele gücüdür.

Partimiz boyun eğmeyenlerin, biat etmeyenlerin, para ve silahın orduları karşısında dimdik ve yalın haklılığıyla kazananların tarihi adresidir artık. Siyasi tasfiye ve imha saldırılarının deneyimli, örgütlü, kimlik ve rol bilincini sağlamlaştırmış halkların demokratik birliğini bozacağı çağ kapanmıştır. Yeni çağın yeni siyaset çizgisini kavramış ve nice zor sınavdan geçmiş partimiz, halkların birleşik ve yan yana mücadele çizgisini geliştirmek için samimi, tutarlı çabalarını şüphesiz ki sürdürecektir. Referandumda ortaya çıkan halk iradesi, ortak paydalar siyasetinin sağladığı bir başarı olduğu kadar, yeni demokratik ortak paydalarda buluşmak üzere yükselen bir çağrıdır da.

Bugün OHAL ve KHK, savaş rejimine karşı demokratik, dayanışmacı ortak duruş sergilememek, toplumun çoğunluğundan yükselen çağrıya kulak kapatmak anlamına gelir. Artık ‘hayır’ mücadelesinde ikinci etaba geçilmiştir. Barış, politik özgürlükler, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, iş güvencesi, yaşamda ve yargıda adalet için daha kararlı ve kazanıcı bir mücadelenin önü açılmıştır.

Halklarımıza dayatılan siyasi zorbalık ve siyasi yolsuzluk anayasası karşısında, özgürlükçü ve demokratik yeni bir anayasanın yapılması, bu mücadele içerisinde mümkün olacaktır. ‘Hayır’ kampanyası boyunca gelişen halkın siyasete doğrudan katılım inisiyatifi ve sonucu belirleme iradesi, en zor koşullar altında dahi kazanıcı ve yeniden kurucu bir eğilimin gelişmekte olduğunu gösteriyor. Bizlere düşen, ait olduğumuz yerde, halklarımızın bağrında bu gelişmeyi ileri sıçratmaktır. Kadınların, gençlerin, demokrasi gönüllülerinin sokaklarda, meydanlarda, işyerlerinde, okullarda ve meclislerde, platformlarda, ittifaklarda büyüttüğü başarıya yol açmaktır.

Sayın divan, değerli kongre delegeleri…

Eminim ki, yasal zorluklar nedeniyle toplanan Olağanüstü Kongremiz, aynı zamanda yeni döneme daha güçlü hazırlığın da platformu olacaktır. Milletvekilliğimle birlikte parti üyeliğimin de gasp edilmesi sadece Eş Genel Başkanlık görevini yasal olarak devretmeme yol açabilir. Partiye, halklarımıza, barış, emek, özgürlük davamıza karşı görevlerim kesintisiz devam ediyor. Bu zorlu dönemeçten de maharetle geçeceğimize olan inancım tam. Zorunlu olarak ama yürek ferahlığıyla Eş Genel Başkanlık görev ve pozisyonunu devrediyorum.

Elbette partimize yönelik tasfiye harekatında en önce kadın eş başkanlık temsiliyetinin hedef alınması, ardından milletvekilimiz Nursel Aydoğan’ın aynı saldırıya hedef olması tesadüf değil. Politikada yükselen kadın temsiliyet ve iradesini düşürme, aşağı çekme operasyonu, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kadın direniş ve dayanışmasına çarpıp dönecek. HDP, kesintisiz işlettiği ve koruduğu eş başkanlık kurumuyla, Kadın Meclisi, Kadın Parlamento Grubu’yla ve birleşik kadın hareketi içerisindeki varlığıyla milyonlarca kadının umudu, direnci, siyasi gücü olmaya devam edecek. Buradan şahsım ve tüm seçilmiş tutsak kadınlar adına, kadın yapımızı kutluyor, selamlıyorum.

Tutsaklığım ve siyasi haklarımın gasp edilmesi sürecinde, temsili iradesine sahip çıkan ve dava arkadaşlarım, yoldaşlarım olarak beni-bizleri bir an olsun yalnız bırakmayan halkımıza, tüm özgürlük güçlerine sonsuz teşekkürlerimi, sevgilerimi sunuyorum. Başta Van halkı olmak üzere, Kürdistan coğrafyasının vefalı, direngen, asil evlatlarını, değer ve birikimlerine sahip çıktıkları için saygıyla selamlıyorum.

Türkiye’nin dört bir yanında zulme karşı demokratik direniş hakkını kullanan halk, emek, özgürlük ve barış güçlerinin yolunun açık olmasını diliyorum. İşi ve emeği için bedenini açlığa yatıran Nuriye Gülmen, Semih Özakça’nın ve oğlunun mezar hakkı için grevde olan Kemal babanın direnişini selamlıyor, vicdan sahibi tüm yurttaşları sahiplenmeye çağırıyorum.

Kongrede seçilecek Eş Genel Başkanımıza, Parti Meclisi üyelerimize sonsuz başarılar diliyorum.

Umutla, inançla, yoldaşça selamlarım hepinizi…

Figen Yüksekdağ
HDP Eş Genel Başkanı – Kandıra Cezaevi
20 Mayıs 2017”

Yüksekdağ’ın mesajının okunmasının ardından salondan “Jin, jiyan, azadî” sloganları yükseldi.

EN SON EKLENENLER