Ambulanstaki tehlike

Burdur’da, hasta taşıyan ambulansta oksijen tüpünün patlaması sonucu, bir hasta hayatını kaybetti. Ancak son yıllarda ölümle sonuçlanmasa da, oksijen tüplerinden kaynaklı başka vakaların olması, hastanelerde, ambulanslarda hatta kimi hastaların evlerinde kullandığı bu tüplerle ilgili sorun olduğuna işaret ediyor

Burdur’un Yeşilova ilçesine bağlı Horoz köyünde, 7 Ekim günü fenalaşan 58 yaşındaki İsmail Sargın götürüldüğü hastaneden, başka bir hastaneye sevk edildi. Bu sırada, ambulanstaki oksijen tüplerinden biri patladı. Ambulansta bulunan 2 sağlıkçı ile Sargın’ın eşi Teslime Sargın, kendilerini dışarı atmayı başardı. Ancak patlama sonrası çıkan yangın nedeniyle, araçtan çıkarılamayan hasta İsmail Sargın, yanarak can verdi.

Benzer olaylar yaşandı

Burdur’da yaşanan bu olay ne ilkti ne de gerekli önlemler alınmazsa, son olacağa benziyor. İstanbul’un Kağıthane ilçesinde, 16 Ocak 2016’da yine bir 112 ambulans servisinde, oksijen tüpünün patlaması sonucu bir hemşire yaralanmıştı. Benzer bir olay, 26 Temmuz 2016 yılında İzmir’in Menemen ilçesinde meydana geldi. Yine 112’ye ait bir ambulansta oksijen tüpü patlamıştı. Acil tıp teknisyeninin, tüpte çıkan kıvılcımları erken fark etmesi nedeniyle, bu olayda şans eseri ölen ya da yaralanan olmamıştı.

Periyodik bakımlar aksatılmamalı

Benzer olayların yaşanmış olması, olayın münferit olmadığını ve bir sıkıntının olduğuna işaret ediyor. Biz de konuyu uzmanlarına sorduk. İstanbul Makine Mühendisleri Odası’nda teknik görevli Zafer Tuğcu, basınçlı gaz tüplerinin üretiminin, dolumunun ve muayenelerinin, bir mevzuat çerçevesinde yapıldığını belirtiyor. Üretim aşamasında bir sıkıntı yaşanmasına ihtimal vermediğini ifade eden Tuğcu, ancak bu tüplerin normal bakımlarının ve periyodik bakımlarında, sıkıntı yaşanabileceğine işaret ediyor. Tuğcu, periyodik muayenelerinin ve bakımlarının yetkili servisler tarafından yapılması gerektiğini ve bu bakımlarının tüp üzerine işaretlenmesi gerektiğini belirtiyor.

Depolar büyük risk

Tuğcu, asıl tehlikenin hastanede bu tüplerin konduğu depolarda yaşanabileceğine, dikkat çekiyor. Onlarca tüpten sadece birinden kaynaklanacak bir patlamanın, diğer sağlam tüpleri de etkileyeceğini ve büyük bir faciaya sebep olabileceğini vurguladı. Bu tüpler için belli bir dolum sayısı olmadığını kaydeden Tuğcu, kontroller sonucunda sorunlu tüplerin hurdaya ayrılması gerektiğini söyledi.

Bakım kağıt üzerinde

Sağlık kuruluşlarına alınan tüplerin kuruluşunda, yetkililer tarafından tek tek kontrol edilerek alınması gerektiğine dikkat çeken Eroğlu, ancak çoğu zaman bu kontrollerin tam olarak yapılmadığını, ifade etti. Eroğlu, tüp muayenelerinin genellikle, kağıt üzerinde kaldığını ifade ederek, bakım yapan kişilerin genellikle hiçbir işlem yapmadan, kağıt üzerinde tam muayene yapılmış gibi gösterebildiğine işaret ediyor. Eroğlu’nun dikkat çektiği bir diğer husus da bu tüplerle birlikte kullanılan ekipmanlar. Avrupa’da çok gelişkin ekipmanlar kullanılırken, Türkiye’de bu seviyeye ulaşılamadığını, bunun da riskleri artırdığını kaydetti.

Sorumluluk hangi bakanlıkta?

Basınçlı gaz tüplerinin dolum ve periyodik muayenelerini usul ve esaslarına ilişkin, 17 maddelik bir tebliğ var. En son, 2015 yılının Ocak ayında değiştirilen bu tebliğin uygulanmasından ise, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sorumlu.

Personel eğitilmiyor

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Eğitim ve Örgütlenme Sekreteri Eylem Kaya Eroğlu da personelin bu tüpler konusunda, yeterince eğitilmediğini belirtti. “Bu tüplerin kullanılması konusunda, sınırlı bir eğitim var. Ancak ben 23 yıllık hemşireyim, hiçbir zaman hemşirelere ve teknisyenlere, bu tüpler konusunda yeterli bir eğitim verildiğini görmedim” dedi.

İhsan Polat/Özgürlükçü Demokrasi

EN SON EKLENENLER