Geçtiğimiz günlerde EPDK tarafından enerji üreten ve dağıtımını yapan şirketlere kilowatt başı açıktan ödeme yapılacağı açıklanmıştı. Buna gerekçe olarak da elektrikte ‘arz fazlalığının’ ortaya çıktığını belirten EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, ‘Kapasite mekanizması’ sistemine geçilerek piyasada şirketlerin elektrik satışlarını dengeli olarak yapmasının sağlanması olduğunu belirtmişti. Yılmaz, arz fazlalığından dolayı ortaya çıkan şirket zararlarına yönelik olarak, “Yerli kömür ile çalışan santrallerde de maliyet yüksekliği önemli finansal sorunlarına yol açıyor. Bu nedenle üretim ve tüketim dengesini sağlamakta sorun yaşamak istemiyoruz. Sisteme dahil olan firmalara yerli kömürde 21 kuruş, doğalgaz da 18 kuruş ve ithal kömürde 15 kuruş kapasite bedeli ödeyeceğiz” dedi.
Yerli kömür protokolu!
Zetes-Hattat Şirketi ile ‘Yerli Kömüre Dönüşüm Protokolü’ imzalandı. İmza törenine katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, bu protokolle sağlanan iş birliğinin Türkiye’nin yerli kaynakları önceleme stratejisi için önemli bir adım olduğunu söyledi. Türkiye’nin dört bir yanında doğanın yok edilmesini göze alarak açılmaya çalışılan kömür madenleri için tüketim alanı açma gayreti içinde oldukları görülen AKP hükümeti üretilmeyen enerjiye de para vermeyi sürdürüyor. Elbette bu para kayınbabasının cebinden çıkan bir para değil halkın parası olduğu unutulmamalı. Bonn’da 23’üncüsü düzenlenen iklim zirvesininde umurlarında olmadığını bu bağlamda hiçbir açıklamalarına rastlanmamasından anlaşılabilir. Türkiye’de enerji ihtiyacı olmadığı bilinmesine karşın bu üretimlerde ısrar ederek hem doğanın zarar görmesine neden olunurken aynı zamanda halkın emeğiyle ortaya çıkan değerlerin sermaye eline verildiği görülüyor.