Doğayı mezara gömdüler, sırada mezarlıklar mı var!

3. Havalimanı, köprü ve bağlantı yollarıyla katledilen milyonlarca ağaç ve yaşayan bir ekosistemi içindeki canlılarla birlikte betona gömen anlayışın, şimdi yeşil üzerinden günah çıkarmak istemesi ‘timsah gözyaşlarına’ benziyor

Cumhurbaşkanı R.T. eRezidansta oturup komşuluk ve doğa derdi olanı hiç duymadık, ancak varsa da doğayı katleden kentleri yağmalayanların onlar olmadığını, bu işi AKP eliyle şirketlere yaptıran ve onlara satanın kim olduğunu halk gayet iyi biliyorumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, Şehircilik Şurası’nda yaptığı konuşmada espri mi yoksa halkla dalga geçmek mi, pek anlaşılamayan sözcüklerle betonu sevmediğini, yeşilin ise sadece mezarlıklarda kaldığını gülücüklerle ifade etti. Yaptığı konuşmada otla samanı birbirine karıştırarak kendisini anlaşılmaz kılmaya çalıştığı izlenen Erdoğan ve AKP hükümetinin, aslında tüm doğayı katlederek ‘mezara’ gömdükleri bilinen bir gerçek. 3. Havalimanı ile katledilen milyonlarca ağaç ve yaşayan bir ekosistem içindeki canlılarla birlikte betona gömen anlayışın, şimdi yeşil üzerinden günah çıkarmak istenmesi ‘timsah gözyaşlarına’ benziyor. Erdoğan’ın yaptığı konuşmadaki sözleri çok ama çok manidar. Şöyle diyor Erdoğan, “Şimdi yeşillik arıyorsanız, mezarlıkların olduğu yerde bulursunuz. Bunun dışında maalesef bu tür sıkıntıları yaşıyoruz. İstanbul’da serviyi bulacaksan Karacaahmet Mezarlığı’nda bulursun, onun dışında bulamazsın, o hale geldik. Bugünkü şehirlerimiz insan fıtratını değil, bireysel hırsları merkeze alan bakış açısıyla inşa ediliyor” dedi. Türkiye’yi 15 yıldır, İstanbul’u ise, 23 yıldır yöneten AKP ve Genel Başkanı Erdoğan’ın bu açıklamaları yapma nedeni, halkı aptal sanıyor olmasından olabilir mi? Bunu bilemiyoruz ancak İstanbul’da doğayı yok edip, yeşili duvara taşıyanların ağlanması inandırıcı olmaktan çok uzak.

İstediğiniz kadar çırpının AKM 2019’da bitecek

TMMOB’u ve Mimarlar Odasını topa tutan ve hiç de hak etmediği sözlerle aşağılamaya çalışan Erdoğan, yine hedef şaşırtıp koruma kurulu ve mahkeme kararlarını hiçe saydığının, yasaların üstünde tek karar verici olduğunun ikrarını yaptığı görülüyor. Erdoğan, “İnşallah 2019, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nin, o dev opera binasının bittiği yıl olacaktır. İstediğiniz kadar çırpının, istediğiniz kadar yatın, ne yaparsanız yapın” diyor. Oysa en nefret ettiği şeyin çağdaş sanatlar olduğunu uyguladığı politikalardan, eğitim sisteminden, kültür bakanlığının işlevinden anlamamak mümkün değil. En nefret ettiği şeyin çağdaş sanatlar içinde Opera olabileceğini ise, tahmin etmek hiç zor değil. AKM adını tepkileri ortadan kaldırmak amacıyla kabul ettiği belli olan ve bu yolla Atatürk’çü çevreleri de etkileyerek, ortaya çıkacak yağmaya yedek destek olarak kurguladığı görülüyor.

TOKİ’ye aşık

Betonu sevmiyor ama TOKİ’ye aşık! Bugüne kadar TOKİ vasıtasıyla 805 bin konutu tamamlayarak, hak sahiplerine teslim ettiklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zaman zaman TOKİ’yi eleştirenlere rastlıyoruz. Neymiş, TOKİ, projeleriyle mahalle kültürü yok oluyormuş, yeşil alanlar katlediliyormuş, binalar çok yüksekmiş. Kendileri 30-40 katlı rezidansta oturup kapı komşularının adını dahi bilmeyenlerin, mahalle kültüründen bahsetmeleri kadar boş bir iş olabilir mi? Hayatlarında bir tek ağaç dikmediği halde dünyanın en çevreci insanı geçinenleri artık dikkate almıyorum ve almayacağım.” Bu sözler, gerçek anlamda var olmayan düşmanı, halkın hayalinde yaratarak onları gerçek anlamda kandırmaktan başka bir şey olamaz. Rezidansta oturup komşuluk ve doğa derdi olanı hiç duymadık, varsa da doğayı katleden kentleri yağmalayanların onlar olmadığını, bu işi AKP eliyle şirketlere yaptıran ve onlara satanın kim olduğunu halk gayet iyi biliyor.

EN SON EKLENENLER