IŞİD’in Antep yapılanması: Katliamların şifresi

ERK ACARER

10 Ekim Gar Katliamı’yla birlikte, Türkiye’de IŞİD’in gerçekleştirdiği eylemlerin tüm işaretleri Antep’e çıkıyor. İlk kez IŞİD Antep yapılanmasını gözler önüne seren bir haritayı sunuyoruz. Bağlantılar, dernekler, kurumlar, hücreler söz konusu haritada net bir şekilde görünüyor. Bağlantı noktalarına tıklayarak, ilişkileri anlayabilir, şehirler arası IŞİD örgütlenmelerini daha net bir şekilde görebilirsiniz. Sözde Antep Emiri Yunus Durmaz’dan başlayan ilişkiler zinciri, onun sağ kolları, bombacılar, başka şehirlerde çay ocaklarına çıkan yollar haritada. Hali İbrahim Durgun gibi önemli katliam planlayıcılarını, kendisine bağlı kişilerin tuttuğu hücre evlerini, Suruç, Ankara ve diğer IŞİD katliamlarına çıkan yolları yine söz konusu haritada rahatlıkla bulabilirsiniz.

Türkiye’deki ilk IŞİD saldırısı ‘Niğde’ olarak kayıtlara geçti. 4 kişinin yaşamını yitirdiği HDP’ye yönelik bombalı saldırı katliam çıtasının yükseleceği anlamını taşıyordu. Nitekim öyle oldu. 7 Haziran seçimlerinden önce Adana ve Mersin’de HDP’ye yönelik eş zamanlı 2 saldırı daha gerçekleşti. Ne var ki Türkiye bir bütün olarak Suruç’ta selefi vahşetiyle tanıştı. Gencecik çocukların yaşamını yitirdiği kanlı eylemi, Türkiye’nin en büyük katliamı ’10 Ekim Ankara’ izledi.

Önceden bilmek…
Sultanahmet, İstiklal Caddesi, Atatürk Havalimanı ve son olarak Antep’te bir düğüne düzenlenen saldırı meydana geldi. Bilanço ağırlaşırken, pek çok soru da ortaya çıkıyordu.

IŞİD militanları ellerini kollarını sallayarak etrafta dolaşıyor, mahallelerde örgütleniyordu. Rapor, tutanak, dosyalardan izlendikleri, dinlendikleri, takip edildikleri halde yine rahatça, katliamları planladıkları da anlaşıldı.

At izinin, it izine karıştığı bir gerçeklik varsa o da IŞİD’di. ‘HDP barajı geçecek mi? AKP bir kez daha tek başına iktidar olabilecek mi?’ tartışmasının ortasına insan bedenleri düşüyordu. AKP sözcüleri, ‘kaostan’ söz ediyordu. Ambulanslardan önce yayın yasağı geliyordu! Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun sözleri dikkat çekiyordu: “10 Ekim’den sonra anket yaptırdık ve oylarımızın arttığını gördük!”

Tüm bunların üzerine; “Neden ‘bir avuç öfkeli genç’, Türkiye’deki katliamları üstlenmiyor?’ sorusu ekleniyordu.

‘Yol verildi’ şüphesi

Şüpheler, kamu görevlileri tarafında da kendini gösteriyordu. Katliamlarda ihmal olduğu çokça tartışıldı. Ankara’ya ilişkin müfettiş raporları iki soru üzerinden oluşturuldu. Şüpheler şuydu: ‘Katliamda kamu görevlilerin ihmali var mı ve patlamalardan sonra yaralılara gaz sıkıldı mı?’ Bu şüphelerin oluşması bile başlı başına skandaldı. Daha da ötesinde yakalanan IŞİD militanları bir bir serbest bırakıldı.

Antep-Adıyaman hattı

IŞİD üzerinde şaibeler bitmiyor, onlar örgütlenmeye devam ediyordu. İstanbul, Ankara, Konya, Adana, Mersin, Elazığ gibi şehirlerde cihatçılar faaliyetlerini rahatça sürdürürken, özellikle iki yer ön plana çıkıyordu. Adıyaman ve Antep! Neredeyse tüm bombacılar Adıyamanlı’ydı. Antep’ten ise IŞİD’in dünyadaki başkenti diye söz ediliyordu.

Neden Antep?

Antep sınıra yakınlığıyla dikkat çekiyor. Bununla birlikte IŞİD’in taraftar bulduğu, militan çıkardığı Kilis gibi yine sınıra yakın bölgelere komşu olması ile dikkat çekiyor. Antep, kozmopolit ve büyük bir şehir. Karmaşık yapısı Suriyelilerin gelişiyle birlikte daha da derinleşti. Kentin bu durumu, hücrelerin ve militanların gizlenmesine imkân sağladı, sağlıyor.

Destekçi aileler

Şimdiye kadar Türkiye’de gerçekleşen IŞİD eylemlerine baktığımızda, örgütü belli başlı ailelerden azade bir biçimde değerlendirmemiz mümkün olmuyor. Güneş ve Durmaz ailelerinin adeta IŞİD’e adam yetiştiren bir fabrika gibi çalışmış olduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra hücre içinde hücrelere rastlıyoruz.

Ankara şifresi

Ankara dosyasından, iddianame eklerinden ve müfettiş raporlarından, geleceği de okuyabiliyoruz. Sözgelimi ‘düğün saldırısı’ Ankara İddianamesi’nde bulunuyordu. Temennimiz, yine o dosyalarda bulunan, Alevi dernekleri, demokratik kitle örgütleri ve turisttik yerlere yönelik eylemlerin gerçekleşmemesi.

Kim yargılanacak?

Ankara, iddianamesi sanıkların durumları ve onlara karşı gösterilen tutumlar karşısında da detaylı bilgi veriyor. IŞİD katliamlarının emrini veren, planlayan ve eylemi gerçekleştirenlerin bir kısmı tutuklu. Bazıları intihar eylemlerinde, bazıları ise polis operasyonlarında kendilerini patlattı. Pek çoğu firari durumda! Tam bu noktada avukatlar soruyor: “Peki siz bu katliamda kimi yargılayacaksınız?”

Elde var 10 kişi

Cezaevinde bulunan 10 Ekim sanıkları adeta avukatların isyanın bir sağlaması gibi. Katliamı davasında 36 sanıktan sadece 10’u tutuklu. 22 sanık firari durumda. 2 kişi gözaltına alınıp somut delillere rağmen serbest bırakıldı. Şimdi bunlardan biri yeniden aranıyor. Davada 2 sanığa da tahliye verildi. Detaylı IŞİD haritası hazırlanmasında bilgi ve teknik desteğini aldığımız kişi ve kuruluşlara teşekkür ederiz:

•Graph Commons ekibi

•Ankara Davası Avukatları ve Ankara Barosu Avukatı: İlke Işık

•Gaziantep Barasu Avukatı: Önder Alkurt ve

•Onur Erem

*****

Ankara dosyası avukatlarından 10 önemli soru:

1- İddianamede çok sayıda sim kart var, bu metaryaller daha detaylı incelenemez miydi?

2- Yine çok sayıda kurum ve kuruluş isminin de detaylandırılması gerekmez miydi?

3- IŞİD militanlarının yurtdışına giriş çıkışları yıllardır neden denetlenmedi?

4- İlişkiler ağı çok eski. 2012 El Kaide dosyasına kadar uzanıyor. Bu ağ neden daha kapsamlı ele alınmadı?

5- Enes Plastik önemli bir şirket. Halil İbrahim Durgun ve adamları tarafından paravan olarak kullanıldığı anlaşılıyor.

D.D. Enes Plastik’in sahibi. Dosyada neden ismi yok, niçin ifadesi bile alınmamış?

6- Bütün bilgiler Hard disk’e atılmış deniyor. Böyle bilirkişi incelemesi olur mu?

7- Konstantin kampına ilişkin belgeler var. Kamp nerede?

8- Yakup şahin in bilgisayarından çıkan ve Resul Demir’den elde edilen belgeler nerede?

9- Şifrelenmiş iki adet veri olduğu söyleniyor, bunların çözümü neden yapılmıyor?

10- İddianamedeki bazı önemli isimler niçin sanık olarak geçmiyor?

birgün

EN SON EKLENENLER