İsviçre’de halk oylamasına sunulan yeni enerji yasasına, seçmenlerin yüzde 58’i “evet” oyu verdi. Bu yasa ile hidrolik, güneş, jeotermik ve biyokütle gibi enerji yatırımlarını teşvik etmek amaçlanırken, 2035 yılına kadar “karma enerji”ye geçişin hedeflendiği belirtiliyor. Yasa ayrıca, 2019 yılından itibaren İsviçre’deki 5 nükleer santralin kademeli olarak kapatılmasını öngörüyor. Yapılan oylamaya, nükleerden vazgeçip yerine ‘yenilenebilir enerji’ adı verilen üretimlerin de çevresel sorunları çözmeyeceğine inanan İsviçrelilerin çoğu katılmazken, nükleere karşı olduğu halde birçok İsviçre yurttaşı oylamada hayır oyu kullandı. Mart 2011’de Japonya’daki Fukuşima nükleer felaketinden birkaç hafta sonra İsviçreli yetkililer, 2034 yılına kadar nükleerden çıkmak istediklerini açıklamıştı. Komşu ülke Almanya da, 2022’ye kadar bu süreci tamamlamayı hedef olarak önüne koymuştu. Fransa’da nükleer enerjinin azaltılması yönünde tartışmalar var. Ancak yetkililer henüz net bir irade ortaya koymadılar. Fransız elektrik üretiminin önemli bir kısmı, nükleer enerjiden besleniyor. Almanya ve bazı Avrupa ülkelerindeki nükleer enerji şirketleri ise, santrallerin kapatılmasında ortaya çıkacak olan maliyeti karşılamama noktasında direnç gösteriyor. Diğer yandan geçtiğimiz günlerde ABD’nin en eski nükleer madde işleme tesisini barındıran Hanford bölgesindeki tünellerden biri, 9 Mayıs 2017 tarihinde çöktü. Nükleer atık depolama bölgelerine ve plütonyum-uranyum çıkarma tesislerine bağlantısı olan tünelin çöküşünün ardından, tüm ikinci dereceden personel bölgeden tahliye edildi, tünelin girişi ise, 53 kamyon taze toprak ile kapatıldı. CENEVRE/ANF