Ekolojist Algedik: Kapitalizm bir maske bile üretemedi

Koronavirüsü salgını 17 Aralık 2019 tarihinde Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkmış ve günümüze kadar yaklaşık 5 milyon vaka, 300 binden fazla insanın ölümüne neden oldu. Vaka ve ölümlerin sayısı artmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) söz konusu virüsü pandemi olarak ilan etmesinden sonra, bilim insanları ve ekolojistler virüsün yayılması ile ilgili çeşitli değerlendirmelerde bulundular.

Virüsün ortaya çıkış nedenlerini iklim değişikliği, sanayinin gelişmesi, doğal alanların talan edilmesi ve benzeri nedenlere bağlayanlar oldu. Peki virüsün bunlardan hangileri ile ilgisi var? Kısa bir sürede tüm dünyayı etkisi altına almasında rol oynayan faktörler nelerdir?

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi Üyesi ve ekolojist Önder Algedik, ANF’nin sorularını yanıtlayarak koronavirüs salgınının nasıl ortaya çıktığını, yayıldığını ve alınması gereken önlemler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

VİRÜSÜ KAPİTALİZM BAŞIMIZA SARDI

Covid-19 pandemisinin kimilerine göre iklim değişikliğine, kimilerine göre ise kapitalizmin kar hırsına bağlı olarak ortaya çıktığını belirten Algedik, asıl nedenin doğadaki ‘vahşi’ yaşama saldıran ve onu aşırı kapitalistleştiren sermayedarların hırslarına bağlamak gerektiğini kaydetti. Algedik, kapitalizmin bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: “Kapitalizm hem iklim değişikliği hem de Covid-19 gibi bir belayı başımıza sardı. Çünkü virüsler zaten milyarca yıldır varlar.

İnsanlar olarak bizler, birkaç milyon yıldır varız. Kapitalizm ise 200 yıldır var olan bir sistem. Bu sistem herkesin evlerine giriyor ve tarumar ediyor. Dolayısıyla bunun olması çok normal bir şey. Ayrıca yine kapitalist üretim ilişkilerinden dolayı virüsün yayılma hızı da artmış oldu. Wuhan’a daha fazla kazanma hırsı ile giden bir iş insanına bulaşan bu virüs, örneğin İstanbul’a döndükten sonra Gebze’deki tüm işçilere bulaştırabiliyor. Bu da 36 saat gibi bir süreye tekabül ediyor.”

AŞIRI KÖLELİK SÖZ KONUSU

İnsanlığın bundan 20-30 yıl öncesine göre kapitalizme daha çok entegre olduğunu savunan Algedik, “Kapitalizm her şeyimizi bağımlı hale getirdi. Örneğin zincir marketler kasabalara kadar yayılmış durumda. Kapitalizm yerli üreticiyi ve esnafı öldürmek için çalışıyor. Dolayısıyla aşırı bir kölelik söz konusu.

Bu bağımlığı yıkmak da maalesef kapitalizmin içerisinde olmayacak. Ama kapitalizm yönetilemez hale geldi. Toplum hijyen konusunda bile bilinçli değil. Çünkü kapitalizm bunu istemiyor. O yüzden kapitalizm hem mal-mülk hem de ideolojik olarak hayatımızı kapsamış durumda ne yazık ki” diye konuştu.

İNSANI VE DOĞAYI TALAN EDİYORLAR

Kapitalizmin insanların refahı, mutluluğu ve huzuru için hiçbir şey yapamadığını ifade eden Algedik, şu değerlendirmelerde bulundu: “Örneğin 1 Ocak’tan pandeminin ilan edildiği 11 Mart’a kadar 20 tane kanun geçmiş. Pandeminin ilanından 35 gün sonrasına kadar ise 21 kanun geçmiş Meclis’ten. Peki bu yasaların içeriği nedir? Afrika’da iş yapan müteahhitler için oraya 5 milyar dolar ödenek çıkarmayı taahhüt eden yasalar geçmiş.

İnfaz yasası geçmiş. Selahattin Demirtaş’ı değil de mafyaları tahliye eden yasalar çıkarıldı. Neden sadece bu yasalar geçmiş? Çünkü kapitalizm insanı ve doğayı talan etmeyi hedefliyor. Bir bez maske bile üretemediler. Kapitalizm artık insanı ve doğayı kabule etmek istemiyor. Onlar için köleler ve sömürülmesi gereken şeyler var. O yüzden toplum, kapitalizmin insan ve doğa ile işinin bittiğini artık anlaması lazım.”

DOĞAYA YÖNÜMÜZÜ VERMELİYİZ

Türkiye’nin salgının geliştiği Suudi Arabistan’a gönderdiği 21 bin insandan sadece 3-4 bin kişiyi karantinaya aldığına dikkat çeken Algedik, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Geriye kalan 17-18 bin insanı köylerine gönderdiler. Sonrasında Rize’nin köylerini tamamen karantinaya almak zorunda kaldılar. İktidar bugün böyle varlığını sürdürüyor.

Bu dönemde umreye giden insanları bile bu iktidar heba etti. Umre gidenleri harcayan aynı iktidar Atatürk Havalimanı içerisinde bir işgal hastanesi yaptı. Her nabza göre bir zehir sundular. Demek ki mesele, bizim iktidarın yönlendirdiği noktalara varmak yerine toplum olarak bizi birleştiren doğa ve insana yönümüzü vermeliyiz.”

EN SON EKLENENLER