Bu bir ‘doğa felaketi’ senaryosudur

Akdeniz ve Karadeniz’i birbirine bağlayan, Asya ve Avrupa kıtalarını birbirinden ayıran Kanal İstanbul’un etüt proje sözleşmesinin imzalanmasına ilişkin açıklama yapan CHP’li Yedekçi, ‘Proje sadece İstanbul için değil, Marmara için ‘doğa felaketi’ senaryosudur’ dedi

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan’ın, Kanal İstanbul Projesi güzergahının netleştirilmesi ve kesitlerinin ortaya konulması için etüt proje sözleşmesinin 3 Temmuz’da imzalandığını açıklamasına tepki gösteren CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi, Kanal İstanbul Projesi’nin sadece İstanbul için değil tüm Marmara için ‘Doğa felaketi senaryosu’ anlamına geldiğini vurguladı. Bakan Arslan’ın etüt proje sözleşmesinin imzalandığını açıkladığı Kanal İstanbul isimli proje, yine Kuzey Ormanları’nı hançerleyen diğer mega katil projelerde olduğu gibi kuzeyde yer alan tabiat alanlarını yok ederek, yeni rant alanları açmayı hedefliyor.

AKP iktidarı, korumakla yükümlü olduğu doğaya bir kez daha ihanet ederek, İstanbul çevresinde bulunan su kaynakları ile tarım ve orman alanlarını yağma planları yapıyor. Yedekçi, proje için İstanbul halkının görüşünün alınmadığını belirterek şunları söyledi: “Meslek odalarının, uzmanların sosyolojik ve jeopolitik olarak şehrin felaket senaryosu olarak tanımladıkları projenin “İstanbul Boğazı’nı korumak için hayata geçireceğiz” denilerek, perdelenmeye çalışılmaktadır. Defalarca uyarmamıza rağmen üzerinde ısrarla durulan proje için denizbilimcilerden, meslek odalarından ve İstanbul’da yaşayan yurttaşlarımızdan fikir ve görüş alınmamıştır. Nüfusu 20 milyonu aşan şehrimize yapılması düşünülen bu proje, nüfusun artmasına sebep olacak, doğanın ve ekosistemin idam fermanı olarak tarihe geçecektir. Ekosistemin ve su havzalarının geri dönülemez ölçüde zarar göreceği açıktır, ortadadır.”

İşgal kabul edilemez

“Kanal İstanbul sadece İstanbul için değil tüm Marmara için ‘doğa felaketi’ senaryosudur” diyen Yedekçi, şöyle devam etti: “Kanal İstanbul Projesi’nin uygulanmasının sonucu, çıkartılan hafriyatlar ile Marmara Denizi ve Karadeniz’in çıkış noktalarına yapay adalar kurulması ve yapay adalarda kanalı finanse etmek için gelir getirici projeler yapılması planlanıyor. Ege’de egemenliği açıkça Yunanistan’a verilmemiş, ülkemize ait 18 adada Yunanistan bayrağı dalgalanmaktadır. 18 adamızı Yunan işgalinden kurtarılarak, üzerinde gelir getirici projeler uygulanmalı, elde edilen gelir kamu yararına kullanılmalıdır. Yapay ada projeleri üretilirken, ülkemizin adalarının işgal altında olması kabul edilemez.” Yedekçi, doğayı talan eden projeleri hayata geçirmek yerine tarım ve hayvancılığa yatırımlar yapılabileceğini vurguladı.

Doğadan yana olacağız

Yedekçi, son olarak açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Akdeniz ve Karadeniz’i birbirine bağlayan, Asya ve Avrupa kıtalarını birbirinden ayıran, tüm kıyıları ülkemize ait olan iç denizimiz Marmara Denizi’ni yok etmek pahasına oluşturulan Kanal İstanbul Projesi doğru değildir. Doğaya yapılan bu müdahale bizim öngöremediğimiz başka olumsuzluklara yol açabilir. Şehir planları ekosistemler dikkate alınarak yapılmalıdır, ranta yönelik değil topluma yarar sağlamak hedeflenerek, insanlarımızın huzurla, keyifle, mutlulukla yaşamaları için projeler hazırlanmalıdır. Doğaya karşı yapılan inşaat faaliyetlerinin bedellerini insanlar öder. Biz daima doğadan, insandan ve İstanbul’dan yana olacağız.”

HABER MERKEZİ

EN SON EKLENENLER