Gökçeada’da altın madeni endişesi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çanakkale İl Müdürlüğü, Gökçeada ilçesi Yuvacık Mevkii’nde Merih Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından yapılması planlanan altın ve gümüş madeni arama projesi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinin başladığını kamuoyuna duyurdu. Türk ve Rum kültürünün yoğrulduğu turizm, tarih ve organik tarımın yanı sıra doğa sporları ile son yılların gözde mekanları arasında yer alan Gökçeada halkı, altın madeni başvurusuyla sarsıldı. Adadaki tüm sivil toplum örgütleri birleşerek maden arama ruhsatının iptali için eylem yapmaya hazırlanırken, ilk tepki ise Gökçeada’nın İYİ Partili Belediye Başkanı Ünal Çetin’den geldi. Çetin, şöyle konuştu:

“Biz de iki gün önce Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün internet sayfasından bu duyuruyu, öğrenmiş bulunmaktayız. Gökçeada Yuvalı Mevkii’nde Merih Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından Çanakkale Valiliğine altın ve gümüş madeni arama projesiyle müracaat etmiş bulunmaktalar. Edindiğim son bilgiye göre, Valilikçe uygun görülerek ÇED raporu için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gönderilmiş. Bu aşamadan sonra ÇED raporu için uygun kurum ve kuruluşlardan uygun görüş alarak, ÇED raporunu tamamlayıp, burada bir maden arama noktasında çalışmaları olacak. Biz yerel yönetim olarak ve Gökçeada’da yaşayan bütün insanlar şu konuda çok hassasız. Biz Gökçeada’yı tamamen turizm ve organik ada olarak arzu ediyoruz ve ileriye dönük olarak bu şekilde bir vizyon ortaya koyduk. Ve kesinlikle Gökçeada’da altın veya gümüş madeni aramasıyla alakalı olarak buna izin vermemiz ve buna müsaade etmemiz mümkün değil. Şöyle ki, 2012-2013 yıllarında yine bir firma tarafından maden aramaları gerçekleşmişti. Gökçeada’da ve o maden araması esnasında Gökçeada’da o dağlarımız da tepelerimiz de oralara yol açılmak adına kesilen ağaçların yok edilen yeşilliklerin yanında sondaj sonucunda yeraltı su kaynaklarımızın yönleri değişmiş ve dünyada 4’üncü sırada kaynakları itibariyle 4’üncü sırada bulunan Gökçeada’da, yeraltı kaynaklarımız, sularımız tamamen yön değiştirerek bir ekolojik dengeye hasar vermiştir. Bu aşamadan sonra şunu çok iddia ediyorum. Ben bütün yetkili arkadaşlardan şunu istirham ediyorum. Bunu mevcut bürokratik işlemler devam ederken, gerekli izinler verilmeyerek önüne geçilsin. Aksi takdirde Gökçeada’da yaşayan bizler konuyla alakalı her türlü yasal ve hukuki imkanlarımızla birlikte gerekli mücadelemizi yapacağımızdan kimsenin endişesi olmasın.”

Adada yaşayan Atilla Kaçmaz ise, “Şimdi adamız organik tarıma yönelmiş ve Türkiye’nin en büyük adası. Turizmle geçinen ve organik tarımla geçinen bir ada. Bunu rantçılara peşkeş çekilmesine biz adalı olarak karşıyız. Bu cennet adayı perişan edecekler. Daha evvel petrol aradılar. Siyanürle altın aradılar. Adayı delik deşik ediyorlar. Çocuklarımızın sakat doğmasını istemiyoruz. Tabiatın talan edilmesine karşıyız. Adalı olarak hiçbirimiz kabul etmiyoruz” diye konuştu.

Organik tarım faaliyetleri ile özellikle 2008 yılından bu yana gerçekleştirilen tarım turizmi uygulamaları sayesinde misafirlerine eşsiz bir doğal ortam sunan Gökçeada, 2011 yılı Haziran ayında Cittaslow (Sakin şehir) unvanı alarak dünyanın ilk ve tek sakin adası seçildi.

EN SON EKLENENLER