EPDK, yeni santrallere ihtiyaç olmadığını itiraf etti!

AB’nin enerji dağıtım ağı ENTSO-E üzerinden, AB’ye enerji satmayı planlayan AKP, AB ile son süreçlerde yaşanan sorunlardan kaynaklı enerji faslının açılamamış olması, hayal edilen bu büyük pazarı işlevsiz kıldı. İsrail ve Güney Kıbrıs üzerinden AB’ye denizaltından enerji nakil hattı inşa edilmesi ise, AKP için bu kapının uzun süre daha kapalı kalacağına işaret ediyor.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz yaptığı açıklamada, enerji arz fazlalığının olduğunu belirtti. Yıllardır bu gerçeği dillendiriyoruz. Türkiye’de doğal yaşamı yok eden, suları tüketip kirleten enerji santrallerinin inşası, enerji ihtiyacından dolayı gerçekleşmiyor. Enerji üretimlerinin sermaye için bir birikim alanı olarak değerlendirildiği ve üretilen enerjinin dış satımlara konu edildiği ya da bunun hayal edildiği, bilinen bir gerçek. EPDK geçtiğimiz gün, sermaye kesimlerinin ürettiği enerjiyi piyasalaştırmaları sırasında ortaya çıkan arz dengesizliğini çözmek için ‘Kapasite mekanizması’ uygulamasına geçileceğini açıkladı. Bu işleme geçirilen kılıf ise, piyasaya sunulacak ‘yerli’ elektriğin miktarını belirlemek olduğu ifade ediliyor. Ayrıca EPDK’nin, sermayenin ürettiği enerjiyi satamamasının sonuçlarını halka yıkmanın bir ‘mekanizma’sını kurduklarını gösteren bir kararı daha var. ‘Yerli’ enerji üreten santrallere belirli miktarda kapasite bedeli ödeneceği ifade ediliyor. Hazırlanan bu mekanizmanın yıl sonuna kadar Resmi Gazete’de yayınlanacağı da açıklamlarda yer alıyor.

Doğalgaz santralleri ülkeyi terk ediyor

Konu ile ilgili açıklamalarına devam eden Yılmaz, böyle bir mekanizmaya ihtiyaç duyulmasının ana sebebinin, maliyet yüksekliği nedeni ile üretim firmalarının ülkeyi terk etmesi olduğunu belirtti. Yılmaz, “Elektrikteki kurulu gücümüz eylül ayı sonunda 81 bin 650 megavata yükseldi. Piyasaya arz ettiğimiz miktar talebin üzerine çıktı. Diğer taraftan doğalgaz santralleri maliyetlerin yüksekliğine dikkat çekerek, üretim yapmak istemiyor. Hatta üretim tesislerini sökerek yurt dışına giden işletmeler de var” dedi. Kamu elinde bulunan ve özelleştirme gündeminde olmalarına karşın bir türlü talep oluşturamayan AKP, bu santralleri özel sektöre piyasada alan açmak için ya hiç çalıştırmıyor ya da çok düşük kapasitelerle çalıştırıyor. Türkiye’de 81 bin 650 MW enerji üretim kapasitesine karşın, bu kapasitenin en fazla yarısının kullanıldığı ise biliniyor.

Milli ve yerli enerji yalanı

Bakan Yılmaz, “Yerli kömür ile çalışan santrallerde de maliyet yüksekliği önemli finansal sorunlara yol açıyor. Bu nedenle üretim ve tüketim dengesini sağlamakta sorun yaşamak istemiyoruz. Sisteme dahil olan firmalara yerli kömürde 21 kuruş, doğalgaz da 18 kuruş ve ithal kömürde 15 kuruş kapasite bedeli ödeyeceğiz” dedi. Bu sözler açıkça kamu kaynaklarının şirketlere peşkeş çekildiğini göstermektedir. Enerji Bakanı Albayrak son günlerde şu kadar rüzgar, bu kadar güneş, yerli kömür, nükleer vb. söylemlerle ortaya koyduğu ve üretim hedefinin 2023 yılında 120 bin MW olacağı sözleri, bu aşırı enerji üretim arzının ne yapılacağı yönünde sorular sormamızı gerektiriyor. Nükleer enerjiyi ‘yerli’ üretim olarak yutturmaya çalıştığı izlenirken, YEKDEM yani yenilenebilir olarak niteledikleri RES’ler için desteğin 2020’de son bulacağı yeni sahaların açılmasıyla birlikte, dünyanın büyük enerji şirketlerinin yatırıma başlayacaklarını duyurmasının neresi yerli olabilir? Yerli dedikleri şey AKP’nin çıkarlarını, havuz şirketlerinin karlarını tarif ediyorsa, diyecek birşey yok ancak bunun adı ‘yerli ve milli’ soygundan başkaca birşey olamaz.

Bu kadar çok enerji üretmek neyin nesi

Avrupa’da AB üyesi ülkeler arasında enerji üretimi ortak dağıtım ağına verilmektedir. Bunun adı ENTSO-E. Türkiye’de bu birliğe üye olmuş ve Avrupa ile enterkontekte sistem kurulmuştu. AKP, sermayenin enerji yatırımlarına yönelmesini, özellikle bu üyelik üzerinden büyüttü. Ancak AB ile yaşanan son süreçlerde enerji faslının açılamaması sonucu bu büyük pazar işlevsiz kaldı. İsrail ve Güney Kıbrıs üzerinden AB’ye, aynı eksende denizaltından bir enerji nakil hattı inşa edilmesi ise, AKP için bu kapının uzun süre daha kapalı kalacağına işaret ediyor. AB dışında tüm sınır ülkelerle de enterkonekte sistem oluşturuldu, ancak buradan da muradına eremeyen AKP, enerji arz fazlalığına çare üretme peşine düştü. Suriye’de ortaya çıkan çatışmalı ortam nedeniyle, AKSA enerjinin sattığı enerji yolu kapanınca, AKP AKSA’yı Afrika’ya taşıdı. Şu an sadece Silopi’den Irak’a, Karadeniz Enerji ve Ciner gurubu ürettiği enerjiyi Türkiye içindeki dağıtım hatlarına vermeden, direkt olarak dış satım yapmakta. AB dahil tüm komşularla kavgalı hale gelen AKP’ye sermaye desteği, yeni yağma alanları açamama koşullarında, giderek azalacağı ise bekleniyor.

EN SON EKLENENLER