Özellikle ÇAYKUR’dan sonra TİGEM de rehin mi verilir yoksa satılır mı bilinmiyor ancak, satılsa da rehinde verilse burada Ethem Sancak’ın ayak izlerinin görüleceği sanılıyor
AKP’nin son yapılan kongresinde Cumhurbaşkanı Erdoğan parti başkanlığına getirilirken, parti yönetiminde yeni isimler ortaya çıktı. En göze çarpan isim ise, geçmişi Aydınlık çevresinden gelen şimdinin ise, dini bütün insanı Ethem Sancak. Ethem Sancak’ın AKP iktidarıyla birlikte önlenemez yükselişini ‘milli’ işleriyle izliyoruz. Son dönem sanayici kimliği ve askeri araçlar üretmesi ile öne çıkan Sancak, aslında ‘gönlünün’ bir yanının tarıma meyilli olduğu biliniyor. Sancak, Mehdi Eker’in tarım bakanı olduğu dönemde çıkan Mera Yasası nedeniyle, bakana aşkını ilan etmişti. Sancak, “Bu kanun çıktıktan sonra petrolden de daha önemli zenginliğimiz olan meralarımızı el birliğiyle işleriz. Bunları servete dönüştürürüz” sözleri ile heyecanını gizleyememişti. AKP’nin yeni MYK’sında Mehdi Eker’le birlikte yer alıyorlar.
RedHack olmasa ‘aşk’tan haberimiz olmayacaktı!
RedHack’in yayınladığı ses kayıtlarında Bakan Eker’e; tarımın, meraların ve kıyıların, halkın elinden alınması gerektiğini söylüyordu. Yayınlanan 25 dakikalık ses kaydında, Eker’e övgüler düzen Sancak, “15 yıl öncesine kadar bu ülkenin demokrasiye kavuşması ve muasır medeniyet seviyesine çıkması için neredeyse canım dahil her şeyimi vermek üzere koşullanmıştım. Devrim yapmaktan yola çıktık, buralara kadar geldik. Bu tarımın, köylünün de elinden alınması gerekiyor. Sayın Bakanımla işte o noktada zaten bir araya geldik ve o günden bugüne ben bu Bakan’a aşık oldum. Bunu sakın şey olarak algılamayın. Dalkavukluk ya da yağ çekme değil. Ben sivri dilli bir adamım, eleştirmeyi de biliyorum” ifadelerini kullanıyordu.
Halkın olmayanlarını, halka mâl etmek!
Sancak ses kayıtlarında, “Kıyılarımız bütün halkın malıdır ama halkın girebileceği kıyı yok. Ormanlarımız bütün halkın ormanıdır ama mahvoldu. 60 yıl öncesine göre, ormanlarımız yüzde 40 küçüldü. Bütün halkın ormanı olduğu için. Meralar da öyleydi. Çok şükür Tarım Bakanımız geçen ay çok büyük bir devrim gerçekleştirdi. Bence sessiz bir devrim. Bunu nasıl başardılar bilmiyorum ama anayasal bir sorundu. Ama yaptılar bunu sonuçta. Şimdi ben çok umutluyum. Bu kanun çıktıktan sonra, petrolden de daha önemli zenginliğimiz olan meralarımızı el birliğiyle işleriz. Bunları servete dönüştürürüz. Sayın Bakan’a bir tarım gönülüsü olarak şükran borçluyum” diyordu.
Aşkın meyvesi, ‘Milli Devlet Şirketi’!
Ethem Sancak, bu aşkın meyvelerini toplayabiliyor mu, yakınen göremiyoruz ancak aşkın yan meyvelerinin epey büyüdüğü ise ortada. BMC’yi kaptıktan sonra önlemez biçimde büyüyen Sancak, artık bir ‘Milli Devlet Şirketi’ haline geldi. Aşkına konu olan yasalarla ilgili nasıl bir hazırlık içinde olduklarını net göremesek de neler olabileceğini şimdiden kestirmek çok zor değil. Özellikle ÇAYKUR’dan sonra TİGEM de rehin mi verilir yoksa satılır mı bilinmiyor ancak satılsa da rehinde verilse, burada Ethem Sancak’ın ayak izlerinin görüleceği sanılıyor.
TİGEM ve koruma alanları!
Afrika’da TİGEM’in kiraladığı milyonlarca dönüm araziler, sahibinin eline geçeceği günleri iple çekiyor. Hükümet, geçtiğimiz haftalarda kiraladığı arazilere kiracı aradığını duyurmuştu. Afrika’da ve bir süre sonra Türkiye coğrafyasında GDO’lu tarım üretimlerine başlanıp biyoyakıt amaçlı (soya vb.) bitkilerle toprakları buluşturacaklarını öngörmek ise mümkün. Geçmişte kıyıların, ormanların, meraların halkın olduğunu iddia eden Sancak’ın bu iddialarını doğrulayacak herhangi bir veri bulunmuyor. Sadece köylülerin hayvancılık yapabilmesi için tahsis edilen meralar vardı. Şimdi o da yok. Kıyılar ve ormanlar ise, asla halkın kullanımında olmadı. Ancak ormanları, kıyıları ve meraları koruyan güdük yasalar vardı. Bu yasalar bu alanların yok olmaması ve ileriye taşınması amaçlı koruma çabasını içeriyordu bu nedenle de anayasa güvencesindeydi. Şimdi bu yasalar yerle bir edildi. Çıkarılan torba yasalar, KHK vb. ile tüm koruma alanları ve tarım arazileri sermaye talanına dizginsizce açıldı.