Yaşar Aktaş” Dinlerin vicdanı yoktur”

Cumartesi Anneleri Aktivisti Yaşar Aktaş’la güncel konulara dahil notlar tuttuk.

ELİF KELEŞ O. 

Covid’n uzun vadede yol açacağı toplumsal değişimler neler olabilir?
Corona uzun vadede hem ekonomik olarak,hem sosyolajik olarak hemde günlük davranışlarımızda değişikliklere neden olacak psikolojik köklü değişikliklere neden olacaktır.
Ben coronanın doğal bir süreçle var olduğuna inanmayanlardanım. Egemenlerin labaratuarlarında kendi çıkarları için var edildiğine ve bu amaçla uzun süreli bir kullanım için de olduğunu düşünüyorum.Gerek kendi sistemlerini yeniden dizayn etmek için, gerek dünya kaynaklarının yetersizliği yüzünden nüfus azalması yaratabilmek için,gerekse uzun vadede insanları ilaçlara mahkum edecek etkiler bırakıp ilaç pazarını canlı tutmak için corona virüsü onlar için bir nimet.

Pandemi sürecinde insanlar birbirine nasıl destek olmalı?
Pandemi sürecinde insanlar sadece hayatta kalma mücadeleri verirken (gerek ekonomik olarak,gerekse hastalıktan korunma için) çok fazla dayanma için de olamadıkları aşikar.
Sistem de her türlü dayanışmadan rahatsızlık duyuyorken, insanların sadece kendilerini düşünmesi için zorunluluklar yaratıyor. Evet öldürücü bir virüs var, ama birbirimize kayıtsız kalıp, egemenlerin her türlü oyununa seyirci kalırsak ölü bir toplum olmaya mahkumuz. Maalesef ki onların oynadığı bu oyunda sadece figuran olmaktan öteye gidemiyoruz. Oysa her türlü örgütlülük ve eylemlilik, sistemin çarkına koyulmuş bir taştır.

Daha eşit bir toplum için ne yapılmalı?
Toplumsal eşitsizlik hayatınmızın ve halklarımızın her katmanında yaşam bulmuş bir hastalıktır. Tıpkı corona gibi bu da egemenlerin var ettiği bir hastalıktır. En başta gelir dağılımıyla ilgili eşitsizlik dil,din,ırk ayırmadan var olurken çok küçük bir azınlık çok büyük zengimlikleri yaşarken, toplumun büyük kesimi yoksulluk ve yoksunluk içinde yaşam mücadelesi veriyor.

Ama en kötüsünün egemenlerin toplumları kutuplaştırıp sömürünün en acımasız halini uygulayarak yoksullaştırdığı halkları ötekileştirip kendine alkışlayan kitleler yaratıp, bu kitleleri sömürüye karşı duran, mücadele eden halkların üzerine salması olduğunu düşünüyorum.

İktidar kendi yandaşlarını ağızlarına sürdüğü bir kaşık acı balla kandırarak toplumsal eşitsizliğin ötesine geçip, bir birine düşman toplumlar yaratıyor.

Dünyada neden halen yoksulluk var?
Bu dünyada da çok farklı sayılmaz. Farklı olan sadece ülke isimleri, ama yöntemler aynı. Dünya egemenlerinin çok iyi örgütlendiğini ve bir uyum içinde halklara karşı tutum içinde olduğunu düşünüyorum. Ama dünya halkları için aynı şeyi söyleyemem.

İklim değişikliği konusunda ne düşünüyor?
Kesin olan bir şey var ki dünyanın iklimin kapitalizmin kendi çıkarları için yarattığı koşullar yüzünden olumsuz anlam da bir değişim içinde olduğudur. Kapitalizm için hiç hayat (insan,hayvan ve doğa) önemli değildir.Önemli olan sadece kendi çıkarları, kendi zenginlikleridir.Bunun için yapmayacakları şey yoktur. Ama buna çanak tutan insanları da unutmamak lazım. Hayatımız her alanında çevresine saygı duymayan, sorumluluk taşımayan, yaşam için temiz bir doğaya,temiz bir çevreye ihtiyacı olduğunun bilincini taşımayan bir halk yaratıldı. Bunu daha çok ülkemiz için ve bu sorumluluğa sahip,hatta bunun mücadelesini veren insanları tenzil ederk söylüyorum.

Devletler alınan önlemlerde sami mi?
Bu konu da devletlerin hiçbir önlem aldığını düşünmüyorum. Yapmacık şeylerle insanları kandırdıklarını düşünüyorum. Çevreye ve yaşam hakkına duyarlı toplumlar ancak bunu amaç edinmiş sistemler tarafından yaratıla bilinir. Kapitalizm asla öyle bir sistem değildir.

Kadın Mücadelesinden ne anlıyorsunuz?
Her soru da karşımıza çıkan cevap hep sistem veya rejimler oluyor. Kadın konusunda da aynı cevap çıkarken ek olarak da dini ekleye biliriz. Ülkemiz İslam dininin, özellikle de sünni mehzebinin egemenliği altında. Ve bu inancın yaşamın her alanında düşmanlık, kendinden olmayanı yok etmeye çalışan kötülük tohumları eken bir inanç olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde ki yaşanan bazı katliamlar da bu söylemimi haklı çıkarıyor maalesef. Bu kötülükten de en fazla nasibini alanda kadınlardır. Çünkü bu din kadın düşmanıdır. Hele de bu zihniyette olan insanlar iktidardayken kadınlar en acımasız durumla karşı karşıyadır. Kadınlar hem sınıfsal sömürüye tabiler, hayatın hiçbir alanında emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Hem cinsel sömürüye tabiler. Çiftte sömürü yetmiyor muş gibi çeşitli bahanelerle öldürülüyorlar.

Kadına karşı şiddet ile nasıl mücadele edilmeli?
Kadın mücadelesi demek, kadının adının, varlığının hayatının her alanında özgürce var olabilmesinin mücadelesidir. Yaşam güvencesinin olduğu (bunu söylemek bile kadınların yaşadıkları acımasızlığı anlatıyor) ev de iş yerlerinde, sokaklar da erkek egemenliğinin ve şiddetinin olmadığı eşitlikçi özgür bir dünya yaratmanın adıdır kadın mücadelesi.

Kadın politikacı ve yönetici sayısı neden halen az?
Erk egemen toplum da kadın politikacıların az olmasını kaçınılmaz bir durumdur. Ama kadınlar giderek bu durumu değiştiriyorlar ve kazanan onlar olacak. Bana göre şuan toplumsal açıdan verilen en büyük ve en etkin mücadeleler kadınlarındır.

Okullarda verilen eğitim bizi geleceğe yeteri kadar hazırlıyor mu?
Bütün bu olumsuzlukların ana kaynağı eğitimsizlik olduğunu düşünüyorum. Ve şuan devletin eğitim politikasının; eğitimsizlik politikası olduğunu düşünüyorum, hatta biliyorum.
Yaratıcı insanlar nasıl yetişmeli?

Yaratıcı insanlar yaratabilmenin tek yolu eğitim sisteminin köklü değişimi. Teori ve pratik bilimsel bir eğitim sistemidir. Ama bunu böylesine bir sömürü sisteminde hayata geçirmek imkansız. Önce bu sömürü sistemini alaşağı etmek şart.

Sanat deyince ne anlıyoruz?
Sanat yaşamdır,hayattır ve hayatın en ince detaylarının dile gelmesidir. Sanat yapısı gereği, kendi var ederken muhaliftir ve halklara hizmet eder.
Sanat özgürlüğünün toplum gelişimi açısından önemi nedir?
Sanatın özgür olmadığı yer de toplumların özgür olmasından söz edemeyiz. Özgür sanat toplumları hep ileriye taşıyan en güçlü dinamiktir.

Kitap okumanın insan hayatında ne kadar önemli?
Kitap okumayan biri kendini besleyemez. Bana göre en büyük güç bilgidir. Ne istediğini,ne istemediğini bilmek. Ve bunun için irade koyabilmek. İnsan kendini eğitmediği sürece o gücü kendinde bulamaz ve gerekli iradeyi koyamaz. Okumak gücün kaynağıdır.

Hayvan hakları ve özgürlüğünden ne anlıyorsunuz?
Her hayat kutsaldır.
Hayvanların hayatları da. Hayvanların mal olarak görüldüğü bu düzen de bunun değişmesi gerekli. Ve bunun için toplumsal eğitimin ve yasaların hayvan hakları doğrultusunda değişmesi şart.
Onların hayatlarını güvene almadığımız sürece, iyi insan olmaktan bahsedemeyiz.

Dünyada barışın sağlamak için ne yapılmalı?
Dünya barışı doğrusu bir ütopya gibidir. Bunun için söylenenler arzularımız ve hayallerimiz olmaktan öteye gitmeyecektir. Belki birgün KOMÜNİZM tüm dünyaya gelirse işte o zaman olabilir.

Orta doğu’da neden hep savaşlar var?
Ortadoğu da savaşların varlık sebebi için sadece petrol ve su demek yetersiz olur. Emperyalistlerin kendi çıkarları için oynadığı bir oyun alanı ortadoğu. Tabi müslümanlığın geleceğe değil de hep geriye bakan kullanılmaya uygun bağnaz yapısını da dikkate almak lazım.

Din ve vicdan hürriyeti sizce ne ifade ediyor?
Ben dinle vicdanı yanyana getirilmesini doğru bulmuyorum. Dinlerin vicdanı yoktur. İnsanların vicdanı vardır. Belki dinlerin hürriyetinden bahsede biliriz ama vicdanın hürriyeti sadece kişilerin kişiliği ile bütünleşmiş bir durumdur. Ve bence vicdan küçük yaşta öğretile bilinecek bir olgudur.

Türkiye’deki Aleviler, Hıristiyanlar, Ezidiler için ne düşünüyorsunuz?
Dindar insan yerine, vicdanlı insan olabilmeli. Çünkü en güzel din vicdandır, en güzel ibadet de sevmektir.

Türkiye islam dininin egemenliği altında olduğu sürece ve bunu da ırkçılıkla harmanladığı sürece Alevi’lerin, Hristiyan’ların, Ezidi’lerin can güvenliği yoktur, olmayacaktır.

IŞİD’in yenilmesinde rol alan Rojavalı kadınlar için ne düşünüyorsunuz?
Rojova da IŞİD’E karşı verilen mücadele de başarının en önemli kahramaları şühpesiz kadınlardır. Ve Kürt’lerin özgürlük mücadelesinde büyük inançları.

IŞİD ve benzeri örgütlerin varlığını neye bağlıyorsunuz?
IŞİD ve benzeri örgütler emperyalistlerin çıkarları söz konusuysa her zaman var olacaklar ve bu çıkarlar doğrultusunda kullanılacaktır.

Alevinet/ 18. 04.2021

EN SON EKLENENLER