Muş’un tek bakır ustası Mehmet Cevat Aktaş, bakır kullanımının yeniden canlandığını ve işlerinin iyiye gittiğini; ancak mesleği devredecek çırak bulamadığını belirtti.
Bir dönemin en gözde mesleklerinden biri olan bakırcılık, ilgisizlikten yok olma ile yüz yüze. Muş’un son bakır ustası Mehmet Cevat Aktaş, insanların mesleğe olan ilgisizliğinden yakındı. Mesleği 7 yaşında Erzurum’da yanında çalıştığı Acem Ali’den öğrendiğini kaydeden Aktaş, 28 yıldır yaptığı bu zanaatın zor olduğunu ve kimsenin yapmak istemediğini vurguladı.
Samsun’dan satın aldığı bakır levhaları işleyerek kullanılacak hale getirdiğini ifada eden Aktaş, siparişlere göre stil, çaydanlık, tencere, tava, cezve ve tabak yaptığını söyledi. Bir stili 5 gün içerisinde yaptığını vurgulayan Aktaş, bakır bir malzemenin yapım süresinin verilen desen ve işlemeye göre uzadığını aktardı.
‘BAKIR’I SEVECEKSİN Kİ GÜZELLEŞSİN’
Alınan bakır levhanın dövüle dövüle şekillendirildiğini belirten Aktaş, “Bakır’ı seveceksin ki güzelleşsin. Adam bana gelip ‘Lale figürü yap’ derse ona o figürü yaparım. Bana ‘ismimi yaz’ derse onu da yazarım. Bakır çok vitaminli bir maddedir. Çayını ve yemeğini bakırdan yapılmış kaplarda yaparsan hastalığa da yakalamazsın” diye konuştu.
‘BAKIRA DÖNÜŞ VAR ÇIRAK YOK’
Bakır kullanımının yeniden canlandığını aktaran Aktaş, işlerinin şimdilerde iyiye gittiğini dile getirdi. Talebin daha çok süs eşyasından yana olduğunu ifade eden Aktaş, şöyle dedi: “Şuanda bakıra dönüş var ama süs eşyası olarak. Bu meslek yavaş yavaş canlanmaya başlandı ama bizden sonra bu mesleği yapacak kimse yok. Bu mesleği kimse öğrenmiyor ve emek vermiyor. Bir ufak çocuğum var ona öğretmek istiyorum ama hevesi yok. Sevmiyor, sevmeyince de yapamazsın.”
‘YOK OLMASINI İSTEMİYORUM’
Mesleğin yok olmasını istemediğini söyleyen Aktaş, bazı insanlara fazla yevmiye vermesine rağmen gelip çalışmadıklarını aktardı. Aktaş, “Sanat okulundan bana eleman verdiler zanaat öğrensinler diye. Ama hepsi tek tek kaçtı” dedi.