Faşizmin büyük blöfü: Roma yürüyüşü

Kara Gömlekliler (Camicie nere ya da Squadristi), I. Dünya Savaşı sırasında ve onu izleyen II. Dünya Savaşı’nın sonlanmasına kadar İtalya’da yarı askeri faşist örgüt. Mussolini’nin doğduğu Romagna bölgesi köylülerinin geleneksel kıyafetinden isimlerini alan çetenin simgesi kara gömlekleri ve gümüş kamalarıydı. İmparatorluk hasretiyle yanıp tutuşan çete, Centurion, Legatus gibi Roma İmparatorluğu rütbelerini kullanıyordu.

Sonraları kendisini Duçe (Şef) ilan edecek olan şu dazlak kafalı tuhaf adam, aslında o zamanlar sanıldığı kadar da güçlü biri değildi. Henüz 1920’lerden söz ediyoruz. İtalyan Sosyalist Partisi’nin sendikalist kanadından gelen ve o vakitler “Bayrak denilen şey, pislik yığını üzerine çekilen bir paçavradır” gibi laflar etmeyi pek seven Benito Mussolini, 1915’ten sonra iyice sapıtıp kendi faşist örgütünü kurduğunda da çok güçlü değildi.

Mussolini, 1919’da Milano’da Faşist Mücadele Birliklerinin İttifakı’nı (Fascio di Combattimento) kurduğunda biraz daha güçlenecek ve faşizm, yavaş yavaş bir kitle hareketine dönüşerek, 1921’de Ulusal Faşist Parti’ye evrilecekti. Partiyi destekleyenler arasında bürokrasi, kilise ve ordu bulunuyordu ama asıl güç, sokakta örgütlenmiş olan ve sayıları gitgide artan “Kara Gömlekliler” çetesiydi.

 Adım adım yükseliş

Nihayet 1922 seçimlerine gelindiğinde ilk sıçrama gerçekleşti. Bu seçimde, “Kara Gömlekliler” ilk kez parlamentoda koltuk sahibi oldu. Ama bu yalnızca bir başlangıçtı; Mussolini büyük oynuyordu.

İktidarı ele geçirmeyi amaçlayan Mussolini için 15 Ekim 1922’de iyi bir fırsat doğdu. Bu tarihte hükümet istifa edince siyasal bunalım gündeme geldi. 18 Ekim’de Milano’da, Faşist Parti şeflerinin yaptığı gizli bir toplantıda, Mussolini planını ortaya koydu: İktidarı zorla almak! Eli silah tutan bütün faşistler silahlandırılacak, Napoli’de bir merkez kurularak savaşa hazırlık yapılacaktı.

21 Ekim’de Mussolini, “Milli Faşist Kongresi” için Napoli’ye geldi. 22 Ekim akşamı ise “Kara Gömlekliler” Napoli ve çevresinde hareketlenmeye başladı. 24 Ekim’de kongre toplandı. 26 Ekim’de ise Mussolini faşistler için bir “genel seferberlik” ilan etti. Kara Gömlekliler, aynı gün taşra il ve ilçelerinde posta merkezlerini, yerel yönetimlere ait binaları, istasyon ve yol kavşaklarını işgal etti.

 Yürüyüş başlıyor

28 Ekim 1922 sabahı, faşist birlikler Roma’ya doğru yürümek üzere Napoli’den ayrıldılar. Düzenli bir eğitim almamış, ellerinde derme çatma silahlar olan 30 bin faşist 30 Ekim günü Roma kapılarına varacaktı.

Aslında Roma, 12 bin kişilik bir ordu tarafından korunuyordu ve ellerindeki uyduruk silahlarla faşist çetenin şansı yoktu. Ama ordu içerisinde faşizm güçlü bir eğilimdi ve Roma’yı savunacak ordunun generalleri de tam bir pısırıklık gösterdiler. Ayrıca ne hükümetten, ne de kraldan istedikleri emirler de gelmedi. Taşra valileri ise zaten çoktan faşizme teslim olmuşlardı. Nihayetinde kral da faşistlere askeri müdahaleyi reddedecek ve iktidarı Mussolini’ye teslim edecekti.

Aslında o “muazzam yürüyüş” olup olacağı 30 bin kişiden ibaretti ama Mussolini’nin blöfü tutmuş ve 29 Ekim’de bir çete reisi olarak girdiği saraydan yeni hükümetin başbakanı olarak çıkmıştı. Saraydan çıkan Duçe alanda toplanan çetesi tarafından alkışlanırken şöyle söyleyecekti: “Vatandaşlar, birkaç saate kadar bir hükümete değil, gerçek bir hükümete kavuşacaksınız. Yaşasın Faşizm! Yaşasın Kral!”

Sonrası ise biliniyor… Bütün solun kazınması, faşist bir rejimin inşası ve Hitler’le birlikte girilen savaş maceraları…

Ve nihayet, kaçınılmaz akıbet: Milano’da bacağından asılmış bir diktatör cesedi… Bütün dikta heveslileri için tarih dersi!

Ama öte yandan, aslında bir başka bakımdan ‘Roma Yürüyüşü’ de bir tarih dersidir. Korkaklık yüzünden kıytırık bir faşist çeteye devletin nasıl teslim edildiğini öğrenmek isteyenler için…

Derleyen: Arif Mostarlı

EN SON EKLENENLER