EDİTÖRÜN ÖNERDİKLERİ

Qoser’de bir araca saldırı: 2 ölü 2 yaralı

Qoser’de seyir halindeki bir araca gerçekleştirilen silahlı saldırıda 2 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi de yaralandı Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde Eski Hastane Caddesi üzerinde seyir...

Selde can kaybı 20’ye yükseldi

Depremin ardından sel felaketinin vurduğu Semsûr’da kaybolan 1,5 yaşındaki Zeynep Zümra Tekdal’ın cansız bedenine ulaşıldı. Selde toplam can kaybı 20’ya yükseldi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,...

Hamdullah Bayram 4 gündür gözaltında

Emniyette susma hakkını kullanan gazetemiz çalışanı Hamdullah Bayram’ın savcılığa sevk edilmesi bekleniyor Mezopotamya Ajansı (MA) ve JINNEWS muhabiri 11 kişiyle birlikte hakkında soruşturma yürütülen ve...

Depremin üstünden günler geçti: Enkaz altlarından cansız bedenler çıkarılıyor

Semsûr’da enkaz altından 44 gün sonra bir yurttaşın cansız bedeni çıkarıldı. Bunu görüntülemek isteyen halka engel olmak isteyen askere yurttaşlar tepki gösterdi Mereş merkezli depremlerin...

1992 Newrozu’nda katledilenler anıldı

Nisêbîn’de 1992 Newrozu’nda katledilenler Pire Şehida üzerinden Çağ Çağ Deresi’ne bırakılan karanfillerle anıldı Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesinde 1992 Newrozu kutlamalarının ardından katledilenler anıldı. Barış Anneleri...

Cîzir’de Newroz hazırlıkları tamamlandı

Cîzir’de yarın gerçekleştirilecek olan Newroz kutlaması için hazırlıklar tamamlandı Şirnex’in Cizîr (Cizre) ilçesinde yarın saat 10.00’da Newroz alanında “Her der Newroz, her dem azadî” ve...

‘İnşaat Ya Resulullah’

Yaşanan depremlerin hemen ardından borsalarda çimento fabrikalarının hisselerinde anormal artış yaşandı. Bu durum sermayenin ahlaksız yüzünü ortaya koyarken, depremde yaşanan yıkım ve ölümlerin nedeni inşaat rantının sonuçlarıydı

Yusuf Gürsucu / İstanbul

Kapitalizm özellikle neoliberal politikalarıyla birlikte çeşitli alanlarda oluşturduğu sermaye birikiminin yeniden değerlendirilmesi sürecinde en önemli birikim alanı kent merkezleri ve doğal yaşam alanları olmuştur. AKP iktidarı da kent ve çevre politikalarını bu bağlamda ortaya koyarak sermaye kesimlerinin yağma yolunu açmıştır. Bu durum sadece kent merkezleriyle sınırlı kalmamakta ve kırsal alanlarda aynı hedef doğrultusunda rant alanı olarak düzenlenmektedir. Büyükşehir Belediye Yasası’yla, kırsal alanların sermaye talanına daha hızlı biçimde eklemlenmesi amaçlanmıştır.

Kentsel cazibe merkezi

Kent merkezlerinde ise dar gelirli insanların mahallelerinden uzaklaştırılmasıyla sermaye kesimlerine yeni parseller yani yeni rant alanları açıldı ve açılıyor. Kent merkezlerinden uzaklaştırılan yoksulların yaşam alanları, seçkinleştirme yoluyla sermaye çevrelerinin ve ona hizmet eden hükümetlerin çok sevdiği sözcük olan yeni kentsel cazibe merkezlerine dönüştürülüyor. Diğer yandan metropollerde rant değeri yüksek alanlar ortaya çıkarılırken, ülkenin yoksul kentlerinde ve özellikle Kürt coğrafyasındaki rant, iktidarın yerel işbirlikçileri eliyle sürdürülürken, inşaatlarda yetersiz ve hurdadan mamul demir ve kalitesi düşük beton kullanımıyla halk yaşarken müteahhitler halkın mezarlarını inşa etti.

‘Esmer siyah vatandaşlar’

99 depremi sonrasında iktidara gelen AKP’nin G.Başkanı ve Başbakan olan R.T. Erdoğan, “Depreme dayanıklı olmayan tüm evler yıkılacak ve yerine yenileri yapılacak, bu uygulama bana oy kaybettirse de bunu gerçekleştirmeye karalıyız” diyen bir açıklama yapmıştı. Erdoğan, Roman halkıyla özdeşleşen İstanbul Sulukule için “ucube” bir yer diyerek, Sulukulelileri ‘esmer siyah vatandaşlar’ sözleriyle tanımlayarak ırkçı yüzünü ortaya sermişti.

Kent merkezleri

Dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı olan Erdoğan Bayraktar ise Sulukule ve diğer gecekondu alanları için, “Terörün, uyuşturucunun, devlete çarpık bakmanın yerleri ve psikolojik olumsuzlukların merkezleri” sözleriyle o dönem talanın başlayacağı alanları yalanlar süsleyip işaretliyordu. Bugün Sulukule’ye yapılan evlere kimler sahip, nasıl ve kimin için rant oluşturulduğu apaçık ortadayken kent merkezleri soylulaştırma hedefleriyle inşaat şirketlerine rant alanları haline getirildi.

Deprem ve terör

Bugün hemen hemen bütün şehirlerimizde kentsel dönüşüm adı altında, özellikle yoksulların, sıradan halkın evleri, arazileri yok pahasına zorla ellerinden alınmakta, çılgın projelerle tarım alanlarımız, su havzalarımız talana açılmaktadır. Bakan Kurum, İzmir depremi sonrası yaptığı açıklamada, “Her zaman söylüyoruz, depremle mücadele terörle mücadele kadar önemlidir, hayatidir” sözleriyle yüzbinlerce kişinin nasıl “terörist” sayılarak cezaevlerine tıkıldığı, işlerinden atıldığı ve HDP’li belediyelere nasıl el konulduğuna işaret ediyordu. Depremle ürettikleri laflarla mücadele eden iktidarın, 2002’de İstanbul’da belirlenen 496 adet deprem toplanma alanı imara açıldı. Yerlerine rezidanslar ve AVM’ler yapıldı.

AKP’nin ekonomi politiği

İktidarda olan ve kendilerini liberal-muhafazakâr olarak niteleyen siyasetin en önemli rant alanı inşaatlar olmuştur. Yaptıkları inşaatların temel atma törenlerinde astıkları ‘Şefaat Ya Resullulah’ pankartları çokça ‘İnşaat Ya Resulullah’ biçiminde çevrilerek, uygulanan politikalar teşhir edilmişti. İnşaat, AKP iktidarının ekonomi-politiğinin temelidir. İktidar ülkenin şantiyeye döndürülmesini gururla ifade ederken kalkınmanın, refahın, zenginliğin simgesi olarak gösterildi. İnşaatçılık yeni bir zengin sınıfı ortaya çıkarırken, 5’li çete olarak nitelenen inşaat şirketleri iktidarın kanatları altında devasa kârlar elde etti. Depremler coğrafyasında yaşarken her deprem bu şirketler için büyük bir yağma ve rant alanı olarak işlev gördü.

KUTU

Yıkımlar ve gerçekler

“Deprem sadece bu dönemde mi can aldı? Tarihten bu yana hep vardı” sözleriyle iktidarı eleştirenlere sözde yanıtlar veriliyor. Bilimin bu kadar geliştiği bir çağda depremin yıkıcı sonuçlarının nasıl engellenebileceği çok iyi biliniyor. Bu durum bilinmesine karşın can yakıcı sonuçların ortaya çıkması masumane bir edayla bir doğa olayının sonucu yaşanmaktadır gibi gösterilemez. İzmir depremi sonrası konuşan deprem bilimci İTÜ’lü Prof. Dr. Ahmet Ercan, “Deprem yoksulun sorunudur. Bir ülkede yoksulluğu yenmedikçe depremin adı ölüm olur. Depremin kaderi yoksulluktur” sözleri depremle kimlerin yüz yüze kaldığına, zengin sınıfların ise bundan azade olduğuna işaret ediyordu.

Kibrit kutusu gibi inşa edilmiş çürük yapılar depremde kağıt gibi yıkılırken, canların yıkımın altında kalmasının sorumlusu iktidarın inşaat rantına dayalı politikalarıdır

Kibrit kutusu binalar

Yoksulların kentlerde inşa ettiği gecekondu türü evlerde yıkım yaşansa da ölümler çok fazla yaşanmazdı. Nedeni ise derme çatma 1 katlı yapılar yıkılsa da sağ kalabilmesi mümkündü. Bugün yıkımlarda yaşanan binlerce ölüm çok katlı binalarda görülüyor. Bu binaları inşa edenler ise yoksul yurttaşlar değil sermaye sisteminin müteahhitleridir. Müteahhitlerin fazla kâr elde etmek adına yaptıkları binalarda projenin gereğini yapmaktan kaçıp hırsızlık yaptıkları bilinir. Bu binaları kontrol eden kurumlardaki görevlilerle al gülüm ver gülüm ilişkisi kurulur ve elde edilen kirli paradan görevlilere hırsızlıktan doğan payları ödenir.

Deprem zenginlere ninnidir

Yoksulların büyük çoğunluğunun parası yok, ancak bazı kesimlerin borçlanabilme olanakları var. Bankaların çalışanlara krediler vererek ömür boyu ev borcu ödemesi sağlanırken, bu sömürü çarkının diğer bir bileşeni ise devlettir. Devlet, hem bankaların hem de müteahhitlerin teşvikler yoluyla olası zararları karşılanırken yurttaşlar borç ödeme yeteneğini yitirdiğinde evleri elinden alınarak evden çıkarılıp sokağa atılır ve ev bir başkasına satılır. Zenginlik, hırsızlık ve sömürüye dayanır. Başka türlü zengin olmanın hiçbir yolu yoktur. Zenginler saraylarda otururken deprem onlara ninni gibi gelir. Yoksullar ise kibrit kutusu gibi üst üste dizilmiş evlerde zorluk içinde yaşarken, depremlerde ölenler onlardır.

‘Harcanması gerekene harcadık’

99 Gölcük depremi sonrası başlayan ve depremde yıkımda kullanılacağı iddia edilen 100 milyara yakın toplanan ek vergilerin nereye gittiği sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle cevap vermişti: “Harcanması gereken yere harcadık.” Bir Bakan ise yollar yaptık diye açıklarken, yurttaşları öldüren müteahhitlik sistemine yine yurttaşlardan zorunlu olarak toplanan vergiler aktarılmaktadır. Depremin yaşandığı bölgede hepimizin şahit olduğu gibi ölen yurttaşların sayısı ile depremin şiddetini açıklamakla yetinmekteler. Depremin yaşandığı saatlerin hemen ardından borsada çimento şirketlerine yönelinmiş olması sistemin nasıl çalıştığının en önemli göstergesidir.

Kurulu bulundukları bölgelerde canlı yaşamı zehirleyen ve her türden atığında yakılmasının sağlandığı çimento sermayesi, deprem sonrası borsa da değer kazanması sistemin iğrenç yüzünü ortaya koydu

Çimento sanayisi ve borsa

Yaşanan depremde enkaz altında çok sayıda yurttaş yardım beklerken, borsada çimento şirketlerinin hisselerinde yükselme yaşanması sistemin çalışma mekaniğini göstermekte. Borsa İstanbul’da işlem gören Bursa Çimento’nun hisseleri yüzde 4,53, Çimsa’nın yüzde 4,51, OYAK Çimento’nun yüzde 9,90 artış kaydetti. Afyon Çimento, Baştaş Başkent Çimento, Batı Söke Çimento, Konya Çimento, Nuh Çimento gibi şirketlerin hisselerinde de yükseliş yaşandı.

Makineler kalıcı olmak için

Bu durum yaşanan yıkım karşısında ellerini ovuşturan rantçıların depremden beklentilerini ortaya koymaya yetti. İnşaat rantına dayanan iktidar politikalarının sonuçları sermayenin bir kısmında heyecan yarattığı muhakkak.

Deprem sonrası ortaya çıkan tepkiler ve yapılan çağrılar sonrası Cengiz İnşaat gibi şirketlerin iş makinelerini bölgeye yollamalarının yurttaşa bir desteği içermediği muhakkak. İş makinelerinin bölgede nasıl olsa kalıcı olacağı düşüncesinin şirketlerin motivasyonu olduğunu belirtmek gerekiyor.

Çimento şirketleri

Türkiye’de yaşamı zehirleyen çimento üretimi uluslararası sermaye ve yerel ortakları ile inşaat şirketlerini besleyen özelliğe sahip. Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği (TÇMB) verilerine Türkiye’de 74 adet çimento ve öğütme, onlarca da beton fabrikası bulunuyor. Sektör yabancıların ya da yabancı ortakların kontrolü altında. Dünya çimento tekelleri arasında yer alan Fransız Vicat-Parficim, Ankara ve Konya’da 2 fabrika işletiyor. Taiwan Cement Corporation ile ortak olan Oyak Çimento ise 6 fabrika ile üretim yapıyor. Sektörün büyük üreticileri arasında bulunan ve Muğla Çimento’nun sahibi ADOÇİM Yunanistan merkezli Titan Çimento ile ortak. AKÇANSA ise İngiliz HeidelbergCement ve Sabancı ortaklığı olan şirket, üç fabrikasında çimento ve klinker üretimi yapıyor. 12 ülkede faaliyet gösteren İspanya merkezli Votorantim şirketinin Türkiye’de 5 fabrikası ve 14 hazır beton tesisi var. İtalyan Cimentir ise 2001 yılında Çimentaş’ı satın alarak Türkiye’ye giren firma 5 fabrikada söz sahibi. 6 fabrika ve çok sayıda beton üretim tesisi olan Sabancı Grup’a ait Çimsa’da İngilizlerle ortak.

#İnşaat #Resulullah

- Advertisement -spot_img

YAZARIN DİĞER YAZILARI

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

EN SON EKLENENLER

Kılıçdaroğlu: Birleşeceğiz ve kazanacağız

Kemal Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamada ‘Adalet sistemimiz ve özgürlüklerimiz ağır bir Erdoğan tehdidi altında. Birleşeceğiz ve kazanacağız’ dedi Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve Cumhuriyet Halk Partisi ...

HDP’den Amed Newrozu için videolu çağrı

Yarın Newroz programları Amed’te yapılacak final Newroz’u ile son bulacak. HDP Amed Newrozu için çağrı videosu yayınladı Yarın Amed’te Newroz Parkı’nda yapılacak Newroz etkinliği ile...

Efrîn’de Newroz kutlamak isteyen 4 Kürt öldürüldü

Efrîn’e bağlı Cindirês ilçesinde Newroz ateşi yakmak isteyen 4 Kürt katledildi. Türkiye ve bağlı olduğu gruplar, Efrîn’e bağlı Cindirês ilçesinde Newroz ateşi yakmak isteyen 4...

42 çocuğun kimliği saptanamadı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 42 depremzede çocuğun kimliğinin bilinmediğini açıkladı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, refakatçisi olmayan depremzede çocuklara ilişkin açıklama yaptı. Enkaz altından çıkarılmış,...

Rojava’da halklar Newroz’u kutladı

Rojava’da Newroz ateşini yakan binler, PKK Lideri Abdullah Öcalan için ‘özgürleştireceğiz’ mesajı verdi Rojava’nın birçok kentinde Newroz ateşi yakıldı. Minbic Minbic ve kırsal bölgelerden gelen siyasi partiler,...

Demirtaş’tan 3 dilde Newroz mesajı

Selahattin Demirtaş, Türkçe, Kürtçe ve Zazaca Newroz’a katılım çağrısı yayınladı: Bu yıl yastayız, dayanışmadayız ama ille de direnişteyiz Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş...

Qoser’de bir araca saldırı: 2 ölü 2 yaralı

Qoser’de seyir halindeki bir araca gerçekleştirilen silahlı saldırıda 2 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi de yaralandı Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde Eski Hastane Caddesi üzerinde seyir...

Selde can kaybı 20’ye yükseldi

Depremin ardından sel felaketinin vurduğu Semsûr’da kaybolan 1,5 yaşındaki Zeynep Zümra Tekdal’ın cansız bedenine ulaşıldı. Selde toplam can kaybı 20’ya yükseldi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,...

Hamdullah Bayram 4 gündür gözaltında

Emniyette susma hakkını kullanan gazetemiz çalışanı Hamdullah Bayram’ın savcılığa sevk edilmesi bekleniyor Mezopotamya Ajansı (MA) ve JINNEWS muhabiri 11 kişiyle birlikte hakkında soruşturma yürütülen ve...

Depremin üstünden günler geçti: Enkaz altlarından cansız bedenler çıkarılıyor

Semsûr’da enkaz altından 44 gün sonra bir yurttaşın cansız bedeni çıkarıldı. Bunu görüntülemek isteyen halka engel olmak isteyen askere yurttaşlar tepki gösterdi Mereş merkezli depremlerin...

Bu siteyi kullanmaya devam ederek, tarayıcı çerezleri kabul etmiş olursunuz. Daha fazla bilgi

Bu web sitesindeki çerez ayarları, size mümkün olan en iyi gezinme deneyimini sunmak için "çerezlere izin ver" şeklinde ayarlanmıştır. Çerez ayarlarınızı değiştirmeden bu web sitesini kullanmaya devam ederseniz veya aşağıdaki "Kabul Et" seçeneğine tıklarsanız, buna izin vermiş olursunuz.

Kapat