Kuş Cenneti’ni cehenneme çevirecekler

Nallıhan Kuş Cenneti yakınlarına termik santral yapılmasının ardından sadece o bölgede yaşayan bilimsel adı “salsola grandis” olan dev salsolar, nesli tehlikede olan bey sümbülü ve yine tehlike altındaki 100 çift küçük akbaba yok olabilir.

Türkiye’de 70 ayrı kuş cenneti bulunuyor. Bunlardan biri de Ankara’daki Nallıhan Kuş Cenneti. Yıllardır doğal güzellikleriyle insanları çeken bölge, şimdi termik santral yapılmasıyla gündemde. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Nallıhan Kuş Cenneti’ne 6 kilometre uzaklıkta faaliyete geçmesi planlanan Çayrıhan-B adlı termik santralin kurulması için gerekli imar plan değişikliğini 6 Ocak günü onayladı.

Termik santral için yılda 3 milyon 850 bin ton linyit kömürünün kullanılması bekleniyor. Kömür ise çevredeki ocaklardan karşılanacak ve bölgede santrala ek olarak “düzenli atık depolama” gibi birçok alan yapılacak. Bu durumun Nallıhan Kuş Cenneti’nin doğasına geri dönülmez zararlar vermesi tahmin ediliyor.

Nallıhan Kuş Cenneti, doğal özellikleriyle dikkat çeken bir bölge, burası tarih boyunca Anadolu’nun önemli su kaynakları ve yaşam alanı olan Kızılırmak ve Sakarya nehirlerinin arasında yer alıyor. Bölge, sonhabar ve ilkbahar aylarında göçmen kuşların uğrak yeri, burada 200’ü aşkın kuş türü yaşıyor. Türkiye’de yaşayan 6 balıkçıl kuş türünün 5’i de Nallıhan Kuş Cennetti’nde.

MEMELİ EKOSİSTEMİ

Bölge, Akdeniz mikroklima özelliği taşırken, kızılçam ormanlarını vadilerde görmek mümkün. Aynı zamanda Toroslarda yaşayan kızıl geyikler burayı geçiş alanı olarak kullanıyor. Bölge geyikler, kurtlar, ayılar, karacalar gibi birçok canlının oluşturduğu memeli ekoistemi özelliğinde. Bundan kaynaklı sadece bu bölge kuşlar için değil aynı zamanda diğer canlılar için de önemli beslenme sahasıdır. Diğer bir yandan da dünyada sadece bu bölgede yaşayabilen çiçekler de mevcut.

KÜÇÜK AKBABALARIN EVİ

Bölge nesli tükenme tehlikesi altında yaşayan küçük akbaba için de önemli bir yere sahip. Avrupa’da neredeyse yok olma noktasına gelen küçük akbabanın popülasyonun en yoğun olduğu yer olan Nallıhan’da bu ender kuşlardan 100 çift yaşıyor. Termik santral, küçük akbabaların yaşam alanların tam orta yerine yapılmak isteniyor.

‘ÇED RAPORUNDA KUŞ CENNETİNİN ADI DAHİ GEÇMİYOR’

Konuya dair dihaber’e değerlendirmelerde bulunan Doğa Derneği Başkanı Tuba Kılıç, ilk santral için verilen Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna tepki gösterdi. Raporun içinde nesli tükenmekte olan canlılardan bahsedilmediğini belirten Kılıç, “Raporda Nallıhan Kuş Cenneti’nin’ adı dahi geçmiyor. Tamamen bilimden ve gerçeklerden uzak, devletin koruma altına aldığı canlı türleri ve bir kuş cenneti yokmuş gibi raporlar hazırlayarak böyle bir santrali hayata geçiremezsin” dedi.

‘ULUSLAR ARASI MEVZUATA DA AYKIRIDIR’

Kılıç, termik santral projesinin birçok uluslararası sözleşmeye de aykırı olduğunu belirtti ve ekledi: “Bunların yanın da taraf olduğumuz imzaladığımız sözleşmeler var. Bunların başında Cricetus (Hamster) ve Bern sözleşmesi geliyor. Bu sözleşmeler ile Türkiye ‘bu sözleşme taraf olan ülkelerle birlikte ben ülkemde ki şu özelliklere sahip alanları ve burada yaşayan nadir canlı türlerini korumak da sorumluyum ve sözünü veriyorum’ diyor. Bu sözleşmeleri imzalayıp pek çok uluslararası anlaşmaya aykırı bir projedir.”

‘KÜÇÜK AKBABA YOK OLACAK’

Kılıç, termik santralin kuş türleri üzerinde yapacağı etkiyi de şu ifadelerle aktardı: “Küçük akbaba yok olacak. Onların yuvasının üzerine yapılıyor bu proje. Burayı kuş cenneti yapan şey, Afrika’dan Avrupa’ya seyahat ederken kuşların uğrak yeri olması. Su kuşlarının ana uğrak yeri burası; leylekler, turnalar, ördekler, kumrular vb. kuş türleri burada konaklıyor. Siz onların konakladığı yeri kömüre boğarak, onların zehirlenmesine neden olabilirsiniz. Dolayısıyla burada yok etmeniz yok ederek bu cennetinden yararlanan buraya göç gibi zor bir yolculukta buraya muhtaç olan kuş türlerini tehlikeye atıyorsunuz.”

Kılıç, bölgede endemik bitki türlerinin olduğunu söyledi ve “Buraya özgü olan, sümbül türü, salsola ve geven türü var. Bunun dışında dünyada sadece Türkiye’de bulunan endemik türler içinde önemli bir alan. Bu türlerin orada kurulacak şantiyeyle birlikte ortadan kaldırabilirsiniz. Etkilerinin ne olacağına dair hiçbir detaylı çalışma yok” diye ekledi.

‘SADECE YABAN HAYATI DEĞİL İNSAN HAYATINA DA ZARAR’

Santralin yalnızca yaban hayatı açısından değil, insan hayatı anlamında da risk taşıdığını belirten Kılıç, şu değerlendirmede bulundu: “Dört mevsim tarım yapılan bir yerde, bu santral tarımsal ürünlere de zarar verecek. Orada bir başka termik santral var zaten. Çok düşük ve kalitesiz bir kömür çıkıyor orada. Ve onun zaten sıkıntıları oradaki tarıma verdiği zararlar yıllardır konuşuluyor. Bende Nallıhanlıyım orada fabrikadan termik santralden yana bir rüzgar eser o sene hiç üzüm alamazsınız. Çiftçi bilir bunu. O kömür fabrikasında çalışan işçiler olduğundan sesini de çıkarmazlar. Zaten olabildiği kadar zarar görmüş, öncesinde yapılan santrallerle, çiftçisi yeteri kadar zarar görmüş bir alana, ikincisini yapmanın hiçbir anlamı yok” ifadelerini kullandı.

‘TERMİK SANTRALE KARŞI TEK YUMRUK OLMALIYIZ’

Kılıç, santral projesinin iptali için gereken hukuku süreci başlattıklarını, çeşitli STK ve bölge halkı ile sürecin takipçisi olacaklarını söyledi. Kılıç, “Sorunu yaratanlar her zaman birlik içindeler ancak biz mücadele eden ne yazık ki her zaman birlik içinde olamıyoruz. Yapmamız gereken tek bir yumruk olarak mücadele etmek” dedi. Kılıç, bir an önce projeden vazgeçilmesi çağrısı yaptı.

Seda Taşkın – dihaber

EN SON EKLENENLER