JES’i durduran kadınlar: Fikrimiz alınmadan çivi dahi çakamazlar

Karabağlar’ın Uzundere mahallesinin ortasına açılmak istenen JES kuyularının yapımını 12 günlük direnişleri ile durduran kadınlar, “Fikrimiz alınmadan çivi dahi çakamazsınız” mesajı verdiklerini belirterek, “Asıl mücadele şimdi başlıyor” dedi.

İzmir’in Karabağlar ilçesi Uzundere mahallesinde bulunan bölgede İzmir Valiliği tarafından verilen “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir” kararıyla Jeotermal Santral (JES) yapılmak istendi. Ancak mahalle sakinleri, JES santrallerine karşı iş makinelerini bölgeden çıkardı. Ardından İzmir İdare Mahkemesi’nin “Yürütmeyi Durdurma” kararı vermesiyle şimdilik çalışma şimdilik durdu. Yapılmaya çalışılan JES’lerin ağaçlara, insan sağlığına ve doğaya zarar verdiğini dile getiren mahalle halkı; yaşlısından, gencine, çocuğundan kadınına her akşam kazıları önlemek için 12 gün boyunca nöbet tuttu. Nöbete öncülük eden kadınlar verdikleri mücadeleyi değerlendirdi.
‘JES KUYULARINA KARŞI DURACAIĞIZ’
Yapılmak istenen JES  kuyularının 30 metre yakınında zeytin ağaçlarının olduğunu söyleyen Melda Türkeli, mahalle halkının gelirlerini tarım ve hayvancılıktan elde ettiklerini hatırlattı. Hem tarım alanının zarar görecek olması, hem de kirli havayı solumak zorunda kalacakları için nöbet tuttuklarını aktaran Türkeli, JES kuyularının yapılması durumunda kanser vakaları ile birlikte çok sayıda hastalıkla mücadele etmek zorunda kalacaklarını kaydetti. Mahalle halkı olarak kadınlar öncülüğünde nöbet tutuklarını belirten Türkeli, sonucunu aldıklarını ve hala mücadele etmeye devam ettiklerini vurguladı. Tekrar doğaya zarar verme gibi girişimlerde bulunulması durumunda müdahale edeceklerini söyleyen Türkeli, sadece kendi mahallerinde değil,  Ege bölgesinde nerede yapılmaya kalkışılırsa orada destek sunacaklarını kaydetti.
‘ÇEVREMİZDE OYUNLAR OYNANMASINI İSTEMİYORUZ’
Mahkemelerin JES kuyularının yapılmasını durdurduğu halde birçok yerde tekrar yapıldığını dile getiren Türkeli, her şeyden önce adaletin olmadığını söyledi. Adalet ve yasalara inanmadıklarını dile getiren Türkeli, “Balçova’da yapılan termalleri ve mahallemizde yapılmaya çalışılan JES’leri anlattık. Balçova’da yüzeye daha yakın çıkmaktadır. Fakat burada aşağıdan çıktığı için yer kabuğuna zarar verip içtiğimiz sulara zarar verecek. Balçova’da sularda zararlı maddeler görülmeye başladı ve git gide artıyor. Tek tek evleri dolaşarak yaşlılara, gençlere herkese bunu anlattık. Hep beraber hareket ettik. Eğer devam etselerdi biz sonuna kadar direnecektik. Bütün her şeyi göze almıştık. Herhangi bir fiziksel müdahale olsa da vazgeçmeyecektik. Herkes çok bilinçlendi. JES’ler çürümüş yumurta kokusundan daha beter kokuyor. Aydın’da örneğini görmüştük. Bir kelime vardır. İnsan memleketini neden sever; çünkü gidecek başka yeri yok da ondan sever. Bizim gidecek başka yerimiz yok. Bundan dolayı buranın kirlenmesini, çevremizin üzerinden oyunlar oynanmasını istemiyoruz” dedi.
‘FİKRİMİZ ALINMADAN ÇİVİ ÇAKAMAZSINIZ’
JES kuyularına karşı verilen mücadelenin tam kazanılmadığını dile getiren Meryem Evrim Çetin Çamlıkur da, Ağustos 2017 yılından bu yana 14 tane JES kuyusu açılmaya çalışıldığını söyledi. Son olarak alan dışında gece saat ikide kuyu açma teşebbüsünde bulunulduğunu belirten Çamlıkur, buna karşı davaların açıldığını söyledi. Fark edilmesi üzerine mahallelinin alanda 12 gün boyunca nöbet tutuğunu  ifade eden Çamlıkur, nöbetin sosyal medya aracılığıyla valiye kadar yansıdığını belirtti.  Direnişi duyan tüm kurumların ve gazetecilerin kendilerini ziyaret ettiğini ifade eden Çamlıkur, daha önce açılmaya çalışılan 14 tane JES kuyusu ile davanın birleştiğini dile getirdi. Çamlıkur, “ÇED raporu olmaksızın kuyu açmayacaklarına karar verdiler. Biz 12 günlük nöbette fikrimiz alınmadan ‘çivi çakamazsınız’ aşamasını gerçekleştirmiş olduk” şeklinde konuştu.
‘ASIL SÜREÇ ŞİMDİ BAŞLIYOR’
“Asıl süreç şimdi başlıyor” diyen Çamlıkur, eğer ÇED raporunu bir şekilde alabilirlerse yine çocuk, kadın, yaşlı ve  gençlerle nöbet tutacaklarını belirtti. Meselenin sadece JES kuyusu olmadığını belirten Çamlıkur, “Çöp fabrikası diyoruz ama katı atık tesisi diye geçiyor. Onun bilirkişi heyeti gelecek. Tüm mahalleliyle birlikte çöp fabrikası istemediğimizi dile getireceğiz. Burası bizim 300 yıllık köyümüz. 7’nci nesildir burada yaşıyoruz. Mahallemizi yok etmeye çalıştıklarını düşünüyoruz” dedi.
Mahallede  her hangi bir olumsuzluk yaşandığı anda kendiliğinden oluşan ve süreklileşen bir örgütlülük söz konusu olduğunu belirten Çamlıkur, gelecek nesillerin de burada yaşamalarını istediklerini dile getirdi. Mahalleden gönderilmek istendiklerini söyleyen Çamlıkur, anladığımız kadarıyla burası müteahhitlerin yeni gözdesi. Fuar buraya yapıldı, hava limanına ve  Çeşme otoyoluna çok yakınız. Mesela Alaçatı’yı şimdi mahvettiler.  Büyük ihtimal Uzundere’yi de müteahhitlerin para hırsına kurban etmek istiyorlar. Kentsel dönüşümle ilgili mahalleleri de yıkmaya çalışıyorlar. Biz buradan gidersek ‘özel cezaevi’ yapacaklar. Yani özel siteleri güzel gösterip parayla cezaevlerine girdiklerini düşünüyorum. O yaşamlar bizim uyum sağlayabileceğimiz yaşamlar değil. Bundan dolayı mahallemiz, doğamız ve gelecek nesiller için direnişe ve mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
MA / Ayşe Sürme – Ruken Demir

EN SON EKLENENLER