Büyük servetleri birkaç elde toplarken insanlığın büyük bölümünü açlığa ve yoksulluğa mahkum eden kapitalist sistem, ‘bolluk içinde yokluk’ düzenini birazcık onarmak için ise komik ve ahlaksız bir yöntem buluyor: Artıkları yoksullara vermek!
Dünyanın büyük bölümü açlıktan kırılırken, Avrupa ve Amerika’da ortaya çıkan korkunç miktardaki gıda israfı kapitalist dünyayı zorluyor. Yoksulların açlığı ve toplumsal patlama riski bir yana, bu israfın ekonomik zarar boyutlarını da hesaplayan ülkeler, çözüm arayışına giriyor. Örneğin, 2014’te yapılan resmi bir araştırma, Danimarka’da hane başına düşen gıda israfının yılda ortalama 105 kg olduğunu gösteriyor. Bu yiyeceklerin tutarı birçok ailenin bir aylık gıda giderinden fazla tutuyor. Marketler de, biraz farklı görünen gıda ürünlerini atıyor çoğunlukla. Avrupa çapında ise yılda 100 milyon ton yiyecek çöpe gidiyor. Bozulan bu yiyecekler, 227 ton karbondioksit üretiyor. Bu rakam İspanya’nın toplam fosil yakıttan kaynaklı karbon salınımına eşdeğer.
Artıklarla beslenmek
Danimarka’nın çözümü bu konuda en aşağılayıcı olanlardan biri. Kopenhag’daki restoranlarda artık gece belli bir saatten sonra ‘Too Good To Go’ adlı bir uygulama başlıyor. İnsanlar bu uygulama ile elinde fazla yiyecek kalan restoranlardan çok ucuz fiyata yemek sipariş edebiliyor. Danimarka, bu konuda başka işlere de imza atıyor. Örneğin, geçen yıl WeFood adlı süpermarket, Kopenhag’da açtığı bir şubesinde sadece tarihi geçmiş yiyecek satıyor. Bazı yardım kuruluşları ise restoran ve süpermarketlerdeki fazla yiyecekleri gönüllülere toplatıp ihtiyacı olan yoksul ailelere dağıtmaya başlamış.
Fransa ve İtalya yardım kuruluşlarına gıda bağışı işlemlerini kolaylaştırdı. Birçok ülkede yiyecek sıkıntısı çeken insanları elinde fazla yiyecek olan kuruluşlara yönlendiren cep telefonu programları yaygınlaşıyor. New York Üniversitesi’nde doktora yapan Madeline Holtzman, İngiltere’de atık ekmekten yapılan Toast Ale adlı biranın ithali üzerinde çalışıyor.
KOPENHAG