Nurhak HES’leri istemiyor

Nurhak ilçesinin Engizeklere bakan yanından doğup Fırat’a dek ulaşan Göksu Nehri ikinci bir HES’in tehdidi altında.

Nurhak ilçesinin Engizeklere bakan yanından doğup Fırat’a dek ulaşan Göksu Nehri ikinci bir HES’in tehdidi altında. Umutlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali olarak bilinen projeye 2014 yılında verilen ÇED olumlu raporu yöre halkının girişimiyle mahkemeye taşınmış, rapor Kahramanmaraş İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmişti. 2016 yılında alınan bu karar 2017 yılında Danıştay tarafından da onanmıştı. Mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda Göksu Nehri’nin ikinci bir HES’i kaldıramayacağı açıkça ifade edilmekteydi. Buna rağmen şu günlerde söz konusu projeyi yapacak Nur-En Enerji Şirketi’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yeniden başvurduğunu öğrenen halk yeniden mücadeleye başladı.

ETHA’dan Emre Genç’in haberine göre İlk HES daha yapılmadan başlayan mücadele ne yazık ki kimi sebeplerden dolayı zayıf kalmış, başarıya ulaşamamıştı. Öncelikle HES’in bölge halkına çok faydası olacağı propagandası yayıldı. Güya Nurhak’ın elektriği bu santral aracılığıyla karşılanacak, halk ucuz elektrik kullanacaktı. Hatta neredeyse fatura bile ödemeyecekti. Sonra istihdam sağlanacaktı, yüklenici firma yayla yollarını yapacaktı… Sulama kanalları yapılacak, derin bir vadiden akan Göksu’nun suyu pompalarla kaldırılarak geniş ovalara sulama imkânları sağlanacaktı. Nurhak halkı ortalıkta dolaşan bu söylentilere inandı. Bu hizmet vaatleriyle eş zamanlı olarak, HES’e karşı verilen mücadelenin öncüsü konumunda olanlar terörize edildi. Halkın kabaran öfkesi böylece sönümlendi ve HES yapıldı.

Mercan alaları yok oldu

Aradan geçen yıllar HES’in Nurhak halkına hiçbir yararının olmadığını ortaya koydu. Şirket sahibi dışında kimsenin üç kuruş kârı olmadı. Aksine, HES’in açığa çıkardığı yıkım tüm çıplaklığıyla göz önüne serildi. Bölgedeki tarihi doku, turizme kazandırılabilecek alanlar gözardı edilerek tahribat riskiyle karşı karşıya kaldı. Türkiye’de sınırlı sayıda nehirde bulunan Göksu’nun göz nuru Mercan alaları yok olma noktasına geldi. Boru döşemek için açılan yollar yüzünden belki yüzlerce yıllık meşe ve ardıç ağaçları, ormanlık alanlar yok edildi. Suyunu nehirden temin eden yaban hayvanları başka kaynaklar aramak zorunda kaldı ve yüzlerce yılda kurulan doğal sistemler bozuldu. Nehrin suyunu kaybeden yaylacılar yetersiz su kaynakları dolayısıyla belirli alanlarda kümelenmek zorunda kaldı ve bu durum hayvanların verimini önemli oranda düşürdü.

İkinci HES’e tepki

Tüm bunların ışığında, toplum zarar ettiğini geç de olsa anladı. Bu yüzden ikinci HES’e tepki ilkinden çok daha büyük olacak gibi gözüküyor. Başta Nurhak Belediye başkanı İlhami Bozan, meclis üyeleri ve muhtarlar olmak üzere, halkın temsilcileri halkla birlikte yürüyor bu dönem. CHP Maraş milletvekili Ali Öztunç sahada da incelemeler yaparak ciddi çaba sarf ediyor. HDP Antep milletvekili Mahmut Toğrul mücadeleyi daha geniş kamuoyuna duyurmak için çeşitli platformlarda emek veriyor. Yöre halkı gerek CİMER’e şikayet dilekçeleri ile gerek sosyal medya kampanyalarıyla sesini duyurmaya çalışıyor.

Sözün özü, Nurhak halkı ilk HES sürecindeki hatalara düşmemeye ve ikinci HES’i durdurmaya kararlı. Halk, doğa tahribatına mutlaka kültürel bir tahribatın eşlik ettiğini de görüyor. Nurhak’taki HES ile Pazarcık-Çöçelli Köyü’ndeki taş ocağının, Kaz Dağları’ndaki doğa katliamıyla Bursa’daki maden tahribatının, Artvin derelerindeki, Dersim-Munzur’daki, Alakır’daki yıkımın temelde aynı rantçı politikanın ürünü olduğunu ve buralarda gelişen mücadelelerin de kardeş mücadeleler olduğunu biliyor. Bu kardeşliği büyüterek hem deresine, hem ruhuna sahip çıkıyor.

MARAŞ

EN SON EKLENENLER